kimse bilmez
yüzümü seçerken kaç pericik döndü kilitte
kaç yamayla tümledim o tedirgin sesi
kadınca gülüşüm
bir de anadan dilim
iki yol bilmez
siyah örüklerinde geçmişin
muzaffer çıkabilir miyim bu yenilgiden
gürültüyle çürüyorum zira
kendi olabilmenin ibadetinde
işe yaramasa gerek bu fırtınada tefekkür
karanlık kadar kalabalık
şerdin
çıplak bağrında zehirli bir yel
şerdin
çok dişi değil miydi dudakların
şerdin
ama hatırla kimin yarasıydı karnında
lanet olasıca
umurumda mı
kavimler göçü
gen haritası
kıran kırana işgalleriniz
çöle uzuyorsunuz kardeşim
soyunuzda beyaz boncuk
halbuki aldığımız rüşvet
bir dirhem kırmızı
üç elma çekirdeği
aynılaşmışız karın tokluğunda
çiğne
acıyı tükür
çiğne acıyı
tükür
öğütülmeden evvel
bu tevekkül değirmeninde
bir ölümlü başka nasıl doğrulur
*Şairin yeni çıkan “karanlığı uzun” adlı kitabından…
