Son günlerde modadan gibidir ya, biz de şu bizim çocukluk meselesine titretici bir tonda başlamak istiyoruz? Ki zaten boyutu da öksüzünden sokak çocuklarına kadar o denli hırpalayıcı, ezici, yaralayıcıdır bu çocukluk meselesinin.
Herkesin çocukluğu güzeldir, yaşanılsın istenilendir, renklidir öyle olsa da....
Umutulmaz çocukluk günleri, yaşam yolunda ilerledikçe bir başka güzel gözükür. Bir başka edalıdır insanın usunda; allı yeşilli güzellikleri çerçeveleyen bir ışık topu gibi insanın duygu ve hayallerinden yansır gider.
İnsanın çocukluğu güzel geçmese de kendisine güzel gözükendir. Rengarenk güzelliklerle değişmek istemez onu. Hiçbir şeye feda edemez;o güzelliklerine ihanet etmek istemez.
Nereden bakarsanız bakın sonuçta, insanın çocukluğu bitip tükenmez bir hazine gibidir? Onu yerinde ve zamanında değerlendirebilirseniz geçmişten geleceğe uzananan duygulanım sıcak boyutları içinde farklı kazanımla elde edebilmek olasıdır.
Biliyor musunuz?..
Duygulanımın sürüklediği bir doğal refleks olarak yaşama koşut değerlendirilebildiğinde, insanın çocukluğunun bir sermaye gibi olduğu sonucuna da varılabilir?
Böyle deyince de doğal olarak tinsel ve varsıl olarak iki şey de aklınıza hemen gelebilir?
Tinsel ilişkili bir duygu boyutuyla düşünüldüğünde, insanı hüzünlere ya da gülümsemelere sürükleyen çocukluğunun bozdur bozdur harca türünden anısal ve duygusal bir birikim olduğu düşünülebilir.
Güdülediği bazı iletişimsel duygularından yaralanarak düşünüldüğünde ve onun verdiği gizil mesajları gereği yönünde değerlendirilebildiğinde, insanın çocukluğunun, geleceğini kurabileceği bir sermaye olarak düşünülebilirki, bizim demek istediğimiz de asıl budur.
Bilmem anlatabildik mi?
Yazı dilimizin kurgu olarak süreçli bir boyutta olması belki anlaşılmamızı, algılanmamızı ya da hemen algılanmamızı biraz zorlaştırsa da, biz yine algılayabilecek olanların algıladıklarına inanıyoruz.
Ne diyorduk; çocukluğumuz? Herkesin çocukluğu kendi hikâyesi, sineması, romanıdır aslında. Tek farkımız bizim çocukluğumuzu öyle okunacak bir hâle getiremememizdir.
İlhan Alper
