Ahmet DUMAN


Yeni Yıl?


Neydi o eski bayramlar der gibi, neydi o eski yılbaşılar diyebilir miyiz?

Sanki bir istasyonun bekleme salonunda bir gün, kesinlikle  geleceğini bildiğimiz bir treni bekliyor gibiyiz. İstasyon da bir tuhaf; çok fazla dışarıyla bağlantısı yok. Dünya ile bağlantısı ancak gelip geçen trenlerle. yaşlı yakın akrabalarımdan biriyle düzenli aralıklarla sohbet ederdik. Aklı başında ihtiyarlayabilmiş bir insandı sağlığına dikkat etmiş aklına mukayyet olmuş biriydi. Bazen eskilerden söz ederken konu kayar belki de hiç ilgisi olmayan bir yere gelirdi? Zaman, mekan ve insanın bu iki kavram içinde nasıl kendini konumlandırdığına dair konuşmayı çok seviyorduk. Zaman, biz ayırt edemesek de, durağandı. Geçen zaman değil insan ve mekanlardı. Öyle zamanlar yaşanmış ki, hiç takvime gereksinme duymamışlar. O ünlü şiirde olduğu gibi ?kuzular söylemiş zamanın nasıl geçtiğini? ya da ambarda hayvanların ve kendilerinin yemi yiyeceği tükenince ayırt etmişler ki ?zaman geçiyor? oysa geçen insan, değişen mekan. Anlattıkları içinde beni en çok şaşırtan: çok gereksinilirse istasyona gelip tren yolcularına ?yarın kurban bayramı değil mi?? diye sormak gibi bir kolaylığı da bulmuş olmalarıydı?

Zaman aynı yerde?

Aklıma geldi; şöyle bir eski gazete başlıklarına baktım: ?Yeni yıl mesajlarına? değişen bir şey yok. Benim yaşayabildiğim 71. yılbaşı bu. Bir 10 yılını çocukluğa bir beş altı yılı da gençliğe sayalım, yaklaşık 55 yıllık bir deneyim! Yani yılbaşı deneyimi. Bunca yıldan geriye kalan bir şey yok, sözler bile aynı kutlama mesajları veya usulen yapıldığı belli gönülsüz bir takım kuru laflar. Öyle ki, söyleyen bile söylediğine inanmıyor.

Şimdilerde siyasetin ağzı çok bozuk. Eskiden siyasetçi hiç olmazsa klasik aile terbiyesi sınırları içinde atıp tutardı. Şimdi öyle değil. Evet, bu ?aile terbiyesi? önemli bir kavram. İnsan aile içinde terbiye edilir. Sonra toplum içine salıverilir. Bazen belgesellerde izliyorsunuz ya; çeşitli nedenlerle hasta veya sakat kalmış bazı vahşi hayvanlar doğal ortamına yakın bir yerde iyileştirilip doğaya tekrar salınmadan onu iyileştirme deneylerine sokuyorlar örneğin yeniden avlanmayı kendini korumayı öğretiyorlar sonra da bırakıyorlar. Biz insanlar da bu hayvanların iyileştirilmesinden sonra alındıkları deney alanları diyebileceğimiz ?aile ortamında? yaşamı nasıl kullanacağımızı öğreniyoruz. Bazen de öğrenemeyip baş belası oluyoruz. Öyle değil mi?

İnanılması çok güç bu 55 yılbaşının 55´inde de erbab-ı siyaset iktidardaysa umut muhalefetteyse felaket tellallığı yapmışlar. Aynı yıllar içinde ekonomi hiç düzelmemiş enflasyon hiç düşmemiş ve birbirimizle hep kavga etmişiz. 

İnsanın zamanla ilişkisi uygarlıkla ilişkisini de belirliyor. Zamanın ruhunu kavramak zamanın değerini bilmek gibi kavramlar ve kurallar uygar insanın değerlendirebileceği kural ve kavramlar?

İstasyonda oturmaya devam ediyoruz. 2018 büyük bir gürültüyle duman barut kokusuyla paldır küldür geçip gitti.

İşaretlere bakılırsa 2019 da sessiz sedasız geçmeye aday değil.

Ama siyaset erbabı yüzünde o alaycı ve küçümseyici ifadeyle ?umut? dağıtmaya devam ediyor.

Bazı kulaklara bir kez daha duymak istedikleri yalanı söylüyor?  

 

  

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22