Ahmet DUMAN


Zavallı Türkçe?


 O yıllarda ?Dublaj Türkçesi? derdik. TV yaygınlaşıyor ve bir yığın yabancı film üzerlerine Türkçe sesler kayıt edilerek oynatılıyordu. Bu iş sinemadan gelmişti; yabancı filmler Türkçe yeniden seslendirilirdi.  Yerli filmler bile o yıllarda dış mekânlarda sessiz çekilir sonra içerde seslendirilirdi. Bu, başlı başına bir iş´ti. İşi yapana da ?seslendirme sanatçısı? derlerdi. Bazı sanatçılar bazı filmlere özel bir katkı sağlarlardı. Çoğu ünlü film yıldızını da onlar, yani dublaj sanatçıları seslendirirdi?

Sinema önemli bir sorun yaratmamıştı. Fakat TV dizileri bir yeni Türkçe icat etmişlerdi. Görüntüyle sesin uyumu son derece de önemliydi. Türkçe konuşacaktı kahramanımız ama filmdeki ağız hareketlerinin de konuşulan konuya uyum sağlaması gerekiyordu. İşte öylece çıktı bu yeni Türkçe ağzımızı gerekli gereksiz kıvırıp bükerek dilimizi ya da sesimizi uydurmaya başladık?

Devletin bir tek TV kanalı vardı birkaç da Radyo kanalı? Özellikle haberleri sunan konuşucular Türkçeyi sonuna kadar doğru konuşmaya zorunluydular. Çünkü dinleyenler şikâyet ederlerdi! Hayır, mahkemeye filan değil; medyada bazı dil ustaları vardı, onlara şikayet ederlerdi. Onlar da köşelerinde gerekli uyarılarda bulunurlardı. Demek ki sözleri dinlenirmiş.

Şimdi artık Devletin TV veya Radyosunda da özel yayın kuruluşlarında da Türkçeye özen gösteren yok. Kalmadı mı? Var. Var olmasına da; onların sesi çok çıkmıyor. Birde bazı kanalların Güneydoğu veya Doğu illerinden haberleri geçen habercileri var ki; evlere şenlik! Adam bölgesel şivesini olduğu gibi korumuş büyük bir başarıyla Türkçe de konuşabiliyor! Yalnız bazılarının konuşmalarının ya alt yazılı olarak ya da üzerine çevirisinin konuşularak verilmesi daha iyi olacak! Yani simültane çeviri!

Bu günlerde Türkçenin yeni bir sorunu var: bu kez de ?dizi Türkçesi? diyebileceğimiz bir tuhaf Türkçe konuşuluyor. Sanki konuşan bir yabancı. İnsan anadilini nasıl bu kadar bozabiliyor. Nasıl bunu becerebiliyorlar şaşırmamak mümkün değil. Arılaştırılmış Türkçe konuşulması doğal isteğimiz; ancak bu bağlamda istediğim şey kullanılan kelimenin doğru kullanılması ve konuşulması.

?s? nin ?ş?nin ?t? nin bazen de ?c? nin başı belada: bazı konuşmacılar her üç kelimeyi de tek bir kelimeymiş gibi ?c? yi de kafalarına nasıl uygunsa öyle kullanıyorlar ve hangi kelime olursa olsun kesinlikle dillerinin ucuyla konuşuyorlar. Bazı arkadaşlarımız bunun bilimini yapmışlar, bilirler; her kelime gırtlaktan başlayarak ağzın içinde farklı, kendine özgü bir yerden çıkar.

Bir dilin doğru ve yanlışsız yazılması ve konuşulmasında en önemli etken basın-yayın olması gerekirken; ne yazık Türkçe için böyle olmadı. Olmuyor. Bu günlerde az bir şey TV izlerseniz bana hak vereceğinizi sanıyorum.

Bana öyle geliyor ki, Türkçeden vazgeçiyoruz. Etrafınıza bir bakın; neredeyse ana rahminde yabancı dil eğitimine başlanıyor! O´nu da doğru düzgün öğrenebilsek ya!

Tanımaktan son derece onur duyduğum değerli dil ustası Jülide Gülizar ?hayatta evet dediğim tek ırkçılık dil konusundadır? demiş*. Aydınlık içinde uyusun.

* tr.wikipedia.org/wiki/Jülide_Gülizar

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00