Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


     SUYUN KERAMETİ


     Açtığım tv kanalında sevdiğim bir şarkı çıktı karşıma

     “ Yağdır Mevlam su” diyordu şarkı.

     İnsanın içine ılık  ılık akan berrak bir su gibi.

     Sahi su dediğimiz bu nesne ne muhteşem bişey yav….

     Sanki vücudumuzdaki kan gibi.

     Su, doğanın kanı mı yoksa?

     Hidrojen ve oksijen gazlarının birleşerek yarattığı yüce

bir değer…

     Yoksa birlikteliklerin yarattığı üstün değere mi örneklik

ediyor?

     Elbette su, edilgen bir madde.

     Doğal gücünün dışında başka güçlerce kullanılabilen,

içinde bulunduğu yere göre biçim alan renksiz, kokusuz

akıcı bir maddedir.  Çok sünepe de değil ha! Yiğitseniz

yatağını almaya kalkın da, görün Hanya’yı Konya’yı.

     Kullanılmak söz konusu olunca iyilerin olduğu kadar,

kötülerin eline düşmek de kaçınılmazdır.

     Kiminin elinde bir şarkı, bir şiir ya da sevgiye dökülen

dil gibi şırıl şırıl akıverir.

     İnsanı onca pislikten sözde temizler de gönderir öbür

dünyasına…

     Kiminin elindeyse hilebazlık aracı olur “ Su gibi aziz ol”

dileğinin yerini “ zehir- zıkkım olsun” alabilir ne yazık ki….

                                               ***

     Yılın birinde bir mahalle sütçümüz vardı.                  

     Erkenden gelir gür sesiyle etrafı çınlatırdı. Reklam elbet

onun da kakıydı. Ama biraz dozunu kaçırıyordu.

     “ Beklediğiniz sütçü geldi” den sonra süte dair övgüleri

dinlemek zorundaydık sanki. 2 kez de ben aldım. Pişirirken

taşacak mı korkusu çekilmezdi. Sanırım suyu esirgememiş,

yarı yarıya koymuştu. Ama süt gibi beyazdı.

     Artık almıyordum.

     Her gelişinde niye almadığımı sorsa da ben lafa boğar,

geçiştirirdim.

     Bir gün, bir arkadaşının Bilgisayarında benim yazmış

olduğum bazı “ Dörtlük” leri gömüş. Balkonda yakaladı

beni. Sokakta bağırıyordu:

     “ Yav Hocam, sen çok güzel dörtlük yazıyormuşsun.

Arkadaşta gördüm. Ne olur bir de bana yazıversene.”

     Benim yazdığım dörtlükler sana yaramaz dedim.

     Dörtlüklerle eleştiri yaptığımı, reklama uymadığını

ne kadar söyledimse de dinlemiyordu:

     “ Hocam istediğin eleştiriyi yap. Hem de arabanın

kapısına yapıştıracağım. İşte sana söz. Tüm mahalle

şahit olsun” diyordu.

     Benden günah gitmişti. Kağıt- kalem çıkar dedim.

     Hemen veresiye süt defterini ve kalemi hazırladı.

Söyleyeceklerimin tamamını yazacağına da söz mü?

     “ Söz Hocam, söz. Sen söylemeye bak” diyordu,

neşe içinde.

                Suya sütü katarım

                Güğüm güğüm satarım

                Doğruluk narasını

                Utanmadan atarım.

     Defteri sessizce kapattı. Arabayı çalıştırırken son sözü:

     “ Be adam, vur dediysek, öldür mü dedik yav” oldu.      

     Gene yiğitmiş ki o günden sonra bir daha gelmedi.

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04