Bahriyeciğim,
Ölümüne bir türlü inanamıyorum,
kabullenemiyorum bu gerçeği.
“Herkes kendisine yakışanı yapmalı”
demiyor muydun?
Peki, yakıştı mı sana
yüzüstü bırakıp gitmek herşeyi?
Bu ne tutarsızlık?
Bu ne çelişki?
Bu ne sözden geri dönüş?
Biliyorum,
Aklın yapacağı şeyler değil bunlar.
Zaten akıl,
bir şey yapmaktan çok
-eğer ters düşecekse kadere-
bir şey yapmamak için var.
Ve tek bir elden,
Tek hedefe
Zorunlu bir yürüyüş
tüm bu kurallar
bu programlar…
İşin felsefesi ilgilendirmiyor beni;
Ben yalnız seni düşünüyorum,
seni seviyorum,
seni….
Sensizliğe alışmak zor,
Sensizliğe dayanmak acı.
Odalarda çınlayan sesini yitirmek
Ve solumak sıcaklığının erittiği yalnızlığı;
Çile kulvarlarında sessizce
nefes nefese
sapsarı.
Ve her günün başlangıcında
gizlice,
dokunmadan gülümseyen hayaline,
ıslak bir bezle temizlemek aynaları
biliyor musun ne işkence?
Unutmak,
“İmkansız”la boğuşmak gibi bir şey!
Ama unutmayacağım,
Unutulmayacaksın.
Seni sözcüklerde, dizelerde yaşatacağım.
Gönül ülkemin bayrağısın
yücelerde yaşatacağım.
Ve yaşıyorsun…
Hala sekize on kala çıkıyorsun, okula sabahları,
Hala telefonlarda “Galip!...” diyor
duymaktan bıkmadığım ses,
Hala akşamları kapının zilini sen çalıyor,
koltuğunda kitaplarınla
sen çıkıyorsun merdivenleri.
Hala mutfakta yemek pişiriyor,
Hala yaşlı gözbebeklerimde
taze bir gül gibi sen gülümsüyorsun.
Ve hala sen karşılıyor, sen uğurluyorsun
gelip gidenleri, misafirleri…
Yaşıyorsun…
Hiçbir şey değişmedi.
Gene gönlüm alev alev,
Gene aşık,
Gene düşkün
ilk gördüğüm gün
yaktığın gibi…
Eşyaların suskun,
Ürkek,
Tedirgin,
Giysilerin askıda seni bekliyor,
Gardıropta hepsi bıraktığın gibi.
Yaşıyorsun…
Ama uzaklarda, başka alemlerde.
Nasıl?
Niçin?
Nerde?
Deniz aşırı değil, dünya aşırı bir yerde.
Yaşadığına inanıyorum
Ve de
Ge-le-me-ye-ce-ğine- de…
Gene de
Ne olur sanki bir akşam
Açıversen, giriversen kapıdan…
Heyecandan şaşakalsam, düşeyazsam
sessiz…
Gözyaşlarımın çığlığını, çılgınlığını
Konfeti yağmurları altında dökünsem, serpsem;
Kollarım, en yüce özlemleri tatsa, dolanırken beline
Seni milyon kere,
milyon kere,
milyon kere
öpsem!...
Beşiktaş, İstanbul 2.5.1993