Prof. Dr. Özer OZANKAYA

Tarih: 24.10.2017 10:03

CAHİT SITKI TARANCI, 1947´DE DİYARBAKIR´DAN GÖRMÜŞ!

Facebook Twitter Linked-in

"ATATÜRK

Atatürk eğilmiş vatan haritasına...
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler;
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çâreler

*

Nerde İstiklâl harbinin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam, öyle ağarsın bir daha tan yeri
Atatürküm "Ben ölecek adam değildim" der.

*

Git hemşerim, git kardeşim toprağına yüz sür
O´dur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melûl, mahzun görünür,
Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister."

Bağımsızlık nedir, özgürlük nedir, namus, şeref nedir, bilen bütün insanlara NUTUK/ SÖYLEV´in şu yıldönümü günlerinde düşündürücü bir sesleniş!

Osmanlı gelenekçiliğini sürdürmek isteyenlerin anlamadığı Atatürk, Falih Rıfkı Atay´ın da yine elli yıl önce uyarmaya çabaladığı üzere, Türkiye´yi "çağdaş bir azınlıkla doğulu bir çoğunluğun biribirine yan baktığı bir Asya, Afrika sömürgesi" olmaktan kurtarmak, yaratıcı, çağdaş insanların ulusu yapmak istiyordu. Bunu düşünce ve inanç alanlarında önleyen engelleri yıkmayı amaçlıyordu.

Atatürk´ten sonraki yönetim ve kültür insanlarının küçüklüğü, bu gerekliliği anlamamaları, tersine, insanlarımızı eski gelenek göreneklere döndürecek örgütlenme ve yönlendirmeleri "özgürlük gereği" sanmaları olmuştur. Bunlar "tanzimatçı" kafalardır; tanzimatçılığın bağımsızlığı değil, sömürgeliği getirdiğini anlamayanlardır.

Oysa Atatürk: "Bireyler düşünen varlıklar olmalıdır. Okul, ulusal kültürümüzü uygar ilkeler ve özgür düşüncelerle besleyip güçlendirmelidir. Dine ilişkin duygular, bilim ve tekniğin ışıklarıyla dupduru olup yücelmelidir." diyordu!

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —