Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


KURULAN OYUNDA SADECE PİYON OLMAK

Sap ile saman birbirine karıştı. Halkın algılarıyla o kadar çok oynanıyor ki bu safhada, istenilen oldu ve artık toplum, doğru ile yanlışı ayırt etmek için düşünmektense, otorite olarak algıladığının söylediklerini, doğrudan kabul etmeye başladı.


Türkiye, kuruluşundan bu yana en zorlu günlerini yaşıyor. Suriye meselesinde gelinen nokta,  buna bağlı olarak gelişen terör ve göç sorunu, bölgesel yalnızlaştırılma ve iç siyasette bilinçli olarak yaratılan gerginlikle, görüntü, Osmanlının son dönemlerinde,Abdulhamit´in baskıcı dönemine karşı ve gelişmişliğe, özgürlüklere, medeniyeteulaşma maksatlı görünen, ancak, kişisel menfaatlerin ön plana çıktığı, İttihat ve Terakki ile gelinen konjonktürü anımsatıyor.

Sap ile saman birbirine karıştı. Halkın algılarıyla o kadar çok oynanıyor ki bu safhada, istenilen oldu ve artık toplum, doğru ile yanlışı ayırt etmek için düşünmektense, otorite olarak algıladığının söylediklerini, doğrudan kabul etmeye başladı.

Dilimizde, ?mankurtlaşmak? diye bir kavram var. Mankurtlaşmak: Ulusal kimlikten uzaklaşma, topluma ve kültüre yabancılaşma, zihnin yeniden inşası yoluyla bilinçsizleşme, egemen güçlere ve süper devletlere yaranmayı içeren sosyo-kültürel bir kavramdır. Şöyle bir etrafınıza bakın, ne demek istediğimizi hemen anlayacaksınız.

Halkın zihni ile o kadar çok oynanıyor ki halk, artık sadece otorite kabul ettiğinin söyledikleriyle yoluna devam etmeye çalışıyor. Çünkü yıllardır, kuvvetle muhtemel bilinçli olarak yapılan iç siyasetteki düzenlemelerle ve yaşam mücadelesiyle, inanca yönlendirildi. Artık sorgulama yapmıyor, yapmaktan kaçınıyor. Çünkü sorgulama yaptığında yaşadıkları aklına geldikçe, boş vermişlik duygusu ön plana çıkıyor. Zaten modern yaşama ve çağdaşlığa yönelik her hangi bir mücadele sergilemeden, sadece verdiği bağımsızlık mücadelesinin ardından, kurucu liderin sunduğu hak ve özgürlükleri hala benimseyip sahiplenememişken, küresel dengelerin etkisi ve bölgesel jeostratejinin getirdikleriyle, üzerinde kurulan oyunlarda piyon olmaktan öte gidemiyor. Elde ettiği basit yaşamsal kazanımlarla gurur duyuyor ve ötesini sorgulamaktansa, sahip olduklarıyla yetinmeyi inançlarıyla bütünleştirerek,şükürcü bir anlayışla, doğruyu yaptığını düşünerek mutlu da oluyor.

Farkındalık algılarıyla sürekli oynandığından, her olaya, sadece kendisine gösterilmek istenen yönden bakarak, verilmesi hedeflenen tepkileri veriyor. İstenilen sona ulaşılmak üzere gibi bir izlenim oluşmaya başladı. Otorite ve taraftarlarınca, insanlara, doğru bildikleri ve doğru olanlar sürekli farklılaştırılıp yönlendirilerek sunulduğundan ve eğitimde de bilimsellikten uzaklaşıldığından, tüm bunlar yapılırken verilen otorite mücadelesiyle de, beyinler sürekli gerginliğe alıştırıldığından, toplum: Düşünmeyen, inançlarıyla yetinen, sorgulamaktan uzak, kavga etmeyi mücadele olarak algılayan, okumaktan ve araştırmaktan uzaklaşan bir yapı haline geldi.

Halen iç siyasi çekişmelerde yaşanan gerginlik; artan bir ivmeyle devam eden terör ve göç sorununda gelinen noktada ortaya çıkan kabullenmişlik;AB üyeliği yolunda, AB´nin bize uygun gördüğü hareket tarzları arasından yapacağımız tercihin, kendi isteğimizmiş gibi sunulması; Ortadoğu siyasetinde yaşanan yalnızlıkta, önümüze konulan mihverin dışına çıkamamamız; ülkenin küresel ve bölgesel gelişmelerde en kritik olduğu durumda, yapılmaya çalışılan yönetim değişikliğinin zamanlaması dikkate alındığında, Türkiye´nin, kurulan oyunda, sadece piyon olarak yoluna devam etmeyi kabul ettiği değerlendirilebilir.

Kurucu önder, ?tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkûmdur? derken, geçmişten, yaşanmışlıktan elde edilen tecrübeye dayalı binlerce veriye sahipken, bunları değerlendirerek tedbir alıp, geleceğe yönelik planlamalarla ve uygun hareket tarzlarıyla, çağdaş medeniyet seviyesi istikametinde yoluna devam etmeyen milletlerin, geleceği değerlendirerek orada bir yer edinemeyeceğinden, tarih sahnesinden de kalkacağını belirtir.

Aslında, derin siyaset tanımından da buraya ulaşmak mümkünken, yapılan hatalı değerlendirmelerle seçilen yanlış mihverlerin, uygulayıcılar her ne kadar doğru ilerleme istikameti seçse de, kişisel çabalarla münferit başarılar varmış gibi göründüğü halde, tam başarıya ulaşması mümkün değildir.

Yıkılmışlarla değil, tüm çabalara rağmen yıkılamayan, uzun süre ve halen ayakta duranla övünmektir doğru olan.Bu maksatla da satrançta, konumu ne olursa olsun, her hangi bir taş olmaktansa, taşları yönlendiren beyin olmak ve bu yönde daha fazla geç kalmadan tedbir almaktır esas olan.

 

 

 

YAZARLAR

  • Salı 27.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 30.1 ° / 19.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 25.8 ° / 16.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    10082,77%1,69
  • DOLAR

    32,41% 0,05
  • EURO

    34,75% 0,03
  • GRAM ALTIN

    2434,82% 0,00
  • Ç. ALTIN

    3907,21% 0,00