Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


YAZ, HASAT VE RAMAZAN


Mayıs geldi mi bizim buralara yaz gelmiş demektir. Gerçi bu sene, mevsimlerin yer değiştirmesinden dolayı, sonuna doğru üç beş gün hafifçe üşümüş olsak da ve biz Adanalılar Mayıs´ta üşümeye alışkın olmasak da, eski Mayıs´larda ekin sarartan sıcaklar başlamış olurdu. Birlikte de yaz temizliği.

 Hiç şaşmaz, 19´u dedi mi bilmeyenlerin hala daha şaşkınlıkla sorduğu, ?Nasıl yani? Bütün halıları mı kaldırıyorsunuz?? ana temalı ifadelerine rağmen, tüm halılar, aralarına serpiştirilen naftalinlerle sarılarak, Amerikan bezinden bembeyaz halı torbalarına konur, yeniden sermek kısmet olsun sözleri eşliğinde, evin bir ücra köşesine kaldırılırdı.

Bir tek halı kaldırmakla kalınsa iyi, kalın perdeler yıkanır, özenle katlanır, katların arasına sabun kalıpları konarak bohçalanır, gömme dolaplardaki yerlerine bırakılırdı. Ya üç ay boyunca Adana terk edildiğinden ya da kalmak zorunda olup da o ağır sıcaklarda tahammül edilemediğinden ve hafifleme ihtiyacı doğduğundan olsa gerek evdeki aksesuarların birçoğu da büfenin içine yığılırdı.

Hatta bizim yaş kuşağı iyi hatırlar, bu yaz temizliği o boyuta gelirdi ki koltuklar, sandalyeler, sehpalar başta olmak üzere, -bir keresinde hiç unutmam bir evde, büfenin üzeri komple kapatılmıştı- misafir odasındaki mobilyalara özel olarak diktirilen kılıflar giydirilirdi.

Ve bütün bunlar, Ramazan´ın Mayıs´a denk geldiği o yıllarda, ev hanımlarınca, başlangıç, bitiş tarihi itinayla hesaplanarak yapılırdı. O zamanlar okullar da 19-Mayıs´ta kapanırdı. Ev halkı, el birliğiyle ya ramazana girilmeden üzerine düşeni yapar veya ekseriyetle bayram ağzına doğru bırakılır, bir taşla iki kuş vurulur, hem yaz hem de bayram temizliği birlikte aradan çıkarılmış olurdu.

Yaza, özellikle Mayıs´a denk gelen ramazanlarda, bütün bu hengamenin yanı sıra, aynı zamanda buğday hasadı yoğunluğunun yaşandığı telaşlı yuvalar da çok olurdu. Havanın gidişatı şimdiki gibi önceden rapor edilmediğinden, bulutlu gecelerde gökyüzü koklanır, yağmur ya da güneş dilekleriyle el açılırdı. Rahmetle yeşeren ekinler, güneşin alaca yüzüyle önce başağa dönüşür, sıcakların baş göstermesiyle de içindeki tanelerin doluluk oranının dahi keyifle sayıldığı bereketin simgesi buğdaylar sararırdı. İşte o vakit, biçerdöverlerin gürül gürül sesi yankılanırdı.

 Bütün bir gün o sarı sıcağın altında koşturmuş babalarla, onların halinden çok iyi anlayan ve ama onlar da evde yorulmuş annelerin başköşede oturup, ezanı ve radyonun akşam ajansında Adana için iftar vakti anonsunu bekledikleri yaz iftarlarının kokusu sinerdi tüm şehre.

Daha iftara beş on dakika varken komşuya verilecek Allah ne verdiyse tabakları hazırlanmış, verilmiş olurdu. Sofranın, en rağbet gören içeceği, büyücek bir sürahiye doldurulmuş buz gibi su, yemeği de soğuk hazırlanan, bol naneli, hatta bazen içine buz atılmış yayla çorbası olurdu. Sıcak yemeğin yanına mutlaka, mis gibi kokan tarla malı salatalıklarla cacık yapılırdı. Kış ramazanlarının baş aktörü hoşafın yerini, yaz meyvelerinden kompostolar alırdı. Yiyebilecekmiş gibi masanın başına iştahla oturulur ama bol sıvıyla dolan midelerle kalkılırdı. İlla ki, bıçağı değdirince çatırdayan Adana karpuzu olmazsa olmazdı. Ve daha yemeğe oturulurken ocağa konan çayın en büyük hararet alıcı olduğu düşünülürdü.

Sahurlarda ise geceden kalkılıp çiğ böreklerin pişirildiği, pilavın taze yapıldığı kış günlerinin aksine hafif bir kahvaltı yapılır, tok tutar diye yumurta kaynatılır, gündüzün yorgunluğuna derman olsun niyetiyle ardı ardına çay içilir, vücudu uzun güne bir nebze de olsa hazırlamak amacıyla içilebildiği kadarıyla su içilirdi.

Dini vecibelerin gösterişten uzak, kendi halinde, sabırla, tevekkülle geçirildiği zamanlardı o yıllar. Kimse kimsenin tuttuğu ya da tutmadığı oruçla ilgilenmezdi. İki kap yemeğin değil, nefis ve iradenin gücü sınanırdı. Evinde, işinde yorulan, sıcaktan bunalan insanlar özellikle bu aylarda kalp kırmamaya özen gösterirlerdi. Bilinenlere zaten yapılır, nerde bir yıkık gönüllü kimse varsa, soruşturulur, gizlice, gerekli yardımda bulunmaktan kaçınılmazdı.

Böyleydi eskiden Adana Mayıs´ta. Yorgun geçen günlerin arkasına keyifle gelecek yazın bereketiyle, sabırla geçen ramazanların arkasına hürmetle geçecek bayramın vefasıyla buluşmaya hazırlanırdı.

Nicelerine, hayırlı yazlar, hasatlar ve ramazanlar.

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00