Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


TEĞMEN


                Asteğmen rozetini takarken gözleri yaşardı. Belki komutanın konuşmasından, belki de askerliği sevmesindendi. Gerçi ailesinde Türk askerine karşı büyük sevgi vardı.

           Asker´in yürüyüşü bile gururlandırıyor, gözlerini yaşartıyordu. Çok istemişti Harb okulunda okumayı. Ama becerememişti.

           Belki zamanında sınava girememekten, belki de başka sebeplerdendi. Kolay değildi, Ankara da, İstanbul´da sınava girmek. Zor geçen öğrencilik hayatı buna müsait değildi. Fakir bir aileden geliyordu. İlkokulu köyde, Ortaokulu kasabada okumuş, Liseyi de komşu kasabada bitirmişti. Köyünün ilk mühendisi olmuş, Asteğmen rütbesini almıştı. Dağıtım kurası memleketine Adana´ya çıkmıştı. Soranlara:

            ?Ben kadir gecesinde doğmuşum.?diyordu. Gerçekten de kadir gecesinde doğmuştu. Bu sözü kendini öven annesi söylemişti. Bir an için anası gözlerinin önüne geldi.                  ?Keşke görseydi.?dedi içinden.

             Arkadaşlarıyla tek tek vedalaştı. Onları bir daha göremeyeceğini biliyordu. Her biri değişik yerlere gidiyorlardı. Hepside Askeri darbenin birer komutanıydı. Askeri darbenin ne olduğunu öğrencilik yıllarından biliyorlardı.

          Asker acımasızdı.

          Asker müsamaha göstermezdi.

          Asker disiplin demekti. Emir komuta demekti.

          ?Vur derse komutan.? vurulurdu. Ana, baba, hısım, akraba, kardeş, arkadaş, sökmezdi.

           Rüşvet yolsuzluk yoktu askerde.

          Memlekete geldiğinde elbisesini ilk önce karısı gördü. Çok beğendi.

           ?Yakışmış ha Vedat.?dedi. Güven;

           ?Güzele ne yakışmaz.?diyecekti. Vazgeçti. Bir süre sustuktan sonra.

          ?Zamanımız çok az.?dedi.?Yarın göreve başlamalıyım.?

          Adana Kan kokuyordu. Her tarafta terör vardı. Askeri darbeden sonra biraz azalmış olsa da yine vardı. Bazı mahalleler kurtarılmış bölge olmaya devam ediyor, her gün birkaç kişi ölüyor,yâ da öldürülüyordu. Eski mahallesinde üç polisi vurmuşlar, halk onları konuşuyordu.

          Allah var halk askere karşı saygılıydı. Girdiği yerlerde alkışlanarak karşılanıyor, saygı görüyordu. Halk polisleri sevmiyordu. O da polislerin siyasi olaylara girmesindendi. Darbeden önce kimi sağcı olmuş, kimi solcu olmuştu. Askerse tarafını belli etmemişti. Sevilip, sevilmeme nedeni ondandı.

           ?Aman Vedat  dikkat et ?dedi.?Her yer tehlikeli.?

           ?Bir şey olmaz.?dedi Vedat.?Türk Askerine güven.?

           ?Güveniyorum.?dedi karısı.?Askere de güveniyorum. Sana da  güveniyorum.?

            Dışarıda bekleyen askeri arabaya binerek evden ayrıldı. Bölüğe geldiğinde Yüzbaşı kendini bekliyordu. Selam vererek içeri girdi. Diğer Asteğmen de gelmiş Yüzbaşının yanında oturuyordu. Bir tarafına da kendi oturdu. Yüzbaşı önündeki yazıyı okuduktan sonra Vedat´a bakarak:

            ?Asteğmenim.?dedi.?Siz buralıydınız değil mi ??

            ?Evet, Komutanım.?dedi Vedat.

            ?Çok güzel ?dedi.?Bu görevi sana veriyorum.?

            Vedat kızararak ayağa kalktı. Ellerini hazır ola geçirirken, Yüzbaşı oturmasını ima etti. Tekrar yerine oturdu.

             Yüzbaşı:

            ?Şu Karşıyaka ?dedi.?Duman bölgesi. Orası biraz karışık yer. Sık sık olaylar çıkıyor. Yasak olmasına rağmen sabah beşten önce oralarda dolaşanlar varmış. Komutan geçerken görmüş. Tehlikeli olabilirler. Oranın asayişini ele al. Köprübaşı, Sarıçam, Karşıyaka ve PTT karakolları emrinde olacak.?

             ?Emredersiniz Komutanım.?

              ?Teşekkür ederim.?

             Dışarı çıktı. Elindeki telsizle göreve başladığını bildirdi. Hava soğuktu.Aralık ayının sert rüzgârı etrafı sallıyor ağaç yapraklarını uçuruyordu.Taburun önünde tozlar yükselmiş, voleybol sahasındaki file eğrilmişti.Doğruca hazır bekleyen timin yanına geldi.Ekrem çavuş kapıyı açtı.İçeri geçti.Doğruca Duman bölgesine doğru ilerlediler.

