Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


     MAFYA BABASINA ÖVGÜ

     Kinin kime sövdüğünü, kimin kimi övdüğünü şaşırdığımız bugünlerde,


Kinin kime sövdüğünü, kimin kimi övdüğünü şaşırdığımız bugünlerde,

bir de ben şaşırsam çok mudur?

     Zaman zaman izlediğim bir dizide, küçücük bir sahne duygulandırdı beni.

     Şöyle bir sahneydi:

     “ Utangaç bir genç, sevgilisine bir türlü evlenme teklif edemiyor. Aldığı

pahalı bir yüzüğü  tatlı tabağına saklatıyor garsona. Tatlı tabağı yanlışlıkla

aynı lokantada yemek yiyen meşhur Mafya Babasına gidiyor. Yüzük Babanın

boğazına takılıyor ve hastanede çıkarılıyor.

     Epey bir zaman sora genç sevgililer, korka korka Mafya Babasına giderler.

Yüzüğün hem maddi, hem manevi yönden kendileri için önemli olduğunu

anlatarak, geri vermesi için yalvarırlar.

     Baba, bir yüzük de kendisi ekleyerek, orada söz kesimini yapar ve düğüne

çağırılmayı ister. Gençler sevinç içinde dua ederek el öperler.”

 

                                                               ***

     Kurulmuş olan mizansen her zaman olabilecek bir olaydır.

     Sevgi ve sevgililik ortamı neler yaptırmaz ki insana…

     Devreye bir babanın girmesi de olağandır, elbette bir ağırlık ve

saygınlık kazandırır olaya.

     Neyleyim ki o baba keşke Mafya Babası olmasaydı.

     Baba mı tükenmişti yahu?

     İskele babasının bile hoş bir mizahı vardır.

     Ama Mafya Babasının imajı hiç de hoş değildir.

 

                                                               ***

     Gel gör ki çete özentilerin yoğunlaştığı günlerde yaşıyoruz.

     Birbirlerinin “ ensesinde nefes” hayalleri kuran şaşkınlarımız var.

     Aşağılık kompleksinin zirve yaptığı anlardır böyle zamanlar. Yani

“ Onur, şeref, haysiyet” gibi kavramların bataklığa düşüp, çırpındığı

günlerdir. 

     Böyle bir zamanda maşallahı var öykü yazarının. Mafya Babasına

öyle imrendirici replikler yüklemiş ki göğüs kabartıyor, “ Helal olsun

be baba!” demeyende hatırım kalır vallahi.

     Dahası da var. Sokakta her gün dayak yiyen karnı aç çocuğa

“ Baba dediğin baba, Mafya Babası gibi olmalı” dedirten replikler…

     Acaba o çocuk Annesine “ Anne, Babam bir Mafya kursuna gitsin

yav” der mi ki? “

     Üniversite okumuş işsiz genç ise “ Baban olacaksa Mafyadanı olmalı

arkadaş” demekle de yetinmeyip  “ Benim neyim eksik be!” demeye

kalkarsa ya?

     Yüzüklerini alamamak, hatta “ Sizin yüzünüzden gırtlağım yaralandı”

diye, Babanın hışmına uğramaktan korkarken, yüzüğün üstüne bir yüzük

daha kazanıp nişanlanan gençlerin “ Allah senin gibileri başımızdan eksik

etmesin” duaları yüzlerce Mafya Babası  yaratır belki…

     Aklımıza takılan bazı soruları sorsak, ayıp mı olur acaba? Olursa olsun:

  • Bu senaryoları yazanlar hiç çocuk olmadılar mı ya da çocukları yok mu?
  • Bu senaryoları okuyan bir eğitimci yok muydu çevrelerinde?
  • TV yayınlarının toplumu nasıl etkilediği, nasıl sürü psikolojisi yarattığı

hiç mi düşünülmemiş?

  • Şu rüşvet ve yolsuzluklar ortamında bu sahne için, Mafyadan ne kadar

rüşvet alınmıştır?

     Dememiz o ki “ Eğitim etkinliği” denen o harika kavram okulla

sınırlı değildir. Öğretmek bile okula sığmıyor artık.

     Kendiniz için “ İpin ucunu kaçırdık” diyebilirsiniz. Gerçi böyle

demek bir ipsizliktir aslında. Yoksa söz konusu ip çok uzundur.

Asıl sorumluluğumuzun çocuklarımıza karşı olduğunu sıkça söyleriz.

Doğrudur da.

     Ama “ Kendine hayrı olmayanın çocuklarına ne hayrı olacak?” da

dedirtmemeliyiz, değil mi?

 

     Mehmet BABACAN

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05