M. Ziya YERGÖK


"SEFERBERLİK" ÜZERİNE


    Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın,Beştepe´deki 32.Muhtarlar toplantısında "Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum,Anayasamızın 104.maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin başı olarak, PKK´sıyla,DEAŞ´ıyla, FETÖ´süyle,DHKP-C´siyle ve tüm diğerleriyle,adı,söylemi,yöntemi ne olursa olsun,tüm terör örgütlerine karşı Milli bir Seferberlik ilan ediyorum"çıkışı üzerine yeni bir tartışma konumuz daha oldu.Bu çıkışa Ana muhalefet partisi adına yapılan açıklamada Anayasanın 104.maddesi üzerinden sert bir tepki verilirken "Seferberlikle ilgili Anayasa´da bir hüküm bulunmadığı,bunun ´Seferberlik Kanunu´nda düzenlendiği belirtildi.Basın yayın organları ve internet sitelerinde ise,Anayasa´nın"Sıkıyönetim,Seferberlik ve Savaş Hali" başlığını taşıyan 122. maddesi ile bu Anayasa´ya istinaden 1983´de çıkarılmış olan 2941 Sayılı "Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu" ile ilgili analiz ve yazılara yer verildi. Vikipedia´dan alıntılanan "Seferberlik"maddesi geniş biçimde gazetelerde yayınlandı.Ayrıca,ilgili yasanın kimi maddelerine, özellikle 3,5,10 ve 11. maddelerine haklı olarak dikkat çekildi.Böylece görüldü ki, demokratik hak ve özgürlüklerle ilgili kısıtlamalar bağlamında "OHAL" den ötesi de var.Bu bağlamda OHAL´in bir ötesi,"SEFERBERLİK",onun bir ötesi ise "SAVAŞ HALİ" ilanıdır.

     Birinci Dünya Savaşında,Osmanlı İmparatorluğu´nun Almanya yanında savaşa katılma kararı vermesiyle birlikte(2 Ağustos 1914) "SEFERBERLİK" ilan edilmişti. Seferberlik ilanı üzerine,15 yaşındaki çocuklar(1899 doğumlular) da askere alınmıştı.Bugün bile kimi düğünlerde ve eğlence ortamlarında bilerek ya da bilmeyerek güle oynaya söylenen;
 
    "Hey onbeşli onbeşli/Tokat yolları taşlı/Onbeşliler gidiyor/Kızların gözü yaşlı"
 
türküsünün böylesine hüzünlü bir hikayesi vardır.Yine büyük sanatçımız Ruhi Su´nun "Seferberlik Türküleri ve Kuvayı Milliye"albümündeki Sarıkamış, Çanakkale ve Büyük Taarruz türkülerini dinleyenlerimiz de çoktur.1915´de Osmanlı ordusu,Rusya karşısında yenilip,Ruslar Erzurum,Rize ve Trabzon´a kadar ilerleyince Anadolu içlerine doğru bir göç dalgası başladı.Benim ailem de 1915´deki bu göç dalgasıyla Artvin´den Adana´ya kadar uzanmış ve burada yerleşmişti.İşte bizim çocukluğumuz aile büyüklerinden "Seferberlik" hikayeleri ve göç yollarında çekilen acıları ve dramları dinleyerek geçti. Yoksunluklar içindeki bu zor ve çetin yolculuğa dayanamayan kimi yaşlıların, bebeklerin yollarda nasıl kaybedildiği büyük bir hüzünle anlatılırdı. Bugün ne yazık ki,Irak´tan,Suriye´den canını kurtarmak için savaştan kaçan,aynı dramı yaşayan insanların acısıyla yüreklerimiz aradan geçen yüz yıl sonra yeniden burkuluyor.
     Cumhurbaşkanı´nın "Milli Seferberlik"çağrısına yeniden dönecek olursak, konunun Anayasa,Yasa bağlamında ve hukuki zeminde tartışılması üzerine Cumhurbaşkanı danışmanı bir açıklama yaparak,"tartışmayı bu bağlamda görmek doğru değildir.Milli bir davranış olarak değerlendirmek lazım"dedi. Ancak ben, Cumhurbaşkanı´nın bu çıkışının, ana muhalefete,toplumsal muhalefete,hata iktidar partisine ve başbakana dönük bir mesajının da olduğunu düşünüyorum.Ufukta görünen Anayasa Referandumuna giderken, OHAL´in kaldırılmasını ve OHAL rejimi altında ve ülke KHK´ler ile yönetilirken Anayasa referandumu yapılmamalı diyen Ana Muhalefet Partisi CHP ve toplumsal muhalefete,siz OHAL´e razı olun bunun bir adım sonrası "SEFERBERLİK"tir mesajı da verilmek istenmiştir kanısındayım.Başbakan Binali Yıldırım´da bundan bir süre önce görüştüğü Hürriyet Gazetesi yazarı Fatih Çekirge´ye "Anayasa Referandumuna gidilecek olursa, Referandumdan önce OHAL kalkar" demişti. Cumhurbaşkanının bu son çıkışını Başbakan´ın bu sözlerine bir ´düzeltme´ olarak da yorumlayabiliriz.Sonuç olarak görünen odur ki,muhalefetin Referandum´dan önce OHAL kalksın´ çağrısı karşılık bulmayacak ve Meclis´ten geçmesi durumunda biz ´Cumhurbaşkanlığı Sistemi´ adı altında getirilmekte olan ´Başkanlık Sistemi´ ile ilgili Anayasa Referandumuna,OHAL´de ve ülke KHK´lerle yönetilirken gideceğiz.Üstelik de,kimi iktidar yandaşları ve hatta iktidar milletvekilleri tarafından CHP´nin,çok haksız ve temelsiz biçimde terör örgütleri arasında sayılarak psikolojik baskı altına alındığı,şehit cenazelerinde çelenklerinin parçalandığı,ihbar furyalarına davetiye çıkarıldığı bir ortamda.Bu sağlıklı bir gidiş değildir.Ortamın bir an önce normalleşmesi, ülkenin barışa ve huzura kavuşması en büyük dileğimizdir.Aslında doğrusu şudur ki,tüm halkımızla birlikte ülkemizin kurucu partisi CHP´de,her türlü teröre ve darbe girişimine karşı,her zaman devletin ve demokrasinin yanında olmuştur.
Av.Ziya Yergök

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51