Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


ÖDÜL, İNANIP DA BAŞARILANLARDA


İnsanların almış oldukları yolda öncelik her zaman onların yaşam hikayelerini gözetmeye verilmeli. Başarı ve onun ardında yatan kararlılık, kimliklerde değil, kişiliklerdedir çünkü. Esas önemli olan da, başarının altında yatan bu gerçeklerdir. Elbette bu kadar önemli çalışmalar yapmış ve takdir edilip, ödüllendirilmiş bir başarının kendi milletinden çıkmasının yaratmış olduğu kıvanç da çok önemlidir.

 Ortak gururumuz olan pek çok başarı öyküsünün içinde bulunduğumuz dönemde daha farklı dokunduğunu hissediyorum. Tutundukları her bir dal herkese yapabilecekleri konusunda umut oluyor. Tıpkı bugün hatırlanmayan ama aslında 1963 yılında ülkemizde ilk Nobel´i alan olarak tarihe geçen Urla doğumlu Yorgo Seferis´in şiirinde dediği gibi: ?Senin ülkenim ben; ne istersen o olurum. Şu anda kimse olmasam bile.?

Çoğunuz gibi ben de adını ilk kez duymuştum Aziz Sancar´ın. Ta ki bilim dalında bir Türk´ün ?insanlığa hizmetin? esas alındığı dünyanın en prestijli ödülü sayılan Nobel´i kazandığını duyana kadar. Kökenlerin çatıştırıldığı, insanlara asıl önemli olanın gerçek başarı hikayelerinde yatanlar olduğunun unutturulduğu bir dönemde öylesine güzel geldi ki bu ödül.

 ?Bu ödülü ülkemin gençlerine adıyorum. Hikayem, inanıp da başarılamayacak hiçbir şeyin olmadığıdır? diyen cümlelerinde yer alan eğitime inanmanın ve başarıya ulaşma yönünde sebat göstermenin önemli olduğunu anlatan  bir duruşla, hepimizin en ihtiyacı olduğu anda, çok özlediğimiz bir gururu yaşattı bizlere. Üstelik tüm had bilmezlere öyle vatansever bir duruşla cevap verdi ki, göğsümüz bir kez daha kabardı: ?Bu Nobel, Cumhuriyet eğitim sisteminin bir eseridir.?

Çoktan hak ettiği bir ödülün haklı gururunu bizlere yaşatırken zorlu yaşam koşullarında ne denli çabalamış olduğunu gösterdi hepimize. Uzmanlık alanında dünyaya hediye etmiş olduğu çok önemli çalışmalar konusunda haddimi biliyorum. Hücrelerin hasar gören Dna´larını nasıl onardığını, genetik bilgisini nasıl koruduğunu haritalandıran araştırmalara verdiği emeğin yaklaşık kırk yıllık bir zaman dilimine yayıldığını söyleyebiliyorum sadece.

Ama asıl üzerinde durmak istediğim konu, okuma-yazma bilmeyen bir anne-babanın, hepsi okumuş çocuklarından biri olarak Mardin´de dünyaya gelmiş olan bir çocuğun, eğitimin onun hayatındaki önemini fark ederek göstermiş olduğu gayretin değeridir. O kadar iyi tanıyorum ki böyle aileleri. Tüm zorluklara karşın, çocuklarına verebilecekleri eğitimin onların geleceğine yapabilecekleri en iyi yatırım olduğunu iyi bilirler. Ve öyle iyi bilirim ki bu ailelerden çıkan çalışkan çocukları, başka yapabilecekleri çok şey olsa da, kararlarının onları en doğru yol olan eğitime, bilime götüreceğinden zerrece kuşku duymazlar. Daha kısa yollar yerine, zor ama esaslı olandan yana durarak, bir ömrü insanlığa yarar hale getirmeye çalışırlar. Böylesi yaşam hikayelerinden nasibimize düşen ise onlarla gurur duymak ve mutluluklarını paylaşmak olur.

Aziz Sancar da kendi gerçeklerinin farkında, o dönem kısıtlı imkanlarla eğitimini tamamlarken, çoğu Köy Enstitüsü mezunu idealist öğretmenlerden bahsediyor bir söyleşisinde. Öyle ki bir cümlesinde ?doğmuş olduğum topraklarda o dönemki ilkokullarda verilen eğitim o kadar iyiydi ki, şimdi burada Amerika´da bu eğitimi verirler mi bilemiyorum? diyebilecek kadar da öğretmenlerinin hayatındaki öneminin altını çiziyor. Yılmadan, uzun yıllara dayanan büyük çabalar sonucu kazanılmış bir ömrün gerçeğini görüyoruz onun yaşadıklarından. Ve öncelikle bu sebeplerden dolayı saygı ve hayranlık duyuyoruz. Üstelik günümüzde imkanı olanların pek çoğunun yapmayı akıllarına getiremeyecek kadar da yardımsever bir milliyetçi olduğunu öğreniyoruz. Yurtdışındayken bile ülkesi hep önceliğinde olmuş. Ülkemizdeki öğretim üyelerini davet etmiş laboratuarına yıllarca.Yüz binlerce dolar harcayıp Türk Evi adında bir öğrenci yurdu açmış. Burada Türkiye´den gelen yüksek lisans ve doktora öğrencilerini ağırlamış. Nobel´den kazandığı yaklaşık üç milyon lirayı da bu Türk Evi´ne bağışlama kararı almış.

Bakın Pakistanlı Malala da Nobel ödülünü alırken yapmış olduğu konuşmada ne güzel özetlemiş  kocaman yüreğinden çıkanlarla gerçekleri: ?Bize tanrıdan gelen ilk emir ?oku? dur. Neden birilerine silah vermek kitap vermekten daha kolay? Neden tank yapmak okul inşa etmekten daha kolay? Babama kanatlarımı kırmayarak uçmama izin verdiği için çok teşekkür ediyorum. Bir kitap, bir kalem ve bir öğretmen dünyayı değiştirebilir.?

Ne dersiniz, gerçek ödül, inanıp da başarılanlarda değil mi sizce de?

 

YAZARLAR

  • Çarşamba 26.7 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    10264,01%-0,70
  • DOLAR

    32,25% 0,00
  • EURO

    34,70% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2396,18% -0,16
  • Ç. ALTIN

    3891,70% -0,29