Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


TÜRKİYE´DE SOLU TEMSİL ETMEK


Fransız Devrimi sonrası meclisteki oturma düzeninden ismini alan solculuk kavramı, ileri görüşlülüğü, geniş perspektifte modern anlayışı, devrimciliği, inovasyonu, vizyon sahibi olmayı, bilimselliği, fikirsel özgürlüğü, hakları, adaleti ve eşitliği içerir.

Solculuk tanımının içinde yer alan kavramların açılımından, bu güne kadar, oldukça farklı anlamların ardında farklı eylemsel hareketler oluşturularak, kurulan ideolojilerin doktrinsel gelişiminde ortaya çıkan çıkarlara yönelik, eylemsel hareketliliğin meydana getirdiği uç gelişmelerle, bir zamanların Türkiye´sinde kendini rahatlıkla solcu olarak tanıtan ve solcu kavramının gerçek tanımından oluşan çatı altında birleşenler, bu gün oluşan konjonktürde, solcu olduklarını eskisi kadar rahat açıklamaktan, imtina eder oldu.

Solculuğun gerçek anlamında birleşenlerin, çekimserliğinden kaynaklı bu tepkisel geri durma davranışı, sağcılık olarak anlamını bulan siyasi veya düşünsel kavramın, uç noktalarda gelişerek, ülkenin fikirsel ve işlevsel yönetimini devralarak sahiplenip, demokrasinin tanımında, neredeyse bir daha bırakmayacak şekilde güçlenmesine yol açtı.

Üstelik Türkiye´de solculuk o kadar fazla manipüle ve hatta dejenere edildi ki fikirsel ve eylemsel bazda, uç noktalarda yıkıcılıkla ve bölücülükle, daha da ileri giderek, doğrudan terörle bağdaştırılır hale getirildi.

Ülkenin fikirsel, ideolojik gelişiminde gelinen konjonktür, sağcı düşüncenin ağır basmaya başlamasıyla, milliyetçilik kavramının da sağ tarafından benimsenmesine ve sol düşüncenin milliyetçilikle bağdaşamayacak şekilde evrilme içine girmesi şeklinde algılara sunularak, bir şekilde solculuk, hainlik gibi beyinlere yerleştirilmeye çalışıldı. Bu gelişmede, solculukla pek de alakası olmayan figürlerin yaptığı fikirsel veya eylemsel davranışların, halk üzerinde yarattığı olumsuz etkinin önemi büyük oldu. Terör örgütleri de doğal olarak, kazanımları doğrultusunda bu ince çizgiyi kullandı.

Türkiye´nin fikirsel yapısı; inançların etkileşimiyle ve biat kültürünün baskısı altında yetişmiş beyinlerin, her ne kadar Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren 1950´lere kadar olan dönemde, etkin eğitimle bilimselliğe evrilmesi hedeflenmişse de, 1950 sonrası Türkiye´sinin siyasi gelişmelerinin etkisiyle; bir türlü düzen tutmayan eğitim sisteminin, bir yerde bilinçli görünümü veren, inovasyondan ve bilimden giderek uzaklaşmasıyla, sağcı düşünce yapısının uç noktalarında bir gelişme gösterdi.

