Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


SEVGİLİLER GÜNÜ


               Gel gönül seninle muhabbet edek,

                Gizli sırlarımı aşikâr etme?

                Bende bir insanım çoktur günahım,

                Günahım var diye sitemkâr etme?

                 Şairlerinde sustuğu yerler vardır.

                 Öyle anlar olur ki, bir kelime bile yazamazsın. Öyle anlar olur ki; savaş alanında bile dizeleri sıralarsın. Nasıl yazdığını kendin bile anlayamazsın.

                 Yukarda ki şirin devamını 40 yıldır tamamlayamadım.

                  Şairlik zor zanaat. Başına aşk taşı düşenler bilir şiiri. Aşk taşı düşmeyenler anlamaz şiirden. Taş düşerse pembeleşir dünya. Bir başka olur alem.

               Yukarda ki şiiri neden tamamlayamadığımı bilmiyorum. Belki ona benzer şiirlerin çok olmasından, belki sözlerin, başka şiiri çağrıştırmasından, belki de başıma düşecek taşın korkusundan. Yüzlerce sebep bulabilirim size. Ne söylesem sonu gelmiyor bu şiirin. Bu şiir yarım şiir olarak duracak hatıralarımda.

             Bu gün sevgililer günü.

             Güzel şeyler yazayım diye oturdum masaya. Düşünürken bu şiir çıktı karşıma. Kırk yıldır tamamlayamadığım, yarım kalmış şiir.

           ?Gel gönül seninle muhabbet edek.?

             İnsan kiminle muhabbet eder. Sevdiği ile dostu ile arkadaşı, ahbabı veya akrabasıyla. Bunlarla sohbet etmek için şiir yazılmaz ki.

             Şiir de? Gönül ?diye birine hitap ediyor içimdeki yaratık.

             Bu beni çok düşündürüyor. Çünkü üç yüze yakın şiir yazmışım. Bu şiirlerin en az on tanesinde Gönül ismi geçiyor.

              Kimdir bu Gönül?

              Beni benden eden, bilinçaltıma yerleşen Gönül kim?

              Hafızalarımı çok eskilere çeviriyorum. Ergenlik çağının başlarına. Çünkü o yaşlardaki gönül yarası insanı derinden etkiliyor. Öyle bir mesaj geliyor ki duygularına, bir türlü hafızalarından silemiyorsun. Yaşamın boyunca seni perişan ediyor. Hayatına yön veriyor. Atamıyorsun dışarı. Aşk desen, aşk değil, nefret desen, nefret değil. Karışık bir duygu içimdeki  düşünceler.

          Ortaokuldayım. Sesim bana göre çok güzel. Nuri Sesi Güzel´in bütün türkülerini ezbere biliyorum. Evde, okulda, içeride, dışarıda, durmadan türkü söylüyorum. Nuri Sesigüzelde popüler bir türkücü. Ne yazık ki Müzik dersinden anlamıyorum. Hoca notalardan bahsediyor,  bana yabancı geliyor. Bir türlü; do, re, mi, fa, sol, seslerini hocanın istediği gibi çıkaramıyorum. Çıkaramayınca da, hoca çok kızıyor. Beni Müzikten sınıfta bırakma telaşına giriyor. Hocaya karşı hiçbir şey yapamıyorum.

            Bir gün iki sınıfı bir araya topluyor ve

          ?Dersimiz müzik.? diyor. ?Bu derste serbest şarkı söyleyeceğiz.?

          Bütün sınıf bayram yapıyor. Çünkü bundan önceki derslerde hep notalar, usul dersleri işleniyor.Herkes sıkılıyor dersten. Güncel şarkıların söylenecek olması, bir anda sınıfı neşeye boğuyor.

           Hoca;

          ?Kimin sesi güzel ??diye soruyor. Herkes birbirine bakıyor. Tabi ki herkes şarkı söylemeyi bilmiyor. Bazıları da kendini naza çekiyor. Fakat bir gerçek vardı ki,  sınıfın bütün kızları şarkı söylemeye bayılıyor. Teneffüslerde topluca şarkı söylediklerini herkes biliyor. Hatice, Nuran, Emine, Gönül, Seran ve şu an adını bile hatırlamadığım kızlar, hepsi de çok güzel şarkı söylüyorlar. Bayılıyorum onların şarkılarına.

          Müzik Hocasının sorusuna hiç çekinmeden, parmak kaldırıyorlar. Hoca sırayla söylemelerini istiyor. Kızlarda sıradan söylüyorlar şarkılarını. Hepsi birbirinden güzel şarkıların.Hatice;

       ?Ben gamlı hazan, sense bahar, Dinle de vaz geç.?diyor,

        Gönül;

      ? Senden başka, senden başka,? şarkılarını o kadar güzel yorumluyor ki, bütün sınıf ayakta alkışlıyor.

          O ana kadar gözümde kara kuru, bir kız olarak görünen Gönül, birden bambaşka bir kız oluveriyor. Sanırım âşık oluyorum ben ona. Kendimden geçiyorum. Sınıfta garip, garip harekâtlar yapmaya başlıyorum. Gözümü ondan ayıramıyorum. Aman Allah´ım.

