ÖYKÜLER: Gülşen Öncül
DÜŞÜNCE - SANAT VE TOPLUM 16.06.2022 14:50:00 21396 0

ÖYKÜLER: Gülşen Öncül

KISKANÇLIK
O nasıl oturuş öyle? Ayırmış bacaklarını, etek desen bir karış, bak nasıl da düşüyor adamın ağzına. O göz süzmeler, işveli kahkahalar, orospunun önde gideni! Kocası dışarda çalışıyor bunun, ayda bir geliyor eve, sorsan evli barklı, çocuklu, külahıma anlat! İnsanın ruhunda orospuluk olmaya görsün. Gıcıklanıyor içi, duramıyor, tilki gibi dolanıyor sinsice avının peşinde. Ya karşısındaki deyyusa ne demeli? Hani, düne kadar etrafımda pervane oluyordun, bana çiçekler getirirken bana ölüyordun. Hani, ben yanına gelince her şey güzelleşiyordu? Biliyordun değil mi, içimde damla damla büyüyen zehrinin sonunda tüm bedenimi saracağını, gözlerimin senden başkasını göremeyeceğini, biliyordun değil mi? Ahhh içim yanıyor! Rüyalarımda bile artık sen varsın. Bunları böyle görünce, içimde koca bir orman küle dönüyor. Her bir zerrem yavaş yavaş intikam ateşinin alevine teslim oluyor. İçimdeki acı, tohumdan, meyvesi intikam kusan ağaca dönüştü. Artık korkun benden.


SICAK
Yine kırmızı, her yer kırmızı, ferahlamak için medet umduğum kolonya bile kırmızı. Kırmızının kardeşi turuncuyla fethettği ülkedeyim şimdi, elim yüzüm alev alev, su ile sönmez bu yangın biliyorum ama yine de bir yudum su arıyor gözlerim. Yağmur sonrası asfaltta biriken sularda yıkanan kuşlar gibi bırakmak istiyorum kendimi. Bata çıka neşeyle yuvarlansam, diyorum çamurlu sularda. Kahverengi sarsa her yanımı. Ya da bıraksam kendimi rüzgara, mahallenin ortasına serilmiş çarşaflar gibi oynaşsam sereserpe. Tenime değen soğuk, bir dost gibi kavrasa bedenimi. Okyanus mavisini her zaman tercih ettim kırmızıya. Gerçi ikisinin de ezeli düşman olduğunu bilirim. Bir arada bulunamazlar, birbirlerini tüketmeden yaşayamazlar. Kırmızıyı severdim eskiden , Pompeinin mezarlarını görünce anladım ihanetin rengi olduğunu. Yalnızca ihanet mi, cehennemin de rengi kırmızı. Kutupların beyazını arıyorum. Sıcağın alevi üzerime üzerime gelince Eskimolar gibi, buzdan evime kaçmak istiyorum. Biliyorum ki bu kırmızı benim peşimden ayrılmayacak. Beni kendi içinde eritip bitirmeden bırakmayacak. Sonra da beraberce soğuyacağız. Kim bilir hangi beyazın altında taş kesip kararacağız?


ARKANA BAK
Kim var arkamda, göremiyorum. Hızlı hızlı yaklaşan adım sesleri çivi olup kafama çakılıyor sanki. Neden ve kimden korktuğumu bilmeden koşuyorum. Uzaklaşıp kurtulmak istiyorum ardımdaki yabancıdan. Arkama bakmaya korkuyorum. Beynim, sakin ol belki de korkacak bir şey yoktur, diyor ama kalbim o kadar hızlı atıyor ki beynimi duymakta zorlanıyorum. Şimdi durma zamanı değil, kaçma zamanı. Neden, kimden, nereden olduğu önemli değil, yalnızca kaçmalıyım.
Korku deyince, aklıma yalnızca kaçmak gelir. Kimi donar kalır, ne yapacağını bilemez. En azından ben böyle durumlarda ne yapacağımı biliyorum. Önüme çıkan ilk binanın kapısından içeri daldım. Allahtan kapı açıkmış. Kapının kenarına sindim, bekliyorum. Neyi, kimi beklediğimi bilmeden bekliyorum. İçimdeki gümbürtü dışardan duyulacak, ardımdaki beni bulacak diye çok korkuyorum. Ardımda bıraktığım her şey korkutuyor beni. Yarım kalan sevgiler, söylenmemiş sözler, ilgimi esirgediğim yaşlılar, hal hatır sorulmayan komşular, birilerine çok gördüğüm selamlar… Şimdi hepsi korku yüklü bir kamyon gibi peşimdeler. Anlık bir cesaretle, ardımdan geleni görmek için yere çömelip cama yaklaşıyorum. Ne gelen var ne de giden. Bir müddet, korkaklığıma küfrederek bekliyorum karanlıkta. Kalp atışlarım normale dönünce, ayağa kalkıp dışarı çıkıyorum.
Bugün de kaçarak kurtuldum, diyorum. En iyi bildiğim şeye tekrar sığınarak, koşar adım uzaklaşıyorum oradan. Bir gün belki dönüp ardıma bakma cesaretim olacak ama o gün bu gün değil.
 

