Prof. Dr. Süleyman BOZDEMİR


FİZİKSEL BİLİMLERİN EVRİMİNDE BAŞLICA FELSEFİ VE METODİK DÜŞÜNCELER (6)


Felsefe-Bilim ve Fizik İlişkisi:

Felsefenin klasik dönemi 16.yüzyıl’ın sonlarından itibaren başlar. Bu döneme damgasını vuran ünlü filozof ve matematikçi Descartes’a (1566-1650) göre, felsefe, kökleri metafizik, gövdesi fizik ve dalları da tıp, mekanik ve ahlak olan bir ağaca benzer.

Descartes, ahlakın en yüksek bilim olduğunu, çünkü öteki bilgilerin bilinmesini gerektirdiğini belirtir. Felsefeyi, metafiziğin ve fiziğin en yetkin anlatımı olarak görür. ‘’Tüm fizik ilkelerini belirleyen Tanrı’dır’’ der ve ona göre Tanrı’nın bilgisi bütün öteki bilgilerin zorunlu koşuludur.

Yöntemli ve  “düşünüyorum, öyleyse varım”, diyen ve kanıtlarının kesin ve apaçıklığı nedeniyle matematiğe öncelik veren Descartes, metafiziği yeniden kurmak ve  “Tanrı vardır” önermesinin 2+2=4 önermesi kadar apaçık olduğunu kanıtlamak ister.

Leibniz( 1646-1716),birçok yanılgının kaynağı olarak gördüğü Descartes’in apaçıklık ilkesine karşı, olumsuz olarak “nedensiz hiçbir şey yoktur”, olumlu olarak da “her şeyin bir nedeni vardır” biçimine dile getirdiği nedensellik ilkesini önerdi. Genel bir bilim ve evrensel bir özellik düşlüyordu.( 4 )

Felsefenin ve Bilimin ayrılmaz parçaları olan; Klasik Fiziksel Bilimlerin Yöntemleri ve Felsefesi:

Klasik Fiziksel Bilimlerin Yöntemleri; temelde ‘’uygulamadan ‘’ve ayrıca felsefi görüşlerden kaynaklanmıştır. Felsefi görüşlerin bir kısmı çok genel, bir kısmı da doğayla ilgilidir. Fiziksel Bilimlerin felsefesi ve yöntemleri, başından beri tek bir çözüm yerine, oldukça çeşitli ve çoğu kez çelişkili, ama gittikçe birbirini tamamlayıcı bir şekilde  birleştiren biçimler sunar. Uzun süre, önsel ve kuramsal bir tutum, deneysel bilgiye üstünlük kurmuştur. Aristoteles’in görüşlerinin hâkim olduğu Yunan antik Çağı’nda ve Ortaçağ’da, fiziğin metafizik görüşlerden esinlendiği bir sistem içinde, türleştirilecek doğrudan algılanabilir birkaç veriyle yetinilebileceği sanılmıştır. Bu kuramsal egemenliğe,17.yüzyıl. başında Descartes’ ta olduğu gibi deneysel fiziğin ilk kurucularından sayılan Galileo’da da rastlanır; ama  bu fizikçiler Aristoteles’in  nitel fiziğiyle çelişen, matematiğe  dayalı yeni bir  fizik anlayışı getirmişlerdir. Öte yandan, aynı çağda, bir İngiliz bilimcisi olan Francis Bacon’ nın (1561-1626) önayak olduğu deneysel fizik akımı başlamıştır. Bacon, bilgiye pratik bir erek vermiştir. Doğayı yalnızca bilmek değil, üzerinde etkili olmak da gerekir. Akla (uslamlamaya) karşı beslediği güvensizlik, doğrunun ölçütü olarak deneye, olayların gözlenmesine, eleme yöntemi olarak da tüme varım yöntemine başvurulmasını önermiştir. Zira olgular, maskelerinin çıkarılması gereken çeşitli ‘’idola’’lar (yanlış fikirler,putlar) ardında gizleniyorlardı.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00