Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


SAHTE DİPLOMA ÇETESİ


 

Derler ya ?şeytan ayrıntıda gizlidir?. Gerçekten de öyle. Küçücük bir ayrıntı, küçücük bir tereddüt, üstüne gidildiğinde ne büyük sonuçlara ulaştırabiliyor insanı.

1989 yılının son aylarıydı sanırım. Kaymakamlıkta görevli odacımız Tahir Efendi elinde bir evrakla girerek: ?-Efendim Kekikdüzü köyüne atanan imam hatip geldi. Bu onun atama evrakı. Müftülüğe havale edebilir misiniz?? dedi.

İmam hatipler, öğretmenler; en uçta yaşayan, halkla Devlet arasında köprü konumundaki görevlilerdir. O sebeple onlara hep değer vermiş, önemli görmüşümdür. O tarihlerde, resmi görevle atanmış imam hatiplerin bulunmadığı yerleşim yerlerinde çalışan geçici görevli imamların bazılarının Devlet çizgisinde olmadıklarını, içlerinde PKK sempatizanı olanlar dahi bulunduğunu biliyor ve tüm köy camilerinde resmi görevli imam hatip atanması için gayret gösteriyordum. Bizzat tanımak istedim.  ?-Gelsin, tanışalım,? diyerek evrakını tuttum.

Ben 18-20 yaşlarında birini beklerken, kapıdan otuzlu yaşlarına yaklaşmış, etine tıknaz, beyaz benizli, sarışın, mütereddid biri girdi içeriye. Kapıdan girmekte olan bu kişi, bir ara ayakkabısını çıkarmaya niyetlendi. Tahir efendinin uyarısıyla, vazgeçti. Kaymakam makamındaki halılara ayakkabısıyla basıp basmamakta tereddüt ettiğini fark ettim. Kısaca tanımaya çalıştım. İçine kapanık birine benziyordu. Kaymakam karşısında ?sorgulanıyormuş gibi hissetmiş olabilir kendisini? diye üstelemedim. ?-Hayırlı olsun? deyip gönderdim.

Ama o, ?camiye giriyormuş gibi ayakkabısını çıkarmaya niyetlenmiş olması?, beynime oturdu. Gözümün önünden hiç gitmiyordu. Bir süre çözemedim, olayın esrarını.

Sonra bir gün Kekikdüzü köyüne yolum düştü. Okulun ardından cami görevlisini de görmek istedim. Bizim ?imam efendi? sakal bırakmış; ayakta şalvarı, başında takkesi, elinde asası ile çıktı karşıma. Müslüman din adamından çok papazı andırıyordu. Bu durum kafamdaki soru işaretlerini depreştirdi. Burada yanlış olan bir şey vardı, üzerine gidilmesi gereken, ama ne?

Biraz zorlayınca hüküm netleşti, kafamda: ?Bu kişi Devlete ait, Milli Eğitim Bakanlığı programının uygulandığı bir imam hatip lisesinden mezun olmuş, olamazdı!? Eğer öyle olsa idi, en azından okul müdürü odasına girmiş, çıkmış; halı serili makam odasına girerken ayakkabı çıkartılmayacağını görmüş, yaşamış olurdu.

Valilik kanalıyla Diyanet İşleri Başkanlığı´na bir yazı yazarak; ?Söz konusu aday imam hatibin atama evrakı arasında bulunan niteliklerini gösterir belgelerin, incelenip iade edilmek üzere, gönderilmesini,? istedim.

Üç hafta sonra cevap geldi. Gelen yazıda özetle: ?Cami imam hatiplerinin il ya da ilçe memuru değil, atama yetkisi Diyanet İşleri Başkanı uhdesinde merkez memuru oldukları; bu sebeple atama evrakının gönderilemeyeceği,? bildiriliyordu.

Bu defa aynı yazıya ilgi tutarak; ?5442 sayılı İl İdaresi Kanunu´nun 32.nci maddesi F bendinin son fıkrası gereğince, kaymakamlarca istenen bilgi ve belgenin gönderilmesi gerektiğini,? belirterek talebimin yerine getirilmesinde ısrar ettim. Sanırım iki ay sonra Kekikdüzü köyü camisi aday imam hatibinin atama evrakı arasında bulunan diploması, yeterlilik sınavı komisyon kararı, v.b. geldi.

Görünüşe göre ?kişinin iki yıl önce Muş İmam Hatip Lisesi´nden mezun olduğu; yapılan yeterlilik sınavında, özellikle meslek derslerinden, yüksek notlar alarak sınavı kazandığı? anlaşılıyordu.

Muş İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü´ne bu kişinin diploma fotokopisini göndererek; ?Fotokopisi gönderilen diplomanın müdürlüklerince düzenlenip düzenlenmediğini,? sordum. Gelen yazıda: ?Okulumuz kayıtlarında yapılan incelemede, fotokopisi gönderilen diplomanın okulumuz kayıtlarında bulunmadığı, diploma numarasının kayıtlarımızla uyumlu olmadığı; yapılan incelemede de, ? adında bir öğrenci kaydına hiç rastlanmadığı anlaşılmıştır?, deniyordu. Şüphemde haklı çıkmıştım.

Diyanet İşleri Başkanlığı´na, Muş İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü´nden alınan yazı örneği de ekli bir yazı ile daha önce gelen belgeleri iade ettim. ?Adı geçene ait atamanın iptalini? önerip; ?aynı atama döneminde ilçemize yapılan diğer altı imam hatip ataması ile ilgili ?atama dayanağı belgelerin´ de incelenmek üzere gönderilmesini?, istedim.

Bu defa gelen belgeler üzerine yapılan araştırmada, iki imam hatibin daha sahte diploma ile atandıkları anlaşıldı. Bu atamaların da iptalini istedim.

Öte yandan, durumu İlçe Emniyet Müdürlüğü kanalıyla İl Emniyet Müdürlüğü´ne intikal ettirip, ?örgütlü suçlarla mücadele? bakımından takibini istedim. Kekikdüzü köyü imam hatibinin alınıp sorgulanması sonunda, ?yolsuzluk şebekesi örgütü?nün Van ili dışında olduğu anlaşıldı. İlçeye atanmış olan ilk sahte diplomalı imam hatibin sorguya alınması üzerine diğer ikisinin ?terki diyar ettikleri? görüldü ise de, yakalanarak yargılanmaları sağlandı.

Sonradan, zamanın Van İl Emniyet Müdürü Sabri Kanlıkavak´tan aldığım bilgilere göre; ?Sahte diploma çetesi? Siirt´in Şirvan ilçesi ile Van ili Çatak ilçesi arasındaki dağlık köylerde bulunan eski medreselerde hafızlık eğitimi alanların Devlet kadrolarına yerleştirilmeleri amacıyla kurulmuşken; yaptıkları işin tutması ve iyi para getirmesi üzerine, zamanla, İstanbul´a kaydırılmış, ucu sahte üniversite (tıp, öğretmenlik) diploması ve devamında sahte pasaport düzenlemeye kadar uzanmış.

Emniyet Müdürü; ?Van İl Emniyet Müdürlüğü´nce yapılan çalışmalar sonunda, ülke çapında çok geniş bir sahte resmi belge çetesi ve ağının çökertildiğini,? söyledi.

Olay, Özalp´teki çalışmadan bağımsız olarak, yaklaşık altı ay sonra, ulusal basına da yansıdı.

Bir küçük dikkat konuyu nereden nereye getirdi?

Esen kalınız.

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00