Hüseyin Erkan, Eğitimci/Yazar


Aksu Köy Enstitüsü - 7 


ÖĞRETMENİM ZELİHA KARAKAPICI

benim bildiğim yiğit

elinde tuttuğu gücü

saçmazbozuk para gibi

pes etmez hiçbir zaman 

zoru görünce kaçmaz.

 

güvenir kendine hep

küçümsemez hayal deyipdüşünmeyi

bilir ki o çok iyi

hayaller yeşermeden 

umutlar çiçek açmaz

H.E. 

 

1990’da başladığım haftalık yazılarıma verdiğim numaralar 1000’i aşınca, yeni bir genel başlıkla 1’den başlamak istedim yine; yedi, sekiz yıl önce. 

İyi de, bu genel başlık ne olmalıydı?

Düşündüm taşındım; sevdiğim şairlerden Nâzım Hikmet’in bir eserinin adı olan Memleketimden İnsan Manzaraları’nı seçtim. 

Bu haftaki yazımız, “Memleketimden İnsan Manzaraları”nın 376’ncısı… 

376 deyince durdum. Bu rakam, bu sayı önemliydi benim için. 

Niçin mi?

Çünkü bu rakam benim 1953’te Aksu Köy Enstitüsü’ne girişte bana verilen ve 6 yıl boyunca taşıdığım numaramdı. 

Akseki’nin Gödene Köyü İlkokulu’ndaki 106 numaram gibi, Aksu’daki 376 da özdeşleşmişti benimle. Telefonla görüştüğüm, Aksu’da 6 yıl birlikte olduğum sınıf arkadaşlarımdan bazıları:

“-376, n’aber?” diye söze başlarlar hâlâ.

Ya, işte böyle!

Gelelim biz yine, Aksu’dan söz etmeye:

Ocak ayı ile birlikte 1954 yılına girmiştik artık. 

Baktık ki bir gün, okulumuzun giriş kapısının üstündeki, “Aksu Köy Enstitüsü” adı sökülmüş, yerine “Aksu İlköğretmen Okulu” yazılmıştı. 

O niye söküldü, bu neden takıldı? Anlayamadık. “Ülkemizin her yerinde bulunan 21 Köy Enstitüsü’nün hepsi, ‘Öğretmen Okulu’ oldu şimdi.” dediler. 

İyi de neden?

Derslerden birinde bir öğretmenimize sorduk: 

“Bu okuldan mezun olanlar öğretmen olduğuna göre, öğretmen okulu demek daha doğru oldu bence de. Ayrıca bağda, bahçede çalışmak, inşaat yapmak yerine bilgi öğrenmeye önem verilecek bundan sonra.”deyince, doğru bir şey yapıldığını sanarak sevindik biz de.

İlk karne notlarımdan Türkçe, matematik de zayıftı, tabiat bilgisi ve resim-yazı da…

Matematik ve tabiat bilgisi notlarımın zayıf olması normaldi de Türkçe dersimin de zayıf olmaması gerekirdi; resim-yazının da…

Resmim iyi değildi ama yazım güzeldi. Yazı ödevlerinden aldığım birçok 9-10 sonucu, en az 8-9 olması gerekirken karne notumun, 4 gelmesine hiçbir anlam verememiştim. Ders dışı bir zamanda, bunu sormuştum da “Şematik” lâkaplı Abdullah Bey öğretmenime, not defterini çıkarıp baktıktan sonra, “Haklısın, onda bir yanlışlık olmuş” demişti. 

Çok iyi bir matematik öğretmenimiz vardı: Hasan Atalay… Güzel ders anlatırdı. Ayrıca şu ya da bu nedenle kızıp bağırmazdı hiçbirimize. 

Düşünüyorum da şimdi, öyle iyi bir öğretmenden niçin zayıf alıyordum ben? 

En başlarda, temelde kaçırdığım bir yer oldu sanırım. Özellikle matematikte, temel çürükse, üste koyduklarınız da sağlam olmuyor.

Tabiat bilgisi öğretmenimiz Zeliha Karakapıcı da iyi bir öğretmendi. Sosyal bilgiler öğretmenimiz ve müdür yardımcımız Mehmet Karakapıcı’nın eşi…Laboratuvarda yapardı, tüm derslerini öğretmenimiz. Ders bitimine birkaç dakika kala, bir sonraki derste işlenecek konuyla ilgili sorular yazdırır, derse hazır gelmemizi isterdi. İyi de tabiat bilgisi kitabımız yoktu ki bizim. Dolayısıyla bu ödevi yapamaz, hazırlıksız gelirdim ben her derse. 

Ders yılı sonu yaklaşmışken, bir arkadaşıma, “Yahu, bu soruların cevabını nerden bulup yazıyorsun?” diye sormak geldi aklıma. 

“Laboratuvarda bir kitap dolabı var ya, ordaki kitaplardan…”deyiverdi.

Bunu öğrendim ya, tutmayın artık beni! Koştum laboratuvara hemen. Gerçekten de her sorunun yanıtı vardı bir kitapta. Çözmüştüm bu sorunu. Kolaydı bundan sonrası artık benim için. O ders yılında nisan ayına kadar, tabiat bilgisi dersinde sesi soluğu çıkmayan 376 nolu öğrenci, bambaşka biri olmuştu artık. 

Yazılı sınavlarda olduğu gibi, sözlüde de güzel notlar almaya başlamıştı.“Birden bire ne oldu bu çocuğa?” der gibisine hem şaşırmış, hem memnun olmuştu öğretmeni. 

Yaklaşık üç, dört yıl önce bu dünyadan göçüp gidinceye dek arayıp sordum hep, içten sevgi ve saygılarımı ilettim; bu değerli öğretmenime. Çok istediğim halde, sevgili kızı Pof. Dr. KâmuranÖztekin’le birlikte yaşadığı Kocaeli’ye gidip elini öpemedim ama o, Çapa Tıp Fakültesi’ne tedavi için her gelişinde, o yıllarda Cağaloğlu/Sultanahmet’te bulunan yayınevimize uğrama büyüklüğünü gösterdi hep.

Böylece birçok kez ellerinden öpme mutluluğunu yaşadım; güler yüzlü, kibar mı kibar ve tatlı dilli öğretmenimin.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00