Allah artırsın; ne çok tarihi olay yaşıyoruz değil mi? Bir de ?şenliklerimiz? ve ?bayramlarımız? var.
En son açık oturum da tarihi bir olay ve Demokrasi şenliği olarak sunuldu. Neresinden tutsam bir parçası elimde kalıyor diyeceğim. Olay ne tarihi ne de şenlikli. Birkaç medyacının yıllardır körüklediği bir olay bu ?açık oturum?. Eskiden buna böyle derlerdi: Açık Oturum! Şimdi tarihi ve demokrasi şenliği olarak nereye koyacağımızı bilemediğimiz bir olay oldu.
Bu, çoğu işimizde olduğu gibi batıya özentilerimizden biri. ?Bak ne güzel adamlar demokrasiyi içlerine sindirmişler tv ekranında da karşılıklı uygar insanlara yakışır bir tavırla tartışabiliyorlar.? Diyen çok sayıda ?demokrasi fetişistimiz? var. Söz demokrasiden açılınca üfürdükçe üfürebilirsiniz, götürür.
Bir kere ABD veya Avrupa´da bu iş bir zorunluluktan doğmuş. Oralarda sıradan insan siyasetle bizdeki kadar ilgilenmiyor. Kime oy vereceğini son ana kadar bilmeyen milyonlarca oy sahibi var bunların aydınlatılması gerek, kime oy vereceklerini bilmeleri gerek. Benim yaşadığım yıllar içinde uzaktan da olsa izleyerek tanık olduğum önemli bir veya birkaç olay ancak ABD seçmenini ırgalamıştır. Yaşıtlarım da benimle aynı fikirde olmalılar çünkü son 60 yıldır ABD başkanlık seçimleri Türkiye´de de çok heyecanla izleniyor. Örneğin başkan adaylarından biri kampanyası sırasında Ermeni veya Yunan lobicilere fazladan bir yakınlık gösterirlerse suratlarımız derhal düşerdi! İşte tam bu sırada nereden bulunursa ?Türk Dostu? bir Senatör veya Temsilciler Meclisi üyesi bulunur, adama bir demeç patlattırırlardı: ?Türkiye bizim Akdeniz´de vazgeçemeyeceğimiz müttefikimiz!? O saatte yüreklerimiz ferahlardı?
Hey gidi günler, demek ne kadar özenmiş ve önemsemişiz.
Bir kere olay tarihi değil ve sevinçle kutlanacak bir şey hiç değil.
Tarihi olay neden değil? Bizim ülkemizde bu tür tartışmalar daha da özgür ortamlarda ne kokar ne bulaşır nitelikte moderatörler olmaksızın her gün yapılıyor. Bakın yaklaşık 6 aydan beri Ekrem Bey ile Binali Bey kamuoyu önünde özgürce tartışıp konuşuyorlar. İzlediniz, yaklaşık 3 saat sürdüğü söylenen tarihi ?açık oturumda? söyledikleri farklı bir şey var mı? Ben göremedim.
İşin en komik yanı ise ertesi gün yandaş medya dediğimiz iktidar ve AKP yanlısı medyada manşetlerdeydi: Binali, Ekrem´i silip süpürmüş! Öyle miydi?
Ülkede işsizlik oranı giderek yükselirken üretim ekonomisi yerini sadaka ve zekât ekonomisine bırakmışken toplum en ucuz eğlenceye sarılmış durumda. İş yok güç yok. İnsanlar ne yapsın kahvede sabahtan akşama siyaseti izliyor. İzlemekten öte ezberliyor!
Başka yerlerde öyle değil; insanlar siyaseti siyasetçilere bırakmış kendileri ise işinde gücünde. Başını kaldırıp ekrana veya bakarsa, gazeteye baktığında kendisine gerekli olan en önemli şeye futbola ve benzeri kitlelere yönelik diğer spor dallarının yayınlarına bakıyor. Hiç birbirlerini öldürmüyorlar ama onlarında fanatiği oldukları takımları var.
Bu sabah okuduğum gazetede biri açık oturum öncesinde, diğeri açık oturumdan sonra yapılmış iki anket sonucu vardı; ikisinde de Ekrem Bey yalnızca 2 puan öndeydi!
İşte sonuç bu: her şeye karşın, yapılan ve söylenen bunca söze ve eyleme karşın İstanbul gibi bir yerde ara bu kadar! İstanbul gibi bir yer! Bir çokbüyük kent, en çok gazete en çok kitap orada satılıyor basılıyor. İki adımda bir, bir yabancıya tosluyorsunuz.
İşte esas düşünülmesi gereken şey bu.
Bu da, artık başka bir şey bulmak gerektiğini gösteriyor.
