Serdar Erkan


CUMHURİYETİN 100. YILINA GİDERKEN, ADD’NİN 16. OLAĞAN GENEL KURUL BİLDİRGESİ

on gelişmeler göstermektedir ki, ortaçağ karanlığını temsil eden gericilik, bütün dünyada kan kaybettiği gibi, ülkemizde de “siyasallaştırılmış islam” Atatürk Cumhuriyeti’nin karşısında kaybetmiştir. Sonuçta, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının gönlündeki Cumhuriyet kaleleri yıkılmamış, aksine büyük bir uyanış başlamıştır.


Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD), 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen 16. Olağan Genel Kurulunda Mersin Şubesinin delegelerinin verdiği önerge ile gündeme alınıp, yayınlanan sonuç bildirgesi, Cumhuriyetin 100. Yılına girerken tarihe not düşen önemli bir açıklamadır.

"Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından, Osmanlı İmparatorluğu adına, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanan mütarekename (mütareke belgesi) ile .Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiştir.

Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan ‘Mîsâk-ı Millî Beyannamesinin’  birinci maddesi, ‘30 Ekim 1918 tarihli anlaşmanın çizdiği hudutlar dahilinde, dinen, ırkan ve emelen müttehit (birleşik) Osmanlı İslam ekseriyetiyle meskûn bulunan aksamın tamamı, fiilen ve hükmen gayrı kabil-i tecezzi bir küldür (bölünmez bir bütündür)’  demek suretiyle, Millî Mücadele'nin hedefi olan ulusal varlığını ‘Mondros Mütarekenamesi’nin koşullarına gönderme yaparak tanımlamıştır.

ADD nin Sonuç Bildirgesi de, ‘yabancı güçlerin Türkiye’ye gelmesini içeren teskerenin, TBMM de 26 Ekim 2021 de kabulünün’ tamda öncesine tesadüf etmektdir. Öte yandan Suriye’de Garnizon devletin tanınma çabaları ve Türkiye’de kürt kökenli kardeşlerimiz üzerinden başlatılan tartışmalar birlikte değerlendirildiğinde, 100 yıl öncesi tarihi gelişmelerle, bugünkü tek adam rejiminin yaşadığımız sonuçları açısından  bir benzerlik kurmak mümkündür. Bu nedenle, 6 Ekim 2021 tarihli, ADD nin 16. Genel Kurul Sonuç Bildirgesini köşemde yayınlanmasını Mersinlilere ve tarihe karşı bir görev olarak kabul ediyorum.

“Dünyanın en büyük Demokratik Kitle Örgütlerinden biri olan, Atatürkçü Düşünce Derneği‘nin (ADD) 16.Olağan Genel Kurulu 25-26 Eylül 2021 tarihinde Ankara ODTÜ Mezunlar Derneği, Vişnelik Tesislerinde delegelerin ve üyelerin coşkulu katılımı ile gerçekleştirilmiştir.

             16.Olağan Genel Kurulumuz çok anlamlı bir tarihe denk gelmiştir.  26 Eylül 2021, bundan tam 89 yıl önce yapılan Türk Dil Kurultayı ile Dil Devrimine adım atıldı. Dil Devrimi ile dilimiz güzelleşti, gelişti. Dilimiz ve ufkumuz özgürleşti. Dilimiz Ulusal bütünlüğümüzün çimentosudur.

Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki; ‘’ülkesini ve yüksek istiklalini bilen Türk Milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.’’ Bu bilinçle, ADD 16. Olağan Genel Kurulu olarak dilimize, kimliğimize, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, üniter, laik, demokrat ve sosyal devlet anlayışına bir kez daha bir bütün olarak ısrarla sahip çıktığımızı ilan ediyor ve Dil Bayramımızı kutluyoruz.

100. yılında Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerini ve düşüncelerini yeniden hayata geçirmek için başta ADD ’nin tüm üyeleri olmak üzere, Atatürk’e, laik ve Cumhuriyete inanan yurttaşlarımıza tarihi bir sorumluluk düşmektedir.  Son yirmi yılda uygulanan, emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden neo-liberal politikalar ve din sömürüsüne dayanan ‘’siyasallaştırılmış islam’’ anlayışı ülkemizi adım adım Üniter, Laik, Halkçı ve Kamucu anlayıştan uzaklaştırırken,  toplumsal kutuplaştırmayı da arttırmıştır.

Bu nedenle, 2023’de Cumhuriyetimizin 100. Yılına girerken Atatürk Cumhuriyeti kurumlarının yeniden inşası için başta, ADD üyeleri olmak üzere 16. Olağan Genel Genel Kurulunda  seçilen yeni yönetim kuruluna ve adaylık yarışına katılan tüm üyelerimize büyük ve tarihi bir sorumluluk düşmektedir.