Zaten tarihselliğinden kaynaklı olarak, sağcı düşünce yapısına yakın olan topluma, temel değer yargılarından kopma olarak algılara sunulan sol düşünce, böylelikle bir anda, gerçekleri bilen, gören belirli bir kitlenin fikirsel yapısı olarak sınırlanmış oldu. Oluşan sınırlı kitlenin geliştirilmesi, genişletilmesi maksatlı girişimlerin, halen Türk solunu temsil eden en güçlü siyasi yapılanma olduğunu iddia eden, Cumhuriyet Halk Partisinin mevcut yönetim kademesi tarafından planlanması gerekiyordu. Ancak, ilgili siyasiler tarafından dahi, halkın benimsediği, Halk Partisi tanımı bir yerde unutularak, siyasi oluşumun üç harfe indirgenip, CHP olarak anılmaya başlanması akılları karıştırdı. Bunun üzerine, kapitalist düşüncenin emrindeki emperyalizmin en büyük fikirsel tuzaklarından olan, özgürlük-eşitlik-demokrasi kavramlarının ardına gizlenen yıkıcı bölücü yapılanmaların, solculuk kavramını kullanması; Marks-Engels düşünce yapılarından, Vietnam´ın Ho Amca´sına ve Çin´in Mao´suna; Küba devrimiyle simgeleşen Che´den, Stalin´in uygulamalarına dönüşen düşünce yapıları ve şiddete varan acımasız eylemsellik sol olarak anılınca, zaten felsefeden koparılmış olan ve bilgiden uzak beyinlerde, fırtınalar kopmaya başladı.

Emperyalizme karşı mücadele, sol kavramının tanımında anlamlandırılmaya başlanınca, güçlü kapitalist yapılanmaların şiddetle ihtiyaç duyduğu emperyalist davranışın, yeterli kazanımı sağlayabilmesi için oluşturulan mücadelelerde, solculuk kavramı doğrudan kötü örneklerle ve toplu, acımasız kıyımlarla özdeş olarak hedef hale getirildi. Stalin gerçekten solcu muydu, ya da Mao solu mu temsil ediyordu. Bu iki figür ile Che, aynı düşünce yapısında olabilir miydi? Geldik en önemli soruya. Gazi Mustafa Kemal Atatürk solcu muydu?

Günümüzün neredeyse en çok tartışılan konuları içinde ağırlıklı olarak yer alan Atatürk, Milli Mücadele süresince ve yaşadığı dönemde tamamen halk ile birlikte hareket etmeyi tercih etti. Kurduğu siyasi partinin de bu yönde çalışması ve daima gelişmeyi gözetmesi gerektiğine inançla, partiye bir doktrin enjekte etmeyip, fikirsel gelişimi serbest bırakarak da solu tercih etti. Eğitimin bilimselliğinden hareketle, yurt dışına gönderdiği öğrencilerin dönüşünde, onların, aldıkları eğitimi etkin olarak ülke içinde paylaşmasını sağlarken, Hitler Almanya´sının baskısından kaçmaya çalışan bilim adamlarını ülkeye davet edip, onların, dönemin etkin bilimsel beyinlerinin, milli eğitime katkısını sağlamaktan da çekinmedi. Ancak, Bozkurt´u bir simge olarak, Türk milliyetçiliğini ise ideal olarak benimsemeyi de ihmal etmedi ve kültürü dışlamadı. Yani bu gün, sadece belirli kesimlerin sahiplenmesiyle anlamından sapmaya başlayan milliyetçiliği de sahiplenerek, milliyetçiliği, solcu çatı altına almaktan da çekinmedi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, döneminde, çok partili sisteme geçmek için mücadele verip alt yapı hazırlarken, bir yandan da gerektiğinde tüm kademelerde görev yapanları, ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirmekten çekinmedi. Atatürk, gelişim için değişimden yanaydı ve kişiler sadece ideale ulaşmak için gerekli basamakları oluşturuyordu. Ancak, bu basamaklar kullanılıp atılan cinsten değil, yoruldukça dinlenmeye çekilen mücadeleci, önemli karakterler olarak saygı görüyordu.

Atatürk solcu muydu siz karar verin. Ancak bunu yaparken, onun kurmuş olduğu siyasi yapılanmanın, bu günkü konumunu da dikkate almayı ihmal etmeyin. Peki, Türkiye´de solu gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi mi temsil ediyor? Son yıllardaki gelişimini ve son kurultayını dikkate alıp, lider sultasını da değerlendirip, solculuğun tanımında anlamını bulan kavramların ışığında, buna da siz karar verin.

Can UĞURATEŞ      

 

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00