Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


O, YİNE HAKLI ÇIKTI


Kuvayı Milliye, Hâkimiyet-i Milliye ve Müdafaa-i Hukuk. Türkiye´nin kuruluş ayarlarından üçü ve belki en önemlileri.

Nedir bunlar?

Kuvayı Milliye terim olarak: Milli güçler, milli kuvvetler olarak anlamını bulurken, ülkenin tüm güçlerinin, milli menfaatler doğrultusunda yönlendirilerek, marjinal kullanılması olarak da değerlendirilebilir. Kuvayı milliye denilince ilk akla gelen, Milli Mücadele döneminde kurulan ve bağımsızlığın elde edilmesindeki en büyük güçlerden olan Milli Ordudur.

Milli Ordu, bağımsızlık karakteriyle ve her türlü siyasi etkiden uzak, siyasetin üzerinde bir yönetim algısıyla, ülkenin bekasında en önemli ve caydırıcı unsur olarak yer alır. Bu gücün, siyasetin, menfaat veya inanç gruplarının etkisi altına girmesi ülkeyi felakete götürür. Bu manada, Milli Ordunun daima siyasetin dışında, emir komuta bütünlüğü içerisinde ancak, Devletin emrinde bulundurulması ve bağışıklık sistemlerinin etkin olarak çalıştırılmasıyla millilik vasfını koruması sağlanmalıdır.

Hâkimiyet-i Milliye terim olarak: Milletin egemenliği, milli egemenlik olarak tanımını bulurken, ?Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir? sözleriyle, gerçek manada yerini alır. Türkiye Cumhuriyetinin Kurucu Lideri, daha planlama aşamasında, Erzurum ve Sivas Kongreleriyle ve hemen ardından devamında Milli Mücadele süresince, Milli Meclis ile halkın, milletin hâkimiyetinin esas olduğunu ortaya koyarak, en güçlü savunucusu oldu. Milli Mücadelenin, başından sonuna kadar Milli Meclis ile yürütülmesini sağladı.

Müdafaa-i Hukuk terim olarak: Hukukun korunması ve hatta hukukun üstünlüğü olarak tanımını bulsa da bu tabir, bir Milli Mücadele ideolojisi olarak kullanıldı. Ancak, özünde hukukun üstünlüğünün korunmasıyla anlamını bularak, Türkiye Cumhuriyetinde, kuvvetler ayrılığı ilkesinde, bağımsız yargı olarak, yasama ve yürütmeyle birlikte yerini aldı.

Kurucu Lider ve Gazi Meclis, zamanın şartlarında, en uygun konumda ve bağımsızlığın temel ilkelerinden olan bu kavramları benimseyerek, korumaya yönelik tedbirler aldı. Milletinin kayıtsız şartsız egemenliğini kabul ederek, sadece onun emrinde ve hizmetinde, sadakatle ülkesini korumaya motive olmuş milli ordunun, siyasetin dışında kalması için alınan ilk tedbir, milletvekili olan komutanların, ordu veya Meclis arasında bir seçim yapması gerekliliğidir ve Mustafa Kemal Atatürk´ün dirayeti ile bu sağlanarak, Milli Ordu siyasetin dışında muhafaza altına alındı. Üstelik Milli Mücadelenin, anlık ve etkin kararlar alınmasının gerektiği en zorlu günlerinde dahi, Meclisin dışında bir çözüm düşünülmeyerek, halkın iradesinin dışına çıkılmadı.

Türkiye Cumhuriyeti´nde günümüz konjonktüründe yaşanan vahim gelişmelerle, önce bağımsız yargının kontrol altına alındığı, ardından da Milli Ordunun içine sızılarak, millilikten uzaklaştırılmaya çalışıldığı, özellikle son 15 yıl içerisinde gelişen olaylar ve dikkatle izlenen dava süreçlerinde yaşananlarla şaşkınlıkla izlenirken, 15 Temmuz´da yapılan kalkışma, iç savaş çıkarma eylemiyle bu girişimler travma boyutlarında algı karmaşasına ulaştı.

Milletin hâkimiyeti esasının ise siyasi parti liderlerinin tutum ve davranışlarıyla, çok daha önceden halktan koparılarak, lider hegemonyasına devredildiği izlendi. Bu durumda, kurucu ilkelerden olan Hakimiyet-i Milliye, Müdafaa-i Hukuk ve Kuvayı Milliye kavramlarının korunamayarak, ülkenin bir kaos ortamına ve nihayetinde milli irade dışında bölünmeye, yıkılmaya doğru sürüklenmeye çalışıldığı görüldü.

Bu gün, yaşadıklarıyla büyük bir travma içerisinde olan halkın, yine davranışlarıyla, farkında olmasa da her kesimde, kurucu değerlere ulaşma yolunda hareketlendiği ve kurucu değerlerden uzaklaştıkça felakete yaklaşıldığı ortada.

Türkiye´nin tüm bu değerlerinin ortadan kaldırılarak, ülkenin, Dünya ülkeleri gözünde ve özellikle bölge ülkelerinin algılarında, kuruluşunda belirlenen ilkelerin tamamen dışında bir tablo çizerek, itibarsızlaşma yönünde ilerlediği ise çok önemli bir realite.

Kurucu değerlerin haklılığı, önemi ve korunmadıkları takdirde ülkenin bekasının tehlikeye girdiği bir kez daha anlaşıldı ve O´nun, Mustafa Kemal Atatürk´ün haklılığı, bir kez daha ortaya çıktı. 

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00