Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


MÜZİK VE BEN-2


            Onun da diğer sanatçılardan farkı yoktu. Kendi yazdıklarının dışına çıkmıyordu. Hatta arkadaşlar bir gün;

            ?Halil Bey.?dediler. ?Ahmet de şiir yazıyor, O´na neden sahip çıkmıyorsun??      

             O bana döndü ve dedi ki;

            ?Ahmet bir meşhur olursa geri eve dönmez.?

            Aslında öyle biri değildim.  Ama Âşık Salihi güngörmüş, yıllarını sahnelerde geçirmiş, usta bir bestekârdı. Bizlere göre geniş bir hayat tecrübesi vardı ve benim gibi saf bir çocuğun o yollarda harcanacağını düşünüyordu. Belki de haklıydı. Oysa sahnelere çıkmak, o gün de bu gün de aklımdan hiç geçmemişti.

          Konya´da tekrar bir saz aldım. Eve getirdim bir türlü çalamadım. Ben çaldıkça hanım çıldırıyordu. Sinirlendim sazı kırdım. Çok zoruma gidiyordu çalamamak.

           Saz çalmaya uzun bir süre ara verdim. Daha sonra mesai arkadaşımız İbrahim´e akşam ziyaretine evine gittik. Evinde bir sazı vardı. Bayağı da büyüktü. Elime aldım çalacak gibi yaptım, yine çalamadım. İbrahim´ de çalamazmış. O gün saz kursuna birlikte gitmeye karar verdik.

            Bankanın yakınında bir sazcı bulduk. Bize kurs verecekti. Anlaştık. Yaklaşık bir hafta kursa gittik. Bir kaç türküyü ondan öğrendik. Fakat şansımızdan adam dükkânı kapattı. Biz de yarı yolda kaldık. Durumu Âşık Salihi´ye anlattık. O da bana bir saz beğendi. Sazı aldım ve eve getirdim. Her akşam eve gelince, bildiğim türküleri çalmaya çalıştım. Bir arpa boyu bile ileri gidemiyordum. Bu kendi kendime çalışmalar yaklaşık otuz yıl sürdü.

          Adana´da saz çalan usta bir arkadaşın yanına gittim. O da bana birkaç türkü öğretti. Biraz da onları çaldım, çalıştım. O da yaklaşık beş altı sene sürdü. Emekli olduktan sonra ne oldu bilmiyorum, birden sazımda bir farklılık olmaya başladı. Kendi kendime ilk defa hem çalıp hem söyleyebiliyordum. O kadar hoşuma gidiyordu ki, bunu devamlı yaptım.

           Daha sonra söylediklerimi teybe aldım, nerde hata yapıyorum diye. Derken, bayağı ustalaştım. Sonunda beste çalışmasına başladım. Önceleri bir garip şeyler oluyordu. Daha sonra bilgisayarda onlara fon vermeye çalıştım.

          Artık, bana göre ustalaşmıştım. Bir ağabeyimiz bestem için şöyle diyordu;

        ?Senin çalışman diğerlerine uymuyor. Bu yaptıkların Dokuzoğlu stili olmuş.?

         Aşk ateşi cehenneme benzemez,

         Cenneti ala da kimse bilemez,

         Gören, duyan, soran aşkı anlamaz,

         Aşk içimde yanar şavkı bende yok.

          Bu sözler bile başkalarından farklı olduğumu gösteriyordu.

          Eleştiriler elbette olacak, ama bu yaştan sonra kırmızı kayışlı davul çalacak değilim! Ustalar bize bakmadılar. Biz de müzikte kendi stilimizi ortaya çıkardık. İyi ya da kötü bunu zaman gösterecek. Sevenlere selamım olsun. Sevmeyenler başka kapıya.

          Sürçü lisan ettikse af ola. İsterim ki insan önce insan ola.

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00