              Her taraftan telsiz haberleri geliyordu. Gelen haberler küçük olaylardı. Etraf günlük,   güneşlik görünüyor vukuat haberi gelmiyordu. Gece saat on bire kadar böyle devam etti. Bu arada gündüz saatlerinde tanıdığı yerlere girdi, çıktı. Hısımlarını, arkadaşlarını, komşularını gördü. Hepside önce şaşırdılar.

            ?Emret Teğmenim.?dediler. Sonra kendini tanıtınca boynuna sarıldılar. Kimine güldü. Kimine kızdı.

              İlk nöbetinden sonra adı bayağı duyulmuştu. Etrafta ?Teğmen geldi. Teğmen gitti.? Olmuştu. İnsanlar şikâyetlerini kolayca bildiriyor, yardım istiyorlardı. Çoklarına yardım ediyor onların takdirini kazanıyordu.Tam olaylar azaldı derken sabah saat iki de bir haber geldi. Duman bölgesinde iki teorist vardı. Yakalanması için arama yapılacaktı.Telsizle durumu şifreli olarak bildirdi. Her kahvehanede polis ve askerler arama yapıyorlar şüpheli gördüklerini topluyorlardı. Teorist´in İsmi, resmi kendilerinde vardı. Toplanan şahıslar arasında bulunup bulunmadığına bakıyorlardı.

             Aralık sabahının soğuğu devam ediyordu. Adana sıcak bölge olmasına rağmen buz gibi bir hava vardı. Toplanan şüphelilere bakıyorlar, kimini tutukluyorlar, kimini serbest bırakıyorlar, kimini de sorgudan geçiriyorlardı. Bu görev geldiğinden beri vardı. Memnun da oluyordu. Seviyordu insanları. Haksızlığa uğrayanları dinliyor, gerekeni yapıyordu.

              Dünya öyle göründüğü gibi de değildi. Kimi birilerini suçlamak için iftira atıyor, düşmanını çıkmaza sokuyor, kimi rüşvet alamadıklarını ihbar ederek mahkemelerde süründürüyorlardı.

               Kolay değildi askeri mahkemeye çıkmak. İnsan hayatı bir anda yok olabilirdi. Bir anda aileler idamla yargılanabilirler, sürünürler, tarumar olabilirlerdi.Çok olay görmüştü böyle.

               Güneş doğarken bir kahvehanenin önüne geldiler. Kahvehanenin her tarafı sarılmıştı. Gerçi her gittikleri yerde bunlara benzer olaylar vardı. Durumu değerlendiriyor, gerekeni yapıyorlardı. Bu defa durum farklıydı. Ayrıca son  geldikleri yerde hiç vukuat olmamıştı. En az on kişi vardı. Kimi çocuk, kimi yaşlıydı. Birinin ayağında çizgili pijama bile vardı. Onu görünce güldü. İçinden de sinirlendi.

              Adam sabah evinden kalkmış ekmek alayım derken yakalamışlar sıraya dizmişlerdi. Yaşı Yetmişin üzerinde ve ayakları titriyordu. O halde bile polisler ikide bir ?kıpırdama.? diye uyarıda bulunuyorlardı. Bunun gibi birkaç kişi daha vardı. Komisere yaklaştı.

              ?Neyi var bu Amcanın.?dedi.

                Yaşlı adam başını çevirmese de pir dikkat konuşulanları dinliyordu.

                ?Hepsinin kimliği yok, Teğmenim ?dedi.?Şüpheli.?

                 Vedat Teğmen elini arkasına aldı, onların yanına vardı. Konuşmadan hepsinin yüzüne baktı. Yaşlı adam altını ıslatmıştı. Pijamalı olanın ise hala ayakları titriyordu. Tekrar Komiserin yanına geldi:

              ?Allah´tan kork Komiser.?dedi.?Bu insanların teorist olacağına inanıyor musun ??

               Komiser sesini çıkarmadı. Teğmenin karşısında put gibi duruyordu.Yaşlı, pijamalı adam komiserin ses çıkarmadığını görünce birden diklendi ve:

              ?İşte Türk Askeri bu.?dedi.

                   Yan yana dizilmiş yaşlı, çocuk ve hasta şüpheliler ihtiyarın sözünden sonra alkışlamaya başladılar.Vedat Teğmenin gözleri yaşardı ve;

                   ?Bırakın bunları ?dedi. Ve oradan ayrıldılar.Soğuk Aralık rüzgârı hala devam ediyordu. Ağaçlar yaprağını döküyor, tozlar gökyüzünde uçuşuyordu.Adana soğuktu.

 

 

 

Güven Dokuzoğlu
23.01.2018 23:01:39
çok güzel bir yazı tebrikler

Güven Dokuzoğlu
23.01.2018 23:02:23
çok güzel bir yazı tebrikler

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00