Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe

Tarih: 10.01.2017 13:19

CeHePe Mİ, YOKSA CUMHURİYET HALK PARTİSİ Mİ? (2)

Facebook Twitter Linked-in

Özellikle çok partili siyaset dönemine başladıktan sonra, dilimizde yer etmeye başlayan sağcı ve solcu kavramları var. Bu kavramlarla halk kimi zaman tamamen büyük bir ayrışıma götürülerek, oluşan kavgaların ardından gelen doğal dış etkiyle yaşanan darbelerin sonuçlarını, bu gün ülke olarak, oldukça ağır travmalarla yaşıyoruz

Birçok insan, bu kavramları dönemin siyasi partileriyle birleştirir ve güttükleri ideolojinin temelinde olarak görüp, yaptıkları eylemlerde/gösterilerde, gururla ve elleri yumruk yapılmış, sol kollarını veya sağ kollarını havaya kaldırarak simgeselleştirirken, esasen bu kavramların ne anlama geldiklerini ve ne zaman ortaya çıktıklarını dahi bilmiyor.

Sağcılık ve solculuk kavramı, Fransız İhtilalinin ardından kurulan yeni mecliste oluşan, oturma düzeniyle ortaya çıktı. İlerici ve yeniliklere açık olan meclis üyeleri sol tarafta, muhafazakâr olanlar ise sağ tarafta gruplaşarak oturuyorlardı. Yani solcu kavramı; yeniliklere açık, ilerici düşünce anlayışını; sağcı kavramı ise tamamen muhafazakâr ve dar kalıplara sahip düşünce anlayışını temsil ediyordu.

Bu kavramlarla, milliyetçilik tanımını bir yöne; toplumsal, halkçı tanımlarını ayırıp başka bir yöne çekmekte büyük bir hata. Çünkü milliyetçilikle tanımlanan düşünceler ileri görüşlülüğü ve yeniliklere açık olmayı etkilemeyeceği gibi, sosyalist, devrimci kavramların, muhafazakâr algılarla yorumlanmayacağını söylemek de hatalı olabilir ki bu kavramlara ait farklı algıların, tarihsel yaşanmışlıkta oldukça kötü örnekleri mevcut.

Günümüz siyasetinde, iktidar olmak için saptırılmış inancın, cihat kavramında anlamını bulan, ?başarıya ulaşmak için her şey yapılabilir, hiçbir sakınca yok? anlayışının yöntem olarak seçildiği ve başarıya da ulaştığı görüldüğünden, kavramların arkasına gizlenen gerçek hedefleri görmek önem kazanıyor.

Bunları neden söylediğime gelince, günümüzde, Türkiye siyasetinde neredeyse yalnız kalmış görünümüyle, solu temsil ettiği iddiasında olan Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar partisinin oluşturduğu politikaların neredeyse peşinden koşarak ya da gerisinde kalarak, söylemlerindeki yanlışlarla, yapmaya çalıştıklarının uygulama yöntemlerindeki hatalarla, halkın gözünde kaybediyor.

Solun tanımında anlamını bulan ilericilik ve yeniliklere açık olma kavramı, şu an Cumhuriyet Halk Partisine karşı ve etkin olarak kullanılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi, üretemediği politikalarla, sadece iktidar partisinin yaptıklarına karşı duruşuyla, muhafazakâr düşünceye sahip bir parti konumuna itilmeye çalışılıyor. Üstelik bunu, muhafazakâr olduğu tartışmasız bir realite olan ve muhafazakârlığını en üst seviyede defaten dile getirmiş olan bir siyasi partinin yapmasının ironisiyle.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucu değerlerinin arasında ve altı ok ilkesiyle daima ilericiliğiyle solda yer alan Cumhuriyet Halk Partisi, günümüzde iktidar partisinin yapmaya çalıştığı ve ülkeyi geliştirmeye yönelik olduğunu ileri sürdüğü projelerini, sadece eleştirmekle, kaybediyor. O kadar akademisyen ve bürokrasi deneyimine sahip üyesi varken, haddime değil diyeceğim ama hayır haddime ve bu ülkenin geleceği için etkin tedbirler alamayan Halk Partisini eleştirmek en doğal hakkım.

Cumhuriyet Halk Partisi, oluşturacağı çalışma gruplarıyla, iktidar partisinin sayısal çoğunluğu ve ittifaklarıyla, Meclise getirdiğinde istediği şekilde geçirebileceği ve sadece kendi geleceğine yönelik projelerini, bu projelerin yanlışlığı ve nasıl olması gerektiğini gerek Meclis komisyonlarında ve Genel Kurulunda bilimsel doğrusallıkta ve ülkenin menfaatleri yönünde hazırladığı alternatif çalışmaları açıklayarak ya da bu alternatifleri, yurt çapında teşkilatıyla halka götürerek, mücadelesini etkin hale getirebilirdi. Hala da çok geç kalmış sayılmaz. Ancak önemli bir sorunu var. Tüm bunları halka anlatabilecek bilgi birikimine, eğitime ve tecrübeye sahip kişilerin teşkilatta etkin konuma getirilmesi ve milletvekilleri ile yeri geldiğinde milletvekili aday adaylarının da kendilerine yönelen sorular karşısında ilk tepki olarak ?iktidar partisini indirmek için çalışmak ilk işimiz? söyleminden derhal uzaklaşması, söylemlerine Cumhuriyet Halk Partisinin halk için ürettiği projelerle başladıktan sonra, gündemde olan, iktidar partisinin ürettiği ve Meclisten geçirmesi neredeyse kaçınılmaz olan kanun tekliflerinin eksiklerini, hatalarını ve ardından alternatif çalışmalarını anlatması gerekir.  

Bu arada siyaset eğitiminde faydalandığı eğiticileri de iyi sorgulaması gerekir. Halkın önüne çıkardığı siyasi figürlerde de halkın sahiplenilmesi kavramını çok iyi temsil edebilecek şahsiyetlerin kazanılması önemli. (Devam edecek)

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —