Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair

Tarih: 31.05.2023 23:29

ANILARDAN BİR YAPRAK

Facebook Twitter Linked-in

 

     Hey gidi günler hey!

     “ İt gibi koşarsın” diye azar yediğimiz günlerden gelip bastona dayandık.

     Asıl unutmaya kızıyorum ben. 

     Öyle anılar vardı ki unutulmasa da gönlümü avutup dursam olmaz mıydı? Hem de en tatlıları daha erken unutuluyor gibi.

     Bazıları da var ki inadına anımsanır.

     Örneğin: Nerde bir harita görsem, aklıma coğrafya dersi düşer, rahmetli 

Öğretmenim Nezihe Hilal düşer.

 

                                         ***

 

     Köy Enstitülerinde haftalık nöbetlerimiz olurdu.

     Benim nöbetçi olduğum hafta, coğrafyadan Amerika Birleşik Devletlerinin yeryüzü şekilleri işlenmiş.

     Notların da idareye verileceği günmüş.

     Coğrafya öğretmenimiz Nezihe Hilal, beni kaldırdı:

     “ Senin sözlü notun eksik. Notları da idareye vereceğim. A. B. D’nin

yeryüzü şekillerini anlat” dedi,

 

                                               ***                                                   

     Şöyle bir düşündün. Aklımda bir söz vardı:

    “ Amerika’nın Apalanj Dağları ihtiyar dağlardır. Aynı bizim Toros Dağ-

larına benzer. İkisi de Kuzey Orta Kuşakta.” diyen, bir yazı okumuştum 

bir dergide.

     Toroslar’’a benzerliğin dışında ve dağın ötesinde hiçbir bilgim yoktu.

     Ama haritayı okumasını iyi biliyordum.

     “ Öğretmenim” dedim. “ Madem ki sözlü olacak bir ben kalmışım.

Vaktimiz bol. Şöyle, doyasıya bir ders anlatmak istiyorum.. Onun için, bir 

uçtan başlayıp, diğer uçtan çıkacağım.”

     Öğretmenim merakla bakıyordu.

     Doğuda Atlas Okyanusu kıyısından yükselmeye başlayan Apalanj

Dağlarına tırmanmaya başladım. Toroslar’ımız sergileniyordu gözleri-

min önünde. Davar güttüğüm yerlerdi buralar. Bir bir çalıları; içindeki

kertenkeleyi; ağaç kovuğundaki sincaba kadar, okşar gibi anlatıyordum.

Tam dağların tepesine, karlı bölgeye çıkmak üzereydim ki, teneffüs zili

çaldı.

     Dalıp gitmiş olan öğretmenim, kendine gelmiş ki;

     “ Çocuğum, sen konuyu hep böyle mi anlatacaksın?”

     “ Evet öğretmenim, şöyle doya doya anlatmak istedim”

     “ Git yavrum, 10’dan fazla not yok” deyip, kalktı gitti.

 

                                               *** 

     N’olacak, o yaşta Yörük çocuğunun gözü dağlardaydı.

     Şimdi olsa, denize doğru gider doğalgaz bulur da bari

bir hava atardım.

     


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —