Tarih: 19.05.2022 13:44

Şiir: Levent Karataş

Facebook Twitter Linked-in

iki şey oldu biri sır sevgilim

 

doğunun başıbozuk İstanbul’u sevgilim

yoksuldum işsizdim aylaklığımı bilirsin

şarjör doldururdu düşmanlar karşı medeniyete

cumhuriyetten öte ütopyalar kurar

doğanın özgürlüğünü anlatırdım sana

 

evvel zaman içinde

hicâzî radyo açılır yayılırdı müzik

Körler Sokağı’nın düşkün yuvası Tekaüt’ten  

caddelere geçerdim kelebek figürüyle

hiç aldırmazdım kalabalığın omuz atışına

vapura bindim miydi Avrupa

çamsakızı beyaz keten gömleğimle

aklını çelerdim suarelerde senin

dur durak bilmezdi masalarımız

 

ağır gökkubbe acılarıyla boğuşurduk

uysal gökyüzünü severdim

başımda bulut gezdirdiğim saklanmıştı

akıl almaz doğuyu anlatmıştım laboratuvarda

kör kuyusunda dolaştığımı benliğimin

Gül Cami’den Roma’ya esrarengiz kapılar açıldığını

aşkına yaslanıp sevgiyi reddettiğimi

 

İslâm’ın özü niyettir, derdim sana

Sevgi Bap’ını okudum telefon kulübesinde

şarabın mucizeyle dudağıma sıçradığını da anlattım

yıldız toplamak için fakir sokaklar arşınlardım

bir gece Mirelle’in Tevrat’ıyla uyuyakalmışım

sabah oyuncaklarımı gömdüm dilek ağacının altına

hiçbir şey bilmediğim o akşam eve dönünce

iki şey oldu biri sır sevgilim

 

***

 

üst kat kuşatması jakoben seslendi:

“halana ne kadar benzediğini düşündün mü Levent”

kim olduğunu düşünmeden ses sahibinin

benzediğimi düşündüm küçük halama

-sigarayı söndürüşü gülmesi çırpınışı-

dertleştik yâd ettik güzel günleri gece

 

sabah sesiyle uyandım hayaletin

hey gidiyor musun, dedim

çıt çıkarmadan elleri kelepçelendi zabitlerce

abi öldürmeye mi götürüyorlar seni, dedim

“biz yürürüz Levent,” dedi, bu topraklarda

yurdun birinde bulunmuş kasketli ölüsü

iki şey oldu sevgilim

ikincisinde bütün kalbimle devrime inandım.

 

 

Nisan 2022, Acıbadem-İstanbul.

 

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —