Enerji kaynaklarının sınırsız olmadığını emperyalist dünya biraz geç fark etti; eğer erken farkında olsalardı kendi kaynaklarını özenli kullanırlar ve onun bunun eline bakacak duruma düşmezlerdi.
60´lı yılların sonuna doğru ABD ve Avrupa Ortadoğu´da İsrailin neye mal olursa olsun yaşatılmasına ve sınırsız silah desteği verdiklerinde, başlarına bir enerji krizi patlayacağı akıllarına gelmemiş olabilir. Belki de düşünmüşlerdir, ama onları en çok ürküten petrol üreten Arap Ülkelerinin topluca ambargo koymaları olmuştur. Şimdi çok inanılır gibi görünmüyor ama, evet, Arap Ülkeleri böyle bir ambargo uygulamışlardır. Önce kısa bir şok, sonra toparlanma. derhal Arap Ülkelerinde gerekli önlemler alındı: Doğal olarak önce yönetimler değiştirildi ülkelerde darbeler dönemi başlatıldı. Birbirleriyle savaştırıldılar ve çok sürmedi ABD bölgeye tekrar egemen oldu.
Fakat işin bu aşamasında batı bir şeyi hesaplayamamıştı: Müslüman Dünya´da antisemitizm yükseliyordu! Yani, İsrail düşmanlığı! O zaman işe İsrail karıştı önce Ortadoğu´da sonra tüm dünyada Müslümanlığın o güne kadar hiç kullanılmayan versiyonlarını yani mezheplerini araştırıp çıkardılar Hz. Muhammed´in yaşadığı dönemden sonraya ait bir sürü yanlış inanç ve itikat hatta tarih boyunca bir oda dolusu insanı bile etkilememiş bazı sözde mezhepler bulunup, çok ciddi dini dayanaklarla ortaya çıkarıldılar. İnanılmaz tutarlarda para ve silah kaynakları emirlerine verildi. Dünyanın başına bela edildiler. Bu fraksiyonların inanç yöntemleri ve dayandıkları İslami kaynaklarla ilgili batıda büyük bilim insanları tarafından araştırmalar yapıldı kitaplar yazıldı? İşin komik yanı ne idi biliyor musunuz? Bu fraksiyonların tümü de İsrail´i yok etmeye yemin etmiş örgütlerdi? Ama önce karşıtlarını yok etmeliydiler! ve birbirleriyle kıyasıya savaşmaya başladılar. Ortadoğu´nun bir çok yerinde ?ilim merkezleri? adı altında militan yetiştiren okullar açıldı. O yıllara kadar hiç karşılaşılmayan, ?intihar bombacıları? yetiştirildi.
Müslüman Dünya yoksuldu, trilyonluk servetlerin üstünde çok ilkel şartlarda yaşamak zorundaydı. Bu gün hala birçok ülke böyle. Bu ülkelerden ?İntihar Bombacısı? devşirmek çok kolay. İslam dünyası devamlı bir savaş halinde olmalıydı. Bu savaşın adı ?Cihat? tı ve hedefi İsrail devleti ve son Yahudi ortadan kaldırılıncaya kadar durmayacaktı? Bombacılar, bu yoksul ve Müslüman ülkelerin gençlerinden seçilmekteler. Bunlar, özel kamplarda eğitilen, düşünmeyen düşünmesine fırsat verilmeyen asıl mutluluğun ve zenginliğin öldükten sonra olanaklı olduğuna inandırılan yoksul gençlerdi. Önlerine koyulan düşman öldürülmeliydi bunun için ne gerekiyorsa, bunun içinde özellikle kendini parçalamak da var, yapılmalıydı. İmam böyle buyurmuşsa yapılmalıydı imam kendilerini cennete götürecek olan yeryüzündeki efendiydi. İmamın ve efendinin nasıl yaşadığı kim olduğu hiç akıllarına gelmiyordu. Nedense, asla İsrail´e saldırmıyorlardı.
Yakın tarihimizde başımıza gelen birçok olayın içinde yakalananları şöyle bir anımsayın bu insanların bir örneğidir. Srilanka´da eylemi yapan insanların hepsi genç; sırtlarında kendilerini de öldürecek olan bombayı taşıyarak hiç tanımadıkları insanları öldürmeye gidiyorlar. Madımakta yaktıkları otelin içindekilerin ne yazdıklarını okumadan yaktılar, Maraş´ta kapı komşularını, aynı bakkaldan veresiye alışveriş ettikleri komşularını öldürdüler, ne kadar da çok olay var! Saymakla bitmiyor?
Şimdi de Çubuk´talar. Hepsi birbirine benziyor. Aynı amaçsız yaşamlar aynı kullanılmaya uygun yapı aynı boşaltılmış beyin ve destekçileri, onların arkasındakiler de hep aynı.
