Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


TEKNOLOJİYLE SINAVIMIZ


O zamanlar dünya, iletişim teknolojisi sayesinde bu kadar küçülmemişti, mahallemiz kadardı.

Ve bizler böyle bir dünyada büyürken, gelecekte, bilgisayarlarla, akıllı telefonlarla dolu bir hayatımız olacağını hayal bile edemezdik.

Akşam ajansını radyodan dinleyen ailelerimiz vardı. Telefonun olduğu evler parmakla gösterilecek kadar azdı. Şehirlerarası görüşmek için saatlerce, cihazın çıkması için senelerce beklenirdi. Telefon numaraları ya postaneden alınan şehir rehberlerinden ya da küçük ajandalara not edilen kişisel rehberlerden temin edilirdi.

Televizyonun ilk yayınına tanıklık etmiş, renkli ve çok kanallı olanıyla, uzaktan kumandayla nice zaman sonra tanışmış, bilgisayarlarınsa en ilkel haliyle çalışma ortamında karşılaşmış bir neslin çocuklarıydık.

Fotoğraf makinelerinden çıkan siyah-beyaz kareleri görebilmek için on iki ya da otuz altı pozluk filmin bitmesini beklerdik. Tab ettirmek üzere fotoğrafçıya götürdüğümüz andan itibaren de heyecanla onlara dokunabileceğimiz anların yolunu gözlerdik.

Tüketimin bu denli hızla gelişmediği, tam tersine eldekilerle yetinmenin erdem olduğu yıllardı.

Bu değerlerle yaşayan bireyler olarak, aradan geçen süre boyunca, bütün bunların hepsini yapan ve bir arada tutan teknolojinin varlığıyla karşı karşıya kaldık. Benim gibi yıllarca ayak direyenler, acemilik çekenler, güçlük yaşayanlar, hala daha pek çok özelliğini değerlendiremeyenler olsa da merak edip, sorup soruşturduk, kullanmayı öğrendik.

Artık, hayatımızda büyük yer tutan iletişimin ve teknolojisinin insan hayatına ne denli katkı ve kolaylık sunduğunun, ama bir o kadar da bizden bir şeyler alıp götürdüğünün farkındaydık.

Gömme dolaplarda sakladığımız albümleri düzenlemek için kapağını her açtığımızda son yıllara ait fotoğraflarımızın ne kadar az olduğunu gördük. Mutlu anlarımıza ait anıları telefonlarımızın içine hapsettik. Onlara dokunamadık. Günün birinde bir tuşla silinebileceklerini aklımıza bile getirmedik. Yakın zamana kadar özenle oluşturduğumuz, kurşun kalemlerle yazdığımız, üzeri deri kaplı telefon rehberlerimizi bir kenara, öylece bıraktık. O, bizden daha akıllı olmaması gereken teknolojiye çok da güvenmememiz gerektiğini tecrübe ettik, ama yine de her ne hikmetse, bu anlamda kendimizi ona teslim ettik.

Bu duruma birebir örnekti geçen hafta bir kez daha yaşadıklarım.  

Eşyalarımı özenle korur, uzun yıllar kullanırım. Hatta bazılarını, kırılmamışsa, bozulmamışsa, sırf yeni modeli çıktı diye kolay kolay değiştirmem. Telefonum da onlardan biriydi. Üstelik daha önce iki kez başıma geldiği, içinde ne var ne yoksa silindiği halde, siz deyin ihmalkarlıktan, ben diyeyim iş yoğunluğumdan ve en mühimi bunun nasıl yapılacağını bilmediğimden, arşivindeki tüm bilgileri kayıt altına almamışken, üç beş gün önce bozuldu yine.

Tamir ettirebilirim ümidiyle teknik servise götürdüğümde, soruna, bunca zaman yine iyi kullanmışsınız, ama onarım masrafı da bir hayli tutar, yenisini almanızı öneririm yönünde bir çözüm getirilince, içimden, ne yaparsak yapalım, tüketime zorlandığımız bir dünyada yaşıyoruz diye söylenirken ve envai çeşit teknolojik aletin olduğu satış merkezine doğru giderken buldum kendimi.

Kriterlerimi ve teknoloji konusunda yetersizliğimi de samimiyetle belirterek her biri farklı bir markanın satışını üstlenmiş, onu satmak üzere şartlanmış, (bu satış tutumundan ve bunu neden doğru bulmadığımdan  -ki düşüncelerimi bizzat orada kendileriyle de paylaştım- ayrıca bir yazı konusunda mutlaka bahsetmeliyim) görevlilerden yardım istedim. Ortalama kullanım özelliği olan, beni çok yormayacak, hatta mümkünse işlevi en az düzeyde bir cihaz ararken, ne mümkün, yanına çeşitli rakamlar, harfler eklenmiş üst, hep daha üst modellerle karşılaştım. Mecburen önceki kullandığım ve alışkın olduğumun yenilerinden birini alıp eve döndüm. Eskisinde olanları yenisine aktaran kızımın elinden telefonu aldığımda, ne yazık ki yine aynı şeyin olduğunu, fotoğraflarımın tamamının, rehberimin de bir kısmının silindiğini gördüm.

O anda hissettiğim, teknoloji sınavından başarıyla geçmek için kırk fırın ekmek yemem gerektiğiydi.

Şimdi ne mi yapıyorum? Dolaptan eski fotoğraf makinesini çıkardım, kontrol ettireceğim. Kütüphanemden de kendi ellerimle tuttuğum telefon rehberimi indirdim, tüm numaraları önce ona kaydedeceğim.

 

 

 

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00