          O da bana karşı boş değil. Daha önceleri birkaç kez göz göze gelmişiz, arkadaş gözüyle bakmışız birbirimize.

         Kızların sırası bitince Hoca erkeklere bakıyor.

        ?Evet, baylar.? diyor.

        ?Sizlerden yok mu ??

        Bütün sınıf bana bakıyor. Onlar bana bakarken, ben Gönül´e bakıyorum. Gönül, o kara gözlerini bana çevirerek;

        ?Haydi.? diyor.?Haydi.? Ve göz kırpıyor. Yerime oturuyorum. Gönülden tarafa dönüyorum,

         ?Düğününde Ağladım.

          Seyrettim bir kenardan,

          Artık burada duramam,

          Giderim bu diyardan

 

          Karşılıksız sevenler,

          Hiç mesut olmaz derler,

          Derdini söylemeyen,

          Dermanını bulmaz derler.?

          Türküsünü öyle bir söylüyorum ki, bütün sınıf beni ayakta alkışlıyor. Hatta hoca yanıma kadar gelerek,

            ?Sana zayıf vermiştim .? diyor. ?Bak, sesin güzelmiş.?

            Başka bir kelime duymuyorum Hocadan. Gözüm Gönülden başkasını görmüyor ki. Gözlerimi bir türlü ondan ayıramıyorum. Vuruluyorum Gönül´e.

            Daha sonra Gönül´e yaklaşmak, istiyorum. Ne yaparsam yapayım, Gönül benden kaçıyor. Ben varıyorum, o kaçıyor.

            Her şeyi anladığından o kadar eminimdim ki. Türkünün etkisinden mi? Yoksa başka  nedenden mi? Benden kaçmaya devam ediyor. Bir türlü Gönül´e kavuşamıyorum.

          Çevreden korktuğundan olabilir düşüncesiyle bir mektup hazırlıyorum. Mektuba bütün duygularımı döküyorum. Zarfı kapatıyorum. Okul çıkışında peşine düşüyorum. Uzun bir süre beni fark etmiyor. Şehrin kalabalık yerlerinden çıkınca yanına yaklaşıyorum. Elimdeki mektubu Gönül´e doğru uzatıyorum. Mektup bir bombaymış gibi korkuyor Gönül. Ben yaklaşıyorum o uzaklaşmaya devam ediyor. Bir ara;

          ?Çekil başımdan.? diyor.

         ?Mektubu al.? diyorum.

         ?Alamam .?diyor. Ben ısrar ediyorum alması için. O da almamakta ısrar ediyor. Bir süre bu ahvalde giderken, benden tarafa dönüyor ve;

         ?Manyak mısın be ??diyor. ?Şimdi Polis çağıracağım.?

         ?Çağır .?diyorum. ?Ölürsem, yolunda öleyim.?

         Bir süre daha yola devam ediyoruz. Ne yapsam Gönül bana cevap vermiyor. Umudum kesilince, gözlerim yaşarıyor. Yaşlı gözlerimle, karşısına geçiyorum.

         ?Bak Gönül.? diyorum. ?Bir gün şu duvarlara resmim asılırsa, senin aşkından olacak.?

         Ve oraya oturup kalıyorum. Saatlerce yerimden kalkamıyorum. Sonra elimdeki mektubu yırtıp atıyorum. Aylarca onu düşünüyorum. Benden nefretine bir türlü anlam veremiyorum. Daha önce samimi olduğumuz Gönül; neden benden nefret ediyor, mektuptan neden bu kadar korkuyor. Bir türlü çözemiyorum.

           Daha sonra, Lisede takip ediyorum Gönül´ü. Sadece uzaktan seyrediyordum onu. Lise bittikten sonra izini kaybediyorum. Adını bile unutmuş iken; Bir gün bitişik mağazada ona rastlıyorum. Dizlerimin bağı çözülüyor yine. Bakıp kalıyorum ona. Daha sonra;

           Tezgâhtar kıza onu tanıyıp tanımadığını soruyorum.

         ?Tanıyorum.? diyor. ?O bizim Gönül ablamız. Bekâr ve hiç evlenmedi. Arada sırada gelir mağazamıza.?

         ?Gelince .?diyorum.? Bir şey söylesem, ona söyler misin??

         ?Tabi Ahmet Ağabey.? diyor.

         ?Ona, ismimi söyle bakalım tanıyacak mı?? diyorum.

         Kızcağız da  soruyor. O da,

        ?Tanımıyorum.? diyor. ?Hiç tanımıyorum.?

         Bunu duyunca şaşırmıyorum tabi.    

         Kimseye bir şey söylemiyorum. Söylemem de gerekmiyor. Yıllar öncesinin aşk ateşini alevlendirmenin, bana vereceği hiçbir değeri yok. Yarıda kalmış bir şiirin sırrı saklanmaya devam ediyor.

         Sevgililer gününüz kutlu olsun gençler.

    

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04