Aynı aileye ortak olan bağlarımızdan dolayı tanışıklığımızın nerdeyse otuz yıla yaklaştığı, onları, Ankara´yı kuşbakışı izlediğim Cinnah Caddesi´ndeki evimizde ilk kez ağırladığımın üzerinden de yılların geçtiği ama aramızdaki sevginin artarak devam ettiği dost gönüllerle ve ikinci çocuklarıyla tanıştırmak istedim bu hafta sizleri.
Aynı yaşta olan kızlarımızı sık sık bir araya getirdiğimiz o zamanlarda iki yaşlarında olan bu küçümenler birbirlerine çok yakın arkadaş olmuşlar, kitap sayfalarını birlikte karıştırmışlar, o az sayıdaki kelime dağarcıklarıyla okuyormuş gibi yapmışlar, hayal güçlerinin kendilerine verdiği zenginlikle oyun oynarken sanki geleceğin provasını canlandırmışlardı.
Yıllar sonra Ankara´dan ayrılırken hepimize yolun başındaymışız duygusunu yaşatan hayat, görüşemesek de bizi birbirimizden ayırmamış, gözünü, babaannesinden kalan şahane bir piyanonun bulunduğu evde açan, hayatlarına sanatın verdiği güzellikleri katmasını bilen, oldukça geniş klasik müzik koleksiyonuna sahip olan bir aileyle büyüyen, hafızamda dört beş yaşlarında kalmış o tatlı mı tatlı küçük kızdan gelen haberlerle her birimizi çok mutlu kılmıştı.
Aradan geçen zaman, geride bıraktığım Ilgın Uysal´ın büyüyüp tercihini sanatın, özellikle müziğin ışıklı yolundan yana kullanmasına, ömrüne başarılarla dolu hikayeler eklemesine vesile olmuş, bizlere de bunun gururunu yaşatmıştı.
Şimdilerde ise ayrıcalıklı ve çok önemli olduğunu düşündüğüm çalışmalarda bulunan, gelecekte dünyanın alacağı nefese sanatla huzur katacağına inandığım Ilgın, müziğe olan ilgisiyle küçük yaşlarından itibaren piyano çalışmalarına başladı ve bunu aldığı özel derslerle destekledi. 2006 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı İlköğretim Okulu´na kabul edildi, burada piyano ve keman çalıştı. Çalışmalarını aynı enstrümanlar üzerinde ilerlettiği Ankara Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Müzik Bölümü öğrencisi olduğu lise yıllarında ise Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 2. Genç Yetenekler Klasik Müzik Festivali´nde konuk sanatçı olarak konserler verdi. Lisans düzeyindeki eğitimine İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Piyano Anasanat Dalı´nda başladı. Halen Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı´nda, uluslararası alanda da başarılarıyla tanınan değerli piyanist Prof. Hande Dalkılıç´la lisans eğitimini sürdürüyor.
Koroda söylemeyi, koro çalıştırmayı kısacası koroyla ilgili her şeyi çok sevdiğinden, hayatı boyunca ilgileneceği bir alan olarak gördüğünden, ileride bu alanda da çalışmalar yapmayı düşündüğünden koro şefliği ve orkestra şefliği eğitimlerinde de bulundu. Milena Mollova, Victor Rosenbaum, Gülsin Onay, Marek Drewnowski, Tanel Joamets, Pamela Mia Paul ve Carlos Vargas gibi piyanistlerle ustalık sınıfı ve atölye çalışmaları yaptı. Geçtiğimiz yıl, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi´nde Piyanist İdil Biret yönetimindeki ustalık sınıfı çalışmalarına katıldı. Çok yakın bir zamanda AIMA İdil Biret Piyano Ustalık Sınıfı´nda aktif katılımcı oldu ve bu çalışmanın sonunda düzenlenen konserde de yer aldı.
Bir taraftan bu yıl Ocak ayında bitireceği lisans eğitimine devam ediyor, diğer taraftan iyi bir mezuniyet sınavı vermek için çalışıyor. Aynı zamanda da hocası Hande Dalkılıç´la birlikte Kasım ve Aralık aylarında vereceği konser programına hazırlanıyor.
Şu günlerde ise üç arkadaşıyla birlikte -Ufuk Altıntaş, Emre Nurbeyler, Zeynep Ülbegi- vereceği, önemi oldukça büyük bir konserin heyecanını yaşıyor. 10- Ekim doğum günü olan Diva Leyla Gencer´e ithafen, onun adıyla ve yaşamıyla özdeşleşen Leyla Gencer Opera ve Bale Sanat Merkezi´nde, 11-Ekim´de, çok değerli sanatçımız, dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret´le sahne alacaklar. Konserin ilk yarısında Ufuk, Emre ve Zeynep, ikinci yarısında ise Ilgın ve İdil Biret olacak.
Ben bu gençleri çok seviyorum. Sorgulayarak kişisel yeteneklerinin, becerilerinin farkına varan, kendilerini keşfettikten sonra hayallerine ulaşabilmek için sorumluluklarını üstlenip çok çalışan, bilgi birikimi sağlayan, başarıyı bir bütün olarak gören, ondan ziyade kendilerine değer katmayı hedefleyen tüm gençleri ayakta alkışlıyorum.
Ilgın´cığım, uzaklarda da olsam, kalbim o sahnede bir yerlerde atacak. Beethoven eserlerini sizlerden dinlerken yıllar önce kapkara gözleriyle bana bakıp gülümseyen o çocuğun aydınlık yüzünü yanı başımda hissedeceğim. Geleceğe yön verecek o bakışları düşünüp bir kez daha umutlanacağım.
