CHP´NİN KOALİSYON SERÜVENİNİN İÇ YÜZÜ MÜ ARKA PLANI MI?

 CHP´NİN KOALİSYON SERÜVENİNİN İÇ YÜZÜ MÜ ARKA PLANI MI?

Tam da daha en baştan apaçık ortada olan "hükümet kurmama, kurdurmama" senaryolarına Erdoğan tarafından final bölümünün yazıldığı ve AKP´nin yine Davutoğlu´nun kuracağı geçici hükümetle seçime gitmeye hazırlandığı şu sıralarda CHP heyetinin işlevi ne olab

CHP Artvin, Giresun ve Zonguldak milletvekilleri yarın Adana´da bir dizi ziyaretler yapacaklar, düzenlenecek toplantılarda AKP ile koalisyon görüşmelerinde yaşananları örgütlere, sivil toplum ve demokratik kitle örgütleriyle, basın kuruluşlarına ve esnafa anlatacaklar.

CHP Adana İl Başkanı Burhanettin Bulut, bu konuda bir açıklama yaptı ve "7 Haziran Genel Seçimleri sonrasında CHP´nin ülkenin geleceği ve halkın yararı için siyasi kaygıları bir kenara bırakıp ülkenin acilen güçlü bir koalisyon hükümetine ihtiyacı olduğu bilinciyle hareket ettiğini" söyledi . CHP´nin hükümeti kurma görevi verilen AKP yöneticileriyle gerçekleştirilen koalisyon görüşmelerinde de "sorumluluğunun gereğini yerine getirdiğini" kaydeden Bulut, gelinen noktada "AKP´nin bir koalisyon hükümetinden taraf olmadığının yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıktığına" işaret etti.

Bir an duralım düşünelim. Tam da daha en baştan apaçık ortada olan "hükümet kurmama, kurdurmama" senaryolarına Erdoğan tarafından final bölümünün yazıldığı ve AKP´nin yine Davutoğlu´nun kuracağı geçici hükümetle seçime gitmeye hazırlandığı şu sıralarda CHP´nin bu nafile çabaları ne işe yarayacaktır dersiniz? Bir savunma mı yapılacak, ya da kusuru başkalarına atarak Parti´nin verdiği kötü sınavın üzeri mi kapatılacak? Bakalım göreceğiz ve dinleyeceğiz ne diyecek CHP heyetindeki parlamenterler...

Örneğin konuk milletvekilleri, "45 saat didindik, çabaladık ve tüm gücümüzle her kolaylığı gösterip bir koalisyon kurabilmek adına ´kırmızı çizgilerimiz´in olabileceğini dahi gündeme getirmekten çekindiğimiz sürecin sonunda adamların bize koalisyon teklifinde bile bulunmaya niyetleri olmadığını gördük" diyen parti müzakerecisinin bu akıllara sığmayan itirafını nasıl açıklayacaklar?

Ya da o garip ´istikşafi´ nitelemesi ile başlayan uzun ve ´samimi´ sohbetler sırasında, AKP´nin hangi niyetleri taşıdığını ya da Erdoğan´ın tüm kozları elinde tutarak Davutoğlu´nu yakın markaja alıp işi eninde sonunda bozacağını CHP kurmaylarının neden anlayamadığını hangi bahanelere sığdırmaya çalışacaklar?

Genel Başkanları Kılıçdaroğlu´nun zaman zaman ´AKP ile anlaşmamız olmayacak gibi, Erdoğan faktörü oldukça Davutoğlu CHP ile koalisyona istese de gidemez´ yollu açıklamalarına rağmen, 45 saatlik maraton sonunda AKP liderinin ´koalisyon şartlarına uygun değil´ sözleriyle CHP´yi sıfırlamasını TBMM grubu olarak içlerine sindirip sindirmediklerini açıkça söyleyebilecekler midir sayın milletvekilleri?

Şu sorular da önemli:

Soru Bir:TBMM Başkanlığını AKP´ye ikram etti diyerek MHP kanadını yerden yere vuran CHP´nin önder kadroları, 13 yıllık geçmişi ile Türkiye´yi tarihinin en büyük bunalımına sokan, ülkeyi bir iç savaşın eşiğine getiren AKP´nin yolsuzluk dosyalarını ya da Erdoğan´ın anayasa çizigisi dışına taşan fiili durumuna kol kanat geren politikasını içlerine sindirmeyi göze alarak böyle bir partiyle ortak olmaya en başından nasıl niyetlenebilmişlerdir?
İkincisi de şu: Bırakınız görüşmeler sırasında CHP´nin varlık nedeni olan Altıok ilkelerinin yok sayılması rezaletini, Cumhuriyeti kuran partinin parlamenter demokratik rejimi kökünden ortadan kaldırma hesaplarını yaptığı açıkça ortada olan iktidar partisinin niyetlerini ´keşfetmek´ adına başta Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm genel merkez kadroları müzakerelerin sonucundan heyecanla ne beklemişlerdir?

Evet, gerçekten CHP´li seçmen ya da örgüt katmanları ve bunlar kadar geniş bir kesimde yer alan yurttaşlar bu soruların yanıtlarını beklemektedirler. Adana´ya gönderilen Heyet mensupları bu soruların altından kalkabilecekler midir? Yoksa AKP´nin Genel Başkanından ya da Erdoğan´ın müdahaleci tutumundan mı yakınmanın yollarını mı arayacaklardır? ´Bir bakanlık bile vermek istemediler´ diye ağlamaklı açıklamalar yapan bir üst düzey CHP yöneticisinin zelil şikayetini mi tekrarlayacaklardır?

Akıllara takılan bir başka yönü de vardır olayın: Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ´illa da hükümet olma´ hesaplarına, 7 Haziran seçimlerinde partinin uğradığı büyük hüsranı kamufle edebilme arayışı adına ve bu bağlamda büyük bir riske katlanmayı göze alarak girmiş olabilirler mi? CHP üst yönetiminin AKP ile koalisyon arayışı sırasında her türlü riski bilerek almasının nedenleri arasında, "Biz seçimlerden koalisyonla da olsa bir iktidar partisi adayı olarak çıktık" savunması ile düz seçmeni ya da delegeyi teskin edebilme amacı aranabilir mi? Koalisyon görüşmesi başarısız olursa da, ´CHP´nin ülkenin geleceği ve halkın yararı için siyasi kaygıları bir kenara bırakıp ülkenin acilen güçlü bir koalisyon hükümetine ihtiyacı olduğu bilinciyle hareket ettiği" savunması yapılabilecek ve . suçlanacak da karşı taraf olacaktır. Ez kaza göle çalınan maya tutar da, AKP´den bir iktidar dilimi koparılırsa, zafer çığlıkları atılacaktır. Ama sonuçta 7 Haziran hezimetini hafifletilecek bir ortam kongre sürecinde yaratılabilecektir.

CHP Üst Yönetimi bu kadar ucuz ve basit hesaba başvurabilir mi? Orasını kestirmek bugünkü koşullarda zor. Ama son anda"AKP´nin bir koalisyon hükümetinden taraf olmadığının yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıktığı" basiretsizliğine yenik düşen CHP yöneticilerinden herşey beklenir demek de yanlış olmaz sanırız!

Ortada bunca kuşku ve eleştiri unsurları var iken CHP´nin koalisyon serüveninin perde arkasını anlatmakla görevlendirilen CHP Heyetinin işi gerçekten zor olmalı!