İlhan ALPER


SANAT - YAŞAM


         Sanat yaşam konusuna değinirken, bunun bir vur patlasın, çal oynasın türünden bir algı olarak değerlendirilmeyeceğinin düşünülmesi gerekir. Yani öylesine bir dar çerçeveli değildir?    Sanat-yaşam ilişkisini insani yönüyle düşündüğünüzde o dar çerçevenin dışına çıkarak,  boyutunun bazı diğer alanlara da taşındığını görürüz?

            Çıkış noktası olarak, tümel olmaya da yönelik, özel ve öznel boyutuna baktığımızda kişisel olarak bireysellikle karşılaşırız. Kişiye özgü sanatsal olgular içeren bu bireyselliklerin asıl sorunu insanın kendisiyledir ilkin.

            Sorun demek belki yanlış, aşılması gereken o edime doğruı giderken olayı kotarmanın boyutlarıyla ilgili olan ve süreçsel bir özellik taşıyan bu çıkışın belirti ile gelişme sürecinde kendini aşma gibi bir start devinimi yaşadığı bilinen bir gerçektir.

            Belirti ve özelklik gösteren bu çıkış algının yeterliliği boyutunda egoyu tatmin edici bir sanatsal boyut yakalamışsa ve bunun boyutundan niteliksel bir vurgu olarak söz edilecekse eğer, özelliğin verdiği tatminkârlıkla insan mutlu olabilir.

Yukarda sözü edilen işlevsellik gerçekleştiğinde sanat, ciddi boyutuyla  insanı mutlu edebilir. Bu ilk ve bireysel evredir. Tinselliğin verdiği hoşnutluk daha sonra konumunun öngördüğü bir işlevsellikle, sanatsallığa erişmenin dolayısıyla da bireyden topluma ulaşmanın ortaya koyabileceği doyumsallığa adaydır.

Sanat bireyseldir ama yalnız başlangıç olarak? Hazzın ve doyumunun sağladığı oranda çoğulculuğa da adaydır sanat. Burda özellikle toplumsallık demiyoruz tabii ki, desek,  ?Sanat sanat için mi? Sanat insan için mi? tercihine köprü atacağımız anlaşılırki anlatmak, algılatmak istediğimiz bu değil. O belki daha sonraki aşamada, yaratımın niteliğe el verdiği belirginlik sürecinin getirdiği bir dayatma olabilecektir ki, yerine göre bu da yadsımasız ve kabul görücü bir çerçeve bulur kendine.

İşin felsefi ve tinsellik bağlantılı yaratım psikolojisine girmek istemiyoruz? O belki daha besleyici unsurlarla özel bir alanı oluşturacak seçkin bir ilgi kitlesini ilgilendirebilecektir. Kestirmeden gitmek gertekirse, sanat önce insanın kendi mutluluğu ve yaşama biçimi için vardır kuşkusuz. Maslow´un ihtiyaçlar tablosunun çok daha gerisinde ve çok daha altında yatan, sanatın doğuşuyla ilgili  öznel, bireysel tablo budur.  

Kuşkusuz bunun tekilden tümele bir yoğunlukla toplumda dalgalanması daha çok mutluluklara neden olabilecektir. Daha ötesi ise, insanın erken keşfiyle çok daha önceden o alana yönlendirilmesi, toplumun/devletin yararlarıyla da örtüşebilecektir. İnsanın kendisiyle örtüşen sanat/iş/meslek vb. dallarda arayışının tavan noktasını yakalaması elbetteki toplumun/devletin göstergesel bir kazanımı da sayılabilir.  
 İlhan Alper

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22