Tarih: 09.12.2021 15:13

Öykü: Tuba Özkur Aksu

Facebook Twitter Linked-in

BİR ÇİFT MAKOSEN AYAKKABI

Yağmurlu bir Bozaran günüydü. Boranbulutlar tüm gökyüzünü kaplamıştı. Havanın kasvetine rağmen Zeynep neşe ile uyandı. Çok iyi niyetli ve neşeli bir insandı. Kocası işe bugün erken gidecekti onu uğurladı.

Mutfağa geçip çok güzel bir borana yapmaya girişti. Karşı komşusu Leyla çok severdi. Yanına bir de börtük biber yaptı. Peynir, zeytin, kaymak, bal… Of harika bir sofra olmuştu! Bir tek Leyla eksikti. Dün konuşurlarken bugün kocasının seyahate gideceğini söylemişti. Birlikte kahvaltı yapmak için harika bir sebepti. Kapıyı açıp Leyla’nın ziline bastı. Zilin cikcikleri birbirine eklenerek uzayıp gitti. Kapı açılmamıştı.

Aaa! diyerek şaşırdı. Tekrar zile bastı. Bir daha, bir daha… Ama kapı açılmıyordu. O sırada içeriden bir tıkırtı geldi. Zeynep telaşlandı. Ya eve hırsız girdiyse, Leyla’yı rehin aldıysa, ya kapının arkasında düşüp bayıldıysa, konuşamayacak haldeyse, ya da , ya da…. Bir sürü kötü ihtimali düşünerek telefona sarıldı. Leyla’nın cep telefonuna ulaşılamıyordu. Bedahet bir sorun vardı.

Kendi kapısı açık, bir kapı zili çalıp, bir telefon açarak bir hayli zaman geçirdi. Leyla, Zeynep’in başeski komşusu daha da ötesi kankasıydı. Ellerini uğuşturarak koridorda gidip geliyor yüksek sesle ağlayıp,

 Ah Leyla’cım, deyip duruyordu. Sesi duyan, alt üst daire komşuları da geldiler ve

 polisi arayalım, dediler. Birisi aradı.

Leyla hanım, ne tatlı hanımdır, tüh, ne oldu acaba? diye bir ağızdan ahlanmaya başladılar. Kapı önü bekleyişi nöbete dönüşmüştü. Birileri gelip birileri gidiyor, Zeynep çay demleyip herkese ikram ediyor, habire boşalan bardakları dolduruyor, o arada da karnında bir burkuntu, içinde sıkıntı, salya sümük ağlıyordu.

Polis bir hayli gecikerek geldi. İki tane böke delikanlıydı. Zeynep durumu anlattı. Polisler de birkaç kere kapıyı çaldıktan sonra kapıyı kırmaya karar verdi. Kapı kilidi hiç zorlanmadan kırıldı. Açılan kapının ardından loş koridorun yarı aydınlığında etekleri brodeli, boğası kumaştan beyaz geceliğiyle hayalet gibi duran Leyla göründü. Donmuş bir vaziyette gözlerini belertmiş ifadesizce bakıyordu. Hiç kımıldamıyordu.

Zeynep Leyla’yı sağ salim görünce sevinç çığlıkları atarak

Ne oldu Leyla’m sana, ne oldu? diye bağırdı.

Leyla donuk bir sesle

Uyuyordum, dedi

Sabaha karşı Ahmet yola gitti onu gönderip yattım, uyumuşum, duymamışım.

Polisler homurdanarak tutanak tutup gitti.   Komşular da birer ikişer dağıldı. Yalnız kaldıklarında Zeynep, Leyla’cığına sarılmak üzere boynuna atıldı. Biraz boysuz olduğu için asılırcasına sarıldı. Leyla geri durmak istedi. Zepnep ısrarla sarılınca, bir adım geri gitti.  İşte o anda Zeynep, portmantonun önünde duran son dakikaya kadarki iyi niyetinin bozucusu, kocasının bozrak makosen ayakkabılarını gördü.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —