Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


PANORAMİK BAKIŞLA BÖLGE VE TÜRKİYE


Japonya´da yapılan G-20 zirvesinde, Türkiye ve bölge öncelikli olmak üzere, Dünya

kamuoyunun merakla beklediği Erdoğan-Trump görüşmesi gerçekleşti. Toplantıdan
görüntülerle yansıyanlar ve özellikle Trump´ın Türkiye, toplantıya katılan heyet ve S-400/F-35
krizinin nedenine yönelik sözleri, doğal olarak tartışma konusu oldu. Trump, kriz konusunda
bir önceki ABD yönetimini eleştirirken, ağzından, F-35´lerin her durumda verileceği ya da
CAATSA yaptırımlarının uygulanmayacağı yönünde net bir açıklama duyulmadı. Ancak,
Türkiye heyeti en üst seviyeden krizin bittiğini ve yaptırımların uygulanmayacağının Trump
tarafından belirtildiğini açıkladı. Kapalı kapılar ardında yapılan konuşmalar, anlaşmalar doğal
olarak bilinmezken, ortaya çıkan görünümün piyasaları rahatlattığı anlaşılıyor ki bu da güzel
bir gelişme. Ancak, bu toplantının sonuçları ve gelişmelere yansıması, kısa süre sonra teslim
alınması beklenen, S-400 Hava Savunma Sisteminin Türkiye´ye gelişiyle oluşacak
konjonktürde net olarak görülecek. Aslında ABD, Türkiye´nin, bu füze sistemini alsa bile,
aktive etmemesini garanti altına almak istiyor. Bu istemin arkasında, ABD´nin, muhtemel
bölgesel eylemlerinde öncelikle kendini ama esasen İsrail´i güvence altına alma isteği olduğu
anlaşılıyor. Aslında Trump, yine ticari bir yönlendirme çabası içinde gibi görülüyor.
Bu arada, İsrail hava taarruzu esnasında, Suriye tarafından önleme maksatlı atıldığı iddia
edilen bir S-200 roketi, hedefine isabet edemeyerek, yaklaşık 250 Km. uçuşunun ardından,
KKTC´de bir yerleşim yeri yakınına düşerek imha oldu. İddialar, bu roketin bilinçli olarak ve
İsrail tarafından elektronik karıştırmayla yönlendirildiği doğrultusunda. Suriye, roketin
kendilerine ait olduğunu ve hedefe isabet edemeyerek yoluna devam ettiğini, yakıtı bitince de
KKTC üzerinde düştüğünü açıkladı. Ancak, bu füzelerin menzili yaklaşık 300-350 Km ve
müdahale olmadan en az 50 Km. daha yol alabilirdi. Üstelik füze sistemlerinde kendini imha
mekanizmaları olduğu da bilinen bir gerçekken, bu füzenin atılması ve hedeflendiği
koordinatlar önceden kararlaştırılmış olabilir. Aynı füze, bölgede faaliyetlerine devam eden
Yavuz veya Fatih sondaj gemilerini de vurabilir ve bahanesi aynı olabilirdi. Yani kuvvetle
muhtemel, bu bir tesadüf değildi.
Türkiye, Doğu Akdeniz enerji mücadelesinde, Kıbrıs batısından Libya´ya kadar uzanan bir
hatta hak iddiasındayken, Meis adası üzerinden Yunanistan ve Kıbrıs çıkarları iddiasıyla
GKRY´den engelleme girişimleriyle de karşı karşıyayken, bir anda ortaya çıkan Libya gerilimi,
esasen şaşırtmadı. Mısır ve BAE tarafından desteklenen ve Libya´nın doğusuna neredeyse
hâkim olan General Hafter, bir anda ortaya attığı Türkiye suçlamaları, Libya hava sahasını
Türk uçaklarına kapatma yaptırımı ve ardından altı Türk denizcisinin gözaltına alınması
eylemiyle gündeme geldi. Bu eylemler, alınan tedbirlerle çok zorlanmadan geçiştirilmiş gibi
görülürken, bölgedeki potansiyel tepkinin risklerini ortaya koymasıyla, tabi ki bu da bir
tesadüf değildi.
Ve BM, çocukları koruma maksatlı bir örtüyle, YPG/PKK ile karşılıklı imza atarak,
YPG/PKK´yı, BM nezdinde meşrulaştırmış oldu. Bu girişim, esasen çocukları korumaya
yönelik masumane bir faaliyet gibi lanse edilmeye çalışılsa da ABD´nin bölgesel
istemlerinden biri daha gerçekleşti. YPG/PKK, BM nezdinde karşılıklı imza atarak,
uluslararası bir statü elde etti ve tanınmasına zemin hazırlanmış oldu. YPG/PKK ya da ABD
lansesiyle BM´de kullanılan ismiyle SDG adına imzayı atan kişinin, Türkiye tarafından kırmızı
bültenle aranan bir terörist olması, dikkat çekici. Bu şu demek: Türkiye´nin kırmızı bülten
kapsamına aldığı ve ısrarla aradığı suçlular, uluslararası boyutta, gerçek anlamda suçlu
olarak görülmeden serbest dolaşım yapabildiği gibi, devletlerle ve uluslararası faaliyet
gösteren kurumlarla rahatlıkla görüşmeler, anlaşmalar yapabiliyor. Buradan çıkan sonuç ise
Türkiye´nin yargı kararlarının, sınırları dışında sorgulandığı ya da çok da ciddiye alınmadığını
gösteriyor ki bu hiç de hoş değil. Bu faaliyet de kesinlikle masumane yapılmış, tesadüfî bir
eylem değil.