Çünkü, büyük özverilerle hayata geçirilen Cumhuriyet Devrimleri ve Kurumları yok edilirken ülkemizin maddi varlıkları ve doğası büyük bir talana ekonomik ve ekolojik yıkıma uğramaktadır.

Bunun neticesinde üretim ekonomisi çökmüş, tarımda ve sanayide dışa bağımlılık artmış işsiz sayısı, gençlerin barınma sorunları,  eğitim sisteminde bilimsel, laik, karma eğitimden uzaklaşıp,  yazboza dönen tutarsızlık, kadın ve iş cinayetleri, çocuk istismarı, vahşi emek sömürüsü artmıştır. Atatürk’ün “Üreten köylü milletin efendisidir” sözü tarihimize geçmişken,  bugün köyler mahalle, üreten köylüyü ise tüketici durumuna getirilmiş, büyük bir çıkmazın ve yoksulluğun pençesinde sahipsiz bırakılmıştır.

2020 yılı başlarına, tüm Dünya’yı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla birlikte ülkemiz ekonomisi ve sağlık sistemi çok olumsuz etkilenmiştir. Başta fedakar sağlık çalışanlarımız olmak üzere, bir çok yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve kaybetmeye devam etmektedir.  Atatürk’ün kurduğu Refik SAYDAM Hıfzıssıha Enstitüsü ve Aşı Birimleri kapatılarak ülkemiz birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da dışa bağımlı hale getirilmiştir. Ülkemiz, son 20 yılda izlenen yanlış ve özelleştirmeci sağlık politikalarının etkisiyle bu olumsuz sarmalda büyük acılar ve sıkıntılar yaşamaktadır.

Ülke olarak yaşadığımız bu süreç, toplumdaki ayrışma ve kutuplaşma emperyalizmin amaçlarına hizmet etmektedir. Afganistan‘da yaşanan gelişmelerle Dünya Atatürk’ü yeniden keşfederken, bir kez daha Atatürk Devrim ve İlkeleri  ( Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik) mazlum milletler için yol gösterici olmuştur. Atamızın; ‘’ Yurtta barış, dünya da barış’’ sözleriyle bir kez daha dünyada refahın ve barışın sağlanabileceği anlaşılmıştır.

             2010 referandumu ile yapılan sivil darbe ile Ergenekon, balyoz ve benzer kumpaslarla TSK’dan Atatürkçü kadroları tasfiye edilmiş, hapislerde ve hastanelerde ölümler ve toplumsal acılar yaşanmıştır. 2016 da ise, FETÖ darbe girişimi sonrası dayatılan OHAL koşullarında ve mühürsüz oylarla yapılan 2017 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (tek adam) Referandumu ile Kurtuluş savaşımızın Karargahı halkımızın kayıtsız, şartsız egemenliğini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) etkisiz hale getirilmiştir.

Son gelişmeler göstermektedir ki, ortaçağ karanlığını temsil eden gericilik, bütün dünyada kan kaybettiği gibi, ülkemizde de “siyasallaştırılmış islam” Atatürk Cumhuriyeti’nin karşısında kaybetmiştir.

Sonuçta, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının gönlündeki Cumhuriyet kaleleri yıkılmamış, aksine büyük bir uyanış başlamıştır.

ADD’nin Merkez Genel Kurulu olarak yeni yönetimi, şubeleri,  temsilcilikleri ve tüm üyeleri ile birlikte bu uyanışa öncülük ederek Çağdaş, Üniter, Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk devletini, tüm kurumlarıyla yeniden ayağa kaldırmaya Atatürk Cumhuriyetini yeniden hayata geçirmeye ant içtiğini Türkiye’ye ve tüm Dünya’ya duyurmaktadır.

Çare  ATATÜRK DEVRİM VE İLKELERİNDE,  Çare TÜRK HALKININ İRADESİNDE…

YAŞASIN  TÜRKİYE CUMHURİYETİ...!, YAŞASIN  ATATÜRK DEVRİM VE İLKELERİ..!

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 16. OLAĞAN GENEL KURUL DELEGELERİ”

Not: Saltanat (tekadam)idaresinden, güçler ayrılığına dayanan parlementer demokrasiye geçişimizin ve Anadolu aydınlanmasının başlangıcı olan Cumhuriyetimizin İlanının 98. Yılında , tüm okurlarımızın ve yurttaşlarımızın Cumhuriyet  Bayramını kutluyorum.

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00