İlk derece mahkemelerindeki dava sayısının korkunç boyutlara ulaştığını kaydeden Toprak, önüne geleni teröristlikle suçlayan iktidarın bu politikasının adli istatistiklere de yansıdığını, ekonomik davalarda ise patlama yaşandığını ifade ederek şu açıklamayı yaptı:
“2008 ve 2016 yılındaki yargı reformu vaatlerini unutup, 2019’da yine Yargı Reformu Strateji Belgesi ilan eden iktidar, altı ay önce de İnsan Hakları Eylem Planı açıklamıştı. Ülkenin kanayan yarasına dönüşen adalet ve yargı alanındaki bu vaatlere rağmen, doğru düzgün bir adım atılmadı. Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı 2020 Adalet İstatistikleri; yargının, adliyelerin, savcılık ve mahkemelerin vahim tablosunun gizlenemez hale geldiğini ortaya koyuyor. İktidar artık numaralı yargı reformlarıyla, adaletsizliğin ne kadar yaygınlaşıp sıradanlaştığını örtemiyor. Adli istatistik rakamları ürkütücü!
2020’de Cumhuriyet savcılıklarınca yürütülen soruşturma sayısı 8 milyon 996 bine ulaşırken, bunların 5 milyon 234 bini 2021’e devretmiş durumda. Bu, 83,6 milyonluk ülke nüfusunun yüzde 10’undan fazlasının savcılık soruşturması altında olması demek. Faili meçhul soruşturma sayısı 4,2 milyon ve 3 milyon 510 bini 2021’e devretmiş. İlk derece mahkemelerindeki ceza, hukuk, idari dava sayısı 6 milyon 998 bine çıkarken yine 3 milyon 443 bini bu yıla devretmiş.
Adalet işlemiyor! İktidarın ülkeyi ne hale getirdiğinin çarpıcı göstergesi terör iddiasıyla açılan soruşturma ve davalar. Muhalefeti, vekilleri, akademisyenleri, gazetecileri, üreticileri özetle önüne geleni teröristlikle suçlayan iktidarın bu söylem ve siyasetinin yargıdaki yansıması, beş yılda 1,5 milyonu aşan terör davaları. Bazısı bireysel bazısı toplu bu davalarda milyonlarca kişi TCK’nın 314. Maddesinden terör ithamıyla mahkemelerde. Dünyada ülke nüfusunun milyonlarcasının terör zanlısı olarak soruşturulduğu, yargılandığı, adliyelerde süründürüldüğü başka bir ülke yoktur. Sadece 2020’de savcılıklardaki terör soruşturmaları 208 bin 833! Anayasa Mahkemesi’nde geçen yıl açılan bireysel ihlal davaları 40 bin 402 olurken, 27 bin ile yüzde 50’den fazlası, ‘Adil yargılanma hakkının ihlali’ davası. Diğer deyişle 9 milyona yakın yurttaş soruşturma altında ama açılan davalarda adil yargılama yapılmıyor.
Ekonomik suç davalarında ise İcra İflas Yasası’na muhalefet 134 bin 908 ile ilk sırada yer alırken, Çek Kanununa muhalefet 60 bin 784 ile üçüncü sırada. İcra dairelerindeki on milyonlarca dosyanın davaya dönüşmesi halinde yaşanacak ağır ekonomik çöküş tablosunu düşünmek bile ürpertici.
İktidarın adaleti mumla aranır hale getirdiğinin bir başka somut göstergesi Cumhurbaşkanına hakaret davalarının 31 bin 297’ye yükselmesi. Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanı milletiyle böylesine mahkemelik olmadı, onları mahkeme ve cezaevlerinde süründürmedi. Gelmiş-geçmiş hiçbir Cumhurbaşkanı halkına karşı böyle hoşgörüsüz ve acımasızca makamını yaptırım amaçlı kullanmadı. Adaletteki bu karanlık çöküş tablosu sürdürülemez! Yargı reformu vaatleriyle ülkeyi oyalayan bu iktidar bağımsız yargı ve hukuk devleti önündeki en büyük engeldir. Adalet yürüyüşünün amacının haklılığı bir kez daha doğrulanırken, milletin adil bir iktidar talebi ve özlemi bu iktidarın panzehri olacaktır.” (CO)