Bu arada Suriye´de, Rusya kontrolündeki bölgede bulunan Suriye rejim kuvvetleri tarafından,
TSK´nın İdlip´te bulunan kontrol noktalarına yapılan topçu ve havan atışları, şiddetle karşılık
verilmesine rağmen devam ediyor. Bu atışların istikrarından da kesinlikle kontrolsüz
olmadıkları, tesadüfî olmadıkları ortaya çıkıyor.
Türkiye her yönden sıkıştırılmaya çalışılırken, esasen Devletin duruşu oldukça kararlı ve
istikrarlı. Türkiye, kendi hava savunma sistemini daha iyi seviyede tesis edebilmek için, S-
400 sistemini almak zorunda ve alacak. Aynı zamanda, oldukça sıkıntılı bir süreçle kendini
amorti edemeyecek ve gelişen teknolojinin giderek gerisinde kalacak olan F-4 savaş
uçaklarının derhal ve F-16 savaş uçaklarının da yakın zamanda, planlı bir süreç içinde, hava
savunma sistemi dışına çıkarılması gerekiyor. Türkiye´nin, bunların yerine planlanan F-35
savaş uçaklarını ya da aynı veya benzer özelliklere sahip savaş uçaklarını en kısa sürede
alıp envanterine sokarak, Hava Kuvvetlerini, dünya standartlarının gerisinde bırakmaması
gerekiyor. Aynı zamanda, Doğu Akdeniz´de mevcut enerji rezervleri trilyon dolarlarla ifade
edilen düzeydeyken, bu mücadeleden de kesinlikle kopmayıp, pay alması gerekiyor. Başka
bir açıdan da Ege´de devam eden mücadelede, mutlaka kazanımla ama en azından mevcut
haklarının korunumunda bir konumda ilerlemesi gerekiyor. Suriye sınırında güvenli bölge
oluşumunda ısrar doğru ve İdlip sorununun, büyük bir göçe yönlenmeden sonlanması
gerekiyor. Bu arada, ülke içinde sayıları giderek artan Suriyeli geçici sığınmacılarla ilgili, ivedi
tedbirlerle çözüme ulaşılması da gerekiyor. Şu anki görünümde, giderek artan gerilimle
oluşacak muhtemel bir Suriye-Türkiye çatışmasında, bu sığınmacıların, en azından bilinçli
gönderilmiş bir kısmının, ülke içinde serbest dolanımında, kendi ülkeleri menfaatlerine uygun
yapabileceklerini düşünmek, oldukça sıkıcı sonuçlara götürüyor.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51