Latince adı "Allium Sativum"olan sarımsak yüzyıllardan beri bütün dünyada hem sofraların vazgeçilmez bir yiyeceği hem de çeşitli hastalıkların şifa kaynağı olarak kullanılmakta. Anavatanı Hindistan olan sarımsağın tarihi insanlık kadar eski. Arkeolojik kazılarla tespit edildiğine göre tarihin ilk çağlarında Sümerler´in bu bitkiyi bildikleri ve ilaç olarak kullandıkları anlaşılırken eski Mısırlılar´ın da sarımsaktan yiyecek ve ilaç olarak yararlandıkları bilinmekte. Tarihi kayıtlardan Gizek Piramidi´ni yaptıran Firavun Keops´un inşaat sırasında işçilere bol miktarda yedirdiği sarımsağın İsrail oğulları tarafından Mısır ´dan Filistin´e getirildiği oradan da Anadolu ve İyonya´ya yayıldığı bilinmekte.
Haçlı seferleri sırasında ilk defa Fransa´ya getirilen ve bu şekilde Avrupa´nın öğrendiği sarımsak bugün dünyanın her tarafında yetiştirilmekte. Osmanlı tarihinde de sarımsağın tedavi edici yönü hakkında kayıtlar bulunmakta. Padişah IV. Mehmet´in hekimbaşısı olan Nasrullah oğlu Salih 17. yy da yazmış olduğu eserinde sarımsağın özellikle kış aylarında gülsuyu ile birlikte yenilmesi halinde bağırsak parazitleri, ishal, yılan ve akrep sokması, kuduz köpek ısırması gibi rahatsızlıklara iyi geldiğini anlatmış.
Halk arasında yüzyıllar boyunca birçok hastalık ve rahatsızlığa çare olarak kullanılan sarımsak, günümüzde de modern tıbbın gelişmediği veya ulaşamadığı yerlerde iştah açıcı, yaraları iyileştirici, tansiyon düşürücü, öksürük kesici, tifo, dizanteri ve damar tıkanıklığı gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmakta.
Sarımsak dünya tarımında önemli bir paya sahip olmamakla birlikte halen birçok ülkede üretilmekte. Sarımsağın üretimi yoğun emek istediğinden birçok ürüne göre daha az yapılmakta. Ülkemizin kuzey doğu bölgesi dışında hemen her yerinde sarımsak üretilmekte. Sarımsak üretiminin yoğun olduğu yerler Ege´de Balıkesir, Aydın, Manisa, güneyde Antalya, güney doğuda Gaziantep, Kahramanmaraş, Orta Anadolu´da Nevşehir, Kayseri, Karaman ve Karadeniz Bölgesi´nde Kastamonu, Samsun ve Sinop illeri. Sarımsak deyip geçmemeli çok yazacak şey var hakkında önümüzdeki hafta devam ederiz kaldığımız yerden değerli okurlar şimdilik sağlıcakla kalınız hepiniz....
Dr. Belkıs Dilmen Uçaroğlu.
