Ahmet DUMAN


Okumak


Çok sevdiğim hatta beni en çok güldüren insanlık durumlarından birisi de ?bilir? görünmek. Bizim ilk gençlik yıllarımızda ?okumak? bir prestij sorunuydu. Çok satan kitapları, yeni çıkan kitapları, klasikleri hiç ayırt etmeksizin okurduk. İşin güzel yanı okuduklarımızı da birbirimizle tartışır konuşurduk. Kitap konuşmanın çok yararı vardır; eğer siz okuduysanız okuduklarınızı pekiştiriyor belleğinize daha sağlam bir yere yerleştiriyorsunuz. Bunun yararını bu gün bile görüyorum: En azından, ne, nerede, kim tarafından yazılmış anımsıyor ve ayrıntılar için kaynağa yönelebiliyorsunuz. Bir başka yararı ise başka birinin okuduğu kitabı okumuş gibi biliyorsunuz. Bazı kitapların her şeyi konuşulur ancak, hele de söz konusu bir roman ise sonu anlatılmazdı. Bu, işin fiyakasını bozardı! Karşılıklı okunduğu zaman daha etkili bir tartışma söz konusuydu. Bu okuyanlar arasında Bir cins vardı ki; okumazlardı! Ama bilirlerdi. Bu arkadaşlardan bazılarını yıllar sonra gördüğümde hiç değişmediklerini ancak biraz daha gelişip, ?her şeyi bilen? olduklarını gördüm.    

Geçen hafta yazımın başlığı ?Tarih Okumaktı.? Tarih okumak çok önemlidir. Bir de doğru okuma sorunu var doğal olarak. Bu soruna Tarih okumalarında daha sık rastlanıyor. Görünüşte herhangi bir tarihi kişiliği ve olayı anlatani bir kitaptan koca bir coğrafyanın toplumsal gelişimini ve sıkıntılarını ve bu coğrafyanın yüzyıllardır aşamadığı bazı sorunları ve bu güne yansıması gibi çıkarımlar yapmak kafa yoran ama zevkli bir iştir. 

Yukarda sözünü ettiğim şu, hiç okumayan ama bilen insanlar var ya, onlardan biriyle tanışıyorum sabahları spor yaparken tanıdığım hoş bir insan. Birkaç yıl önce bir sabah hoşbeşten sonra dedi ki; sana bir kitap salık vereyim al oku. Aramızda daha önce böyle bir konu olmadığı için biraz şaşkınca  ?memnun olurum? dedim. Tuna Kiremitçinin Selanik´te Sonbahar başlıklı romanını söyledi hatta ?Güzel bir kitap? diye eklemeyi de unutmadan. Kitabı aldım bir solukta okudum bir zaman sonra ?kitabı okudum, çok güzeldi tavsiyen için teşekkürler? dedim ve kitaptan biraz söz etmeye başladım; baktım he hı ile geçiştiriyor durup yüzüne bakınca ?ben kitabı okumadım? dedi ?tv de tanıtımını izledim!? Kitabı verdim okudu geri verirken ?gerçekten güzel kitapmış? dedi.

Okumak var Okur gibi görünmek var. Çünkü entelektüellik hala geçer akçe; eski akçe ama geçiyor. Bu, bize özel bir huy değilmiş geçenlerde İnternette bir şeyler araştırırken. İnanılmaz bir başlık gözüme çarptı; anında aradığım şeyden vazgeçip hemen oraya girdim: Hakkında Yalan Söylediğimiz Kitaplar! Nasıl yani? Diyeceği geliyor insanın. Meğerse, İngiltere´de bir yayınevi bu konuda bir soruşturma yaptırmış 13 adet kitap saptanmış hakkında en çok yalan söylenen. Listede tanıdığım birkaç kitap da var. Bakın insanların entelektüel görünme isteklerinin nerede olduğuna.

Herkes etrafında saygı uyandırmak, bilgisinin çok olduğunu göstermek ister doğal olarak bu içgüdüsel bir şey. Yani önemsenmek istiyor insanoğlu, diğerleri de önemseyelim ama hak edilmiş bir önem olsun bu diyerek soruyor. Fakat soruşturma sonucu çok kötü: yalan söyleyen yetişkinlerin oranı %41!

Bu 13 kitabın başında James Bond romanları geliyor. İnsanlar bu kitapları okumamışlar sadece filmlerini izlemişler, sonra Türkçe adı Guguk Kuşu Yuvasının Üstünden Biri Uçtu olan filmin romanı da aynı şekilde. Ünlü Baba romanı da okunmamış ancak filmi izlenmiş?

Anlata bildim mi bilmem? Her elinde kitap gördüğünüzü okur sanmayın.

 Önümüzdeki birkaç hafta yazmayacağım. Tekrar buluşuncaya kadar hoşça kalın.

Konu ile ilgili adres:(http://www.sabitfikir.com/dosyalar/hakkinda-yalan-soyledigimiz-kitaplar)        
Yazan Ece Karaağaç 27.04.2017

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22