Biliyorum,
Zorlu yaşam koşulları hepimizi üç dört günlük fırsatları tatile dönüştürme ya da en azından evimizde dinlenme imkanı sağlama gerekliliği doğurdu.
Ve birçoğumuz bunun için bayramları gözler hale geldik.
Ama yine de,
Bir şeylerin eksikliğini fark eder,
Eski, güzel günleri özler, bayram sevinci yaşadığımız sabahları anar olduk.
Sonuçta da ?Nerede o eski bayramlar?? diyen insanlara dönüştük.
Bayram sabahına uyanılan sevinçleri unuttuk.
Perdeler yıkanmaz, halılar sabun kokmaz, taze kahveler çekilmez, şekerlikler dolmaz, baklavalar açılmaz, yeni giysiler alınmaz, çocuklara mendil hazırlanmaz, komşulara gidilmez oldu.
Oysa,
Ne zaman eskir ne de bayramlar. Uçup giden sadece güzel duygulardır.
Şimdi,
Bu bayram, her nerede olursanız olun bir başlangıç yapın.
Önce siz hissedin, yaşayın, yaşatın.
Sabah erkenden uyanın. Radyonuzu açın. Mutlaka çalar, ?Ver elini bayramlaşalım? türküsünü gözleriniz dola dola dinleyin.
Hem odanızı, hem yüreğinizi havalandırın.
Bavulunuzda ya da dolabınızda temiz bir giysi vardır, içlerinden en renkli olanı seçin. Yıllanmış saçlarınıza aynada bir bakıp okşar gibi tarayın.
Öperek çocuklarınızı uyandırın. Kızarmış ekmek kokusudur mutfakları sıcacık yapan, kahvaltıya birlikte oturup birbirinizin gözlerinin içine bakın.
Çocukluğunuzdan anlatın arada bir, sadece bayramlarda alınan ayakkabınızı nasıl yatağınızın kenarında saklayıp da giymek için sabırsızlandığınız o sabahı yaşasınlar.
Birazdan kapı çalabilir belki, mahalleden çocuklardır, akşamdan bozuk paraları hazırlayın.
Limon kolonyanızı çıkartın, büfedeki en güzel şekerliğe doldurun çikolatalarınızı. Masanın üzerinde dursun, hatta ilkini siz ağzınıza atın.
En yakınınızdan başlayın, kahveyi ocağa koyup, kapısını tıklatın. Bir fincanının hatırının yanına dostluğunuzu katın.
Zor değil, bir limonlu kek çırpıverin. Nasiptir, kısmettir, berekettir, nereden geleceği belli olmaz, sofraya bir tabak fazladan bırakın.
Hiç olmazsa bugün, elinizdeki tüm teknolojik aletleri bir kenara koyun. Onlar akıllı olabilir ama siz hassas ve duygusal olun.
Yazdığınız mesajlarda değil, mutluluğun en güzeli gözlerde veya seslerde yakalanır. Gidin yanlarına. Sevdiklerinizi görün. Ya da kalbinizden geçen tüm iyilikleri dilinize dökün, seslerini duyun.
Ne anlamlıdır büyük duası almak, ellerini öpün. Onlara iyi ki yanınızda olduklarının hürmetini hissettirin.
Paylaşmaktır en önemlisi, gönüllerinizi açın. Zamanı değil, her bayram, sevgileri, sevinçleri yakalayın. El öpenleriniz bol olsun, çok bayram yaşayın.