Bambaşka duygularla girdiğimiz yeni yüzyılda maruz kaldığımız felaketler insanlığın bekasını tehdit eden umutsuzluklar yarattı.
Art arda yaşanan deprem, kuraklık, kıtlık, sel ve yangınlar zincirine korona ilavesi kitlelerin kimyasını daha da bozdu.
Pandemi sürecinde aşı, ilaç, tedavi bilinmeyenleri ile yönetsel hatalar toplumlarda derin güvensizlik yarattı.
AŞI YOKSUNLARI
Korona ile mücadelenin en etkin silahı olan aşı, sağlık alt yapısı ve deneyimi olan az sayıda ülke tarafından üretilebilmekte.
Üretilen aşının yarısından fazlasını 10 ülke almış olup 100’den fazla ülke henüz aşıya tam olarak erişememiş.
Aşıya öncelik verme imkânı olmayan bu ülkelerin 2023 ortalarına kadar da aşı alamayacağı hesaplanırken, yeni varyant muammaları etkisinde aşılı ülkeler ile aşısızlar arasındaki gediğin giderek açılacağı tahmin edilmekte.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) her ülkenin bu yılsonuna kadar toplam nüfuslarının yüzde 40'ının, gelecek yılın ortalarına kadar da yüzde 70'inin aşılanmasını hedeflemişti.
Ancak bilinen o ki birçok ülke yüzde 10 hedefine dahi ulaşamadı.
Yemen, Suriye, Irak, Afganistan ve Myanmar çatışma ve iç savaş koşulları içinde aşılama programı başlatamamıştır.
54 Afrika ülkesinden sadece 15’i aşı kampanyalarında hedefi tutturabilirken halen hiçbir aşılama programı başlatamayan ülkeler de mevcut.
Aşı zengini Batı, aşılama oranında yüzde 70’lere ulaşırken Afrika kıtasının toplam nüfusunun ancak yüzde 5’i çift doz aşılıdır.
ADALETE ÇAĞRI
AB ve G7 ülkeleri Afrika için 1 milyar doz aşı bağışı vaadinde bulunmuş olsa da ancak bunun henüz yüzde 15'ini sağlayabilmiştir.
DSÖ, "vaat değil aşı istiyoruz" şeklinde tepki gösterirken, virüsün yayılmasını engelleyecek, hayat kurtaracak imkânlara sahip olduğumuzu, depolardaki ihtiyaç fazlası aşının Afrika ile paylaşması gerektiğine işaret etmiştir.
Uzmanlar, hâlihazırda üretilen aşı sayısının 27 milyara ulaştığını, adil bir dağılım ve paylaşımla bunun dünya nüfusunu defalarca aşılayabileceğini dile getirmekte.
Bilim insanları salgın ile ancak nüfusun çoğunluğunun aşılanması ile baş edilebileceğine dikkat çekmekte.
Gidişat, gelecek yıl da dünyanın yarısından fazlasının aşılanmamış olacağı yönünde.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı aşı eşitliğinin çağımızın sorunu haline geldiğini, insanlığın birlikte çalışma iradesini gösterip göstermeyeceğini ortaya koyan bir sınavdan geçtiğimizi belirtmiştir.
Öyle ki, küresel salgın tahribatını şimdi de varyant dönüşümleri ile milliyet, din, ırk, renk ve sınır tanımadan tüm coğrafyalarda sürdürmekte.
Omikron, yerküremizin herhangi bir noktasından nüksedecek mutasyon, varyant zengini virüslerin bizi kolayca yeniden vurabileceği tehlikesini hatırlattı.
Bu bağlamda sağlık bakımı alamayan, aşısız coğrafyalardaki toplulukların patlamaya hazır birer virüs bombası olabileceği akıllardan çıkarılmamalı.
Mevcut küresel salgında sadece kendimizi kurtaracağımız çözümler işe yaramayacak olup yeni virüs dalgalarının kırılgan kitleler ve coğrafyalar üzerinden bumerang gibi dönerek bizi tekrar tekrar vurması işten bile olmayacaktır.