MAAŞ GÜNÜ
Yerimden kalkmak azap veriyor. Bugün maaş günü değil mi? Gidip paramı çekeceğim bankadan. Bazıları evden çıkmadan, telefonla, istedikleri yere gönderiyormuş parayı. Ne bileyim ben telefonu, interneti? Akıl mı kaldı? Ak derken kara olur, tüm para gider elimden alimallah. Her ay aynı terane. Şu merdivenler gözümde büyüyor. Nasıl inilir, nasıl çıkılır bu merdivenlerden? Bu evi alırken üst katta olması hoşuma gitmişti. Yaşlandıkça, o merdivenlerin bana işkence edeceğini nereden bilecektim? Korkulukları tutmaya bile dermanım yok. Ya ayağım kayıp düşersem, her yanım kırılır maazallah? Düşsem, beni kaldıracak adamı zor buluruz bu binada. Kim kime dum duma.
Ya bankadan çıktıktan sonra birileri peşime düşüp paramı çalmaya kalkarsa? Olmadık değil. Benim üç kuruşuma muhtaç bir sürü insan var bu memlekette. Gel çalış, desen kimse gelmez. Kolaya alışmışlar, hırsızlığı meslek saymışlar. Neyse, düşünmeyim şimdi bunları, en iyisi, kapıcının büyük kızından rica edeyim. Bankaya kadar benimle gelsin.Beni karşıdan karşıya geçirsin. Ya gelmezse! Niye gelmesin canım, sıkıştırırız eline üç beş kuruş, gelir herhalde. Geçen sefer gelmişti. Gelir tabii ya. Gelmezse?
Bakıcı tut, diyorlar. Bakıcı gelsin de hem evi soysun hem de beni öldürsün değil mi? Nereden bulacaksın bu devirde helâl süt emmiş birisini? Bakıcı istemem, hepsi namussuz. Bu dünyada insaflı insan mı kaldı? Evlatların var, diyorlar. Evlat yetiştirdik de ne oldu? Hani, şimdi kim yanımda?
Yurtdışına yolladık da iyi mi ettik? Hiçbiri dönmedi geriye. Bana, gel, diyorlar. Bankaya gidemeyen ben, ecnebi memlekete nasıl gideyim?
Ha gayret! Çık şimdi şu kapıdan. Yavaş yavaş in merdivenleri. Sağına soluna iyi bak. Dümdüz yürü. Paranı göğsüne sok. Yavaş yavaş dön evine. İş başa düştü. Ha gayret!


KİBİR
Mesafe kardeşim, mesafe. Kadına bak, geldi dibime girdi. Üffff bu ne koku? Görgüsüz, bu kadar parfüm sıkılır mı? Kusacağım şimdi. Buraya nasıl geliyor bunlar, hiç anlamıyorum. Üyelik için dünya para ödüyoruz. Bu kadın ödeyemez. Ayakkabılarına baksana, zengin olamaz. Kıyafetler desen iğreti, ikinci el besbelli. Şimdide gelmiş laf atıyor, konuşmaya çalışıyor. Aaa hasbam sen kimsin ki seninle sohbet edeyim? Şu duruşa, şu konuşmalara bak. Ne zannediyor bu kadın kendini? Neyse ki benim gibi düşünenler de var, yüz vermiyorlar kadına, iki lakırdı ettikten sonra uzaklaşıyorlar yanından. Tekrar geliyor yanıma, sırıta sırıta. Hayır kuzum, nedir senin bu bulaşıklığın? Neyse ki geçip gitti yanımdan. Başkasını buldu, onunla konuşuyor. Okulda da vardı bunlardan. Bizim çevremiz farklıydı tabii. Hem canım, ne konuşacağız ki bunlarla? Bir fakir edebiyatı, bir acındırma… Neymiş efendim, zoru başarmış, yokluktan gelmiş, şimdi her şeyi varmış. Sırf üniversiteye gittin diye sınıf mı atlayacaksın hasbam? Her yanından varoşluk akarken, şimdi başarılı olsan neye yarar? O şive sende varken kim bakar suratına? Senin gibiler konuşsun seninle. Üfff doldu ortalık bunlarla. Mesafe kardeşim, mesafe!


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

faça okurun huzuruna çıkmaya hazırlanıyor      

ÖYKÜLER: Kafiye Müftüoğlu

ÖYKÜLER: Gülşen Öncül

Öykü: BAŞAR UYMAZ TEZEL

ÖYKÜLER: Sema Canbakan

ÖYKÜ: Nazire K. Gürsel

ÖYKÜ: Başak Savaş

ZİNCİR ÖYKÜLER: GÜLSER KUT ARAT

ŞİİR: SEMA GÜLER

ZİNCİR ÖYKÜLER: TUBA ÖZKUR AKSU

ZİNCİR ÖYKÜLER: AYŞEGÜL DAYLAN

ZİNCİR ÖYKÜLER: ADALET TEMÜRTÜRKAN

ÖYKÜ: İLKNUR GÜNEYLİOĞLU ŞENGÜLER

ÖYKÜ: Neriman Ağaoğlu

ŞİİR:  Yonca YAŞAR

ÖYKÜ: İlkay Noylan

ÖYKÜ: Güngör Ağrıdağ Mungan

SÖYLEŞİ: Nefise Abalı

Öykü: İlknur Güneylioğlu Şengüler

SÖYLEŞİ: AYŞEGÜL DİNÇER

Söyleşi: Ebru Yavuz

  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı