Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


VATAN SAĞOLSUN


            O gün hava sıcaklığının -25-30 derecede olacağı tahmin ediliyordu.

            Bu haberi TRT den dinlemiştik. Hepimiz biliyorduk ki bu dereceler, bulunduğumuz yerler için normal sayılır. Hatta bölük termometresinde gördüğümüz dereceler bunlardan çok çok daha fazlaydı.

            Akşamüzeri Alaydan bir yazı geldi. Asker nöbetlerinin yarım saate indirildiği yazıyordu. Bu demekti ki; Her asker gece en az üç defa nöbete gidecek. Üzerlerine kışlık beyaz mont giyecek. Gözlerine kar gözlüğü takacak. Nöbette yatmak, uyumak mümkün olmayacak.

              Bölükte ben hariç herkes nöbet tutuyordu.

              Ben bölük yazıcısıydım. Ayrıca en kıdemli çavuşlardandım. Yüzbaşı eve gittikten sonra bölüğün bütün yönetimi ve kontrolü benim elimdeydi. Hastalananları revire gönderiyor, nöbete gidenleri, gelenleri takip ediyordum. Nöbetçi çavuşu ve onbaşılar vukuatlarını anında bana bildiriyor, bende tedbir alıyordum. Her saatim doluydu. Çalışmıyor görünsem de üzerimdeki yük çok büyüktü.

             BölüK nöbetini ben yazıyordum. Nöbet yerlerini değiştirmek, gidemeyenlerin yerine adam ayarlamak, benim işimdi. Benden izinsiz kimse nöbet yeri değiştiremez, değiştirmeye de kalkamazdı. Başkasının yerine nöbete gidilemezdi. Yazılan nöbet çizelgesine harfiyen herkes uyulacaktı.    

             Bu yetkileri, Yüzbaşı bana vermişti. Çünkü her sabah tekmili benden istiyordu. Bende gecelik vukuatları ona bildiriyordum. Bölüğün bunlardan haberi bile olmazdı.

             Arkadaşım Mükerrem termometrenin başında derecenin yükselişini takip ediyordu. Üzerini daha değişmemiş, yatağın üzerine boylu boyuna uzanmıştı. Yanındaki  ranzaya oturdum;

            ?Ne yapıyorsun ??dedim.

             Yatağın üzerinden bana bakarak.

             ?Ne yapmamı bekliyorsun?? dedi. ?Bu gün üç tane nöbetim var. Dışarı buz gibi.?

              Tabi benim dışarı ile alakam olmadığından fazla önemsemedim. Mükerrem de benim gibi bir çavuştu. Benden kıdemsiz olsa da, bölüğün ileri gelen saygı değer çavuşlarındandı. Onu seviyordum. Temiz bir arkadaştı. Tarsusluydu. Hemşeriydik. Her işte birbirimize daha saygılı oluyorduk. Akşamları birlikte vakit geçirir, sabahları aynı masada kahvaltı yapardık..

            ? Kimle nöbetin  var??dedim.

             ?İsa Sıvat ´la. ?dedi.

              ?İyiymiş.? dedim. ?İsa iyi çocuktur.?

               İsa Sıvatlı Siirtliydi. Benim de tertibimdi. Bu güne kadar bir saygısızlık yapmamıştı. Tertip olduğumuzdan mı? Yoksa başka nedenlerden dolayı mı? Bilmem, ama bana karşı saygılıydı. Ne desem onu yapardı. Hatta bir gün bile bana;

               ?Neden şurayı yazıyorsun? Ve ya yazmıyorsun??  gibi bir serzenişte bulunmamıştı. Belki de o yönünü bildiğim için Mükerrem´e;

             ?İyiymiş.? dedim.

             Mükerrem bir süre düşündükten sonra.

            ?Ne iyisinden bahsediyorsun?? dedi. ? Adam hasta. Nöbete zor gelip gidiyor.?

            ?Neyi varmış ??dedim.

            ?Bilmiyorum.? dedi. ?Kendine sor.?

            Aslında ben; Mükerrem´i neşelendireyim düşüncesindeydim. Yanına onun için gelmiştim. Arada sırada böyle şakalar yapar, ondan da, garip cevaplar alırdım. O da benim hoşuma giderdi. Bir süre başında durdum. Sonunda dayanamadı. Ranzanın üzerine oturdu.

             ?Neye canın sıkkın?? dedim. ?Bir şey mi oldu? ?

             Yerinden kalktı. Pencerenin dışına koyduğu termometreyi önüme koydu. Termometrede ısı,  -48 dereceyi gösteriyordu. Tekrar yerine koydu.

              ?Gördün mü ??dedi. ?Neden canımın sıkkın olduğunu??

              Söyleyecek söz bulamadım.-48 derece çok büyük bir rakamdı. Bu havada dışarıda nöbet tutmak, yarım saat oralarda kalmak, kolay değildi. Bazen televizyonda gösteriyorlar ya, Askerler, karda, tipide PKK lı arıyorlar. Onları görünce şaşmıyorum. Askere ne emir verilirse,  yerine getirmek mecburiyetindedir. Asker bundan zerre kadar çekinmez. Korkmaz. Kendine dert etmez. Ama bir adaletsizlik varsa, adam kayırılıyorsa, görev hep birilerinin üzerine atılıyorsa,  çok zoruna gider. Mükerrem´in yaptığı gibi bana ters ters cevaplar verir.

             Biliyorum ki Mükerrem kardeşimde nöbete gitmekten çekinmez. Eksi 48 derece değil, yüz sekiz derece olsa, yine aldırmaz. Ama bu gün bir tuhaflık var onda. Bir türlü dışarıya vuramıyor. Birilerine canını sıktığı aşikar. Yüzüne baktım. Gülücü numarası yaptım. Takmadı bile.

           ?Mükerrem.?dedim. ?Orhan´ı sever misin??

            ?Severim.? dedi yılışarak.

            ?O zaman.? dedim. ?Sana Orhan´dan bir şarkı söyleyeyim de rahatla.?

            ?Olmaz.? dedi.

             ?Hani severdin?? dedim.

             ?Ben Orhan´ı severim.? dedi. ?Seni sevmem.?

              Mükerrem´i ancak bu kadar konuşturabildim. Daha sonra oradan ayrıldım. Kendi yatağıma geldiğimde Askerler: nöbetten gelip, nöbete gidiyorlardı. Hiç birinin yüzü gülmüyordu. Gerçekten dışarısı çok kötüydü. O havada değil yarım saat kalmak, on beş dakika bile durulamazdı. Nöbetçiler sadece gidiyorlar. Birde geri geliyorlardı. Gidip gelene kadar nöbet bitiyordu. Onlara;

                ?Bir sorun var mı ??dedim.

                 ?Şimdilik yok .?dedi Onbaşı Zikri. ?Rahatça yatabilirsin.?

                 Bu konuşmada Mükerrem´in konuşmasına benziyordu. Fakat onunla uğraşacak, polemiğe girecek tıkadım yoktu. Yatağıma vardım ve elbiseyle uzandım. Yanımda bir kitap vardı. Onu sessizce okumaya başladım. Okuduklarım kafama girmiyordu. Bir süre sonra nevresimi üzerime çektim ve uyumaya çalıştım. Ne kadar uyudum, ya da uyumadım bilemiyorum. Nöbetçi çavuş´u paldır küldür yanıma geldi. Üzerinde kar elbisesi vardı. Nöbetten  yeni gelmişlerdi.

                 ?Ne oldu?? dedim.

                 ?Nöbetçi hastalandı.? dedi. ?Yerine kimi gönderelim??

                 Korktuğum başıma gelmişti. Nöbet yazarken bütün bölüğü karşıma almış, içte dışta görevli kim varsa herkese nöbet yazmıştım. Birini kaydırsam o gün sabaha kadar herkes dörder defa nöbete gidecek, bütün düzen değişecekti.

                 ?Kim hasta?? dedim.

                  ?İsa hasta.? dediler.

                   Yerimden kalktım. İsa´nın bulunduğu diğer koğuşa gittim. Kapının giriş sırasında, İsa ranzanın üzerine uzanmış yatıyordu. Beni görünce kalkmak için uğraştı. Kalkamadı. Elimle kalkmamasını söyledim. Karşı ranzanın üzerine oturdum.

                   ?Ne oldu İsa?? dedim.

                     Ağlamaklı bir sesle;

                     ?Ayağım bükülmüyor.? dedi.

                    İsa´nın durumu kötüydü. Bir süre etrafıma baktım. Yerine adam bulmaya çalıştım. Hiç kimseyi bulamadım. Onbaşıdaki nöbet çizelgesini aldım. İsa´nın bulunduğu yerlerin üzerini çizdim. Kendi adımı yazdım. Yanına da parafımı attım.

                     İsa´ya yatmasını söyledim. Nöbetçi Onbaşıya da;

                     ?Nöbete ben gidiyorum.? dedim.

                     İsa ayağa kalkıcı gibi yaptı. Yan tarafa dönüp kalkabildi.

                       ?Olmaz tertip.? dedi. ?Seni nöbete gönderemem.?

                      Onu tekrar yerine oturttum.

                      ?Sen yat bu gün.? dedim. ?Benden izinlisin.?   

                     Çoktan beri giymediğim kar elbisesini üzerime geçirdim. Kar gözlüğünü gözüme taktım. Silahımı kuşandım ve yola çıktık. Havada öyle bir rüzgâr esiyordu ki sanki kar damlaları kurşun olmuş, yüzlercesi, binlercesi üzerimize yağıyordu. Nöbet yerine ancak binaların duvarlarına dayana dayana gidebildik. Sonunda zor bela nöbet yerine vardık. Yanımda Mükerrem vardı. Baş başa kalınca;

                 ?Şimdi Orhan´dan söyleye bilirsin?? dedi.

                   Bende ona cevap olarak;

                   ?Ben Orhan´ı sevmem.? dedim. ?Ferdiden söyleyeceğim.?

                   ?Olsun.? dedi. Onu da severim.?

                    O gün Mükerrem´le birlikte üç defa nöbete gittik. Sabahleyin Yüzbaşıya durumu anlattım. Bana öyle bir baktı ki, ben onun bakışını iyi bilirim.

                   ?Kendine nöbet yazan ilk yazıcısın.? dedi.

                    Vatan sağ olsun Komutanım.? dedim. ?Bende bu bölüğün bir askeriyim.?

                    Yüzbaşı bir şey söylemedi, fakat çok memnun kaldığı gözlerinden okunuyordu.

YAZARLAR

  • Çarşamba 26.7 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    10264,01%-0,70
  • DOLAR

    32,25% 0,00
  • EURO

    34,70% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2396,18% -0,16
  • Ç. ALTIN

    3891,70% -0,29