SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


"HAYATTA BEN EN ÇOK ANNEMİ SEVDİM."


CAN YÜCEL, "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim" başlıklı bir şiir yazınca;

ABDÜLKADİR BUDAK da, şiirinin başlığının altına, "Can Yücel'e nazire" notu koyarak, "Hayatta Ben En Çok Annemi Sevdim" şiirini yazmıştır:

Ona göre baştan beri iflâh olmaz biriydim

Babam korkuydu bana, annem yürek serinliği

En sevdiği oğluydum -bana hep öyle gelirdi-

Uzun avcı öykülerini ilk ondan dinlemiştim

Hayatta ben en çok annemi sevdim

Sözümona büyümüştüm, ekmek getirirdim eve

Annem öldü, düşüyorum, koptu salıncağın ipi

Anahtarsız bir kilide benzediğim doğru şimdi

Saçlarına tırmanırdım tutunup yıldızlara

Kokusu kalmıştır diye kapandım odalara

Kıyamazdı bilirdim şiirler yazan oğluna

Sevgilim terkedince benden fazla ağlardı

İstiridyeydi annem, içinden inci çıkardı

Hergün daha da büyüyor yüreğimdeki yırtık

Annemi anılarda bile bulamıyorum artık

Babamın hemen ardından gitmesi gerekmezdi

Evinin badanasını yarım bırakıp erkenden

O gün bugündür bana gülden önce gelir diken

Dedim ya anahtarını yitirmiş bir kilidim

Hayatta ben en çok annemi sevdim

Özel gün ve haftalarda bir tuhaf olurum nedense! Çocukluk ve gençliğimde güle oynaya kutladığım, bana mutluluk, sevinç veren günler; yaş aldıkça en hüzün dolu günlerim oldu. Bayram günleri, doğum günleri vb. günler...

ANNELER GÜNÜ...Annem yok kutlayayım; kızım var çok uzakta, yurt dışında...

TURGUT UYAR, EKİNOKS şiirinde;

“insan yaşlandıkça kurtulur” demiş birisi

korkudan belki yılgınlıktan ve başka bir şeylerden" diyor

“oysa ölüm var” da diyebilir aynı kişi" diyor birkaç dize sonra şair; hangisi benim duygularımı dile getiriyor, bilemiyorum şu an...

Ölüm var da, bu kadar yakın olmamalı... Sanatçılar, ölüm düşüncesinin kendilerinde uyandırdığı duyguları, yazıya taşır; şiire taşır. Ya korkar, ya kabul eder ya red, ya başkaldırır, direnir ya da arınma sebebi sayar; ölüme ilişkin deneyim ve düşüncelerini böyle yansıtır şiirlerine...

ANNELER! ANNELER!..

Annelerin hepsi mutlu, sevinçli, sağlıklı ve dingin değil ne yazık ki!..

Bir de çocuklarını yitirmiş anneler var ki; hani kötü olay ve olgular için kullanılan bir deyimimiz var ya "düşman başına" diye, Allah düşmanımızın başına vermesin diyorum.

Yavrusunu yitirmiş anneler var; 50 yıl önce, bu hafta yitirdiğimiz gençlerin anneleri...

"Darağacında Üç Fidan" ve anneleri... Dilimize yerleşmiş bu sözcüğün mimarı, şair NİHAT BEHRAM... Asıl adı Mustafa Nihat Behramoğlu; Ataol Behramoğlu'nun kardeşi...

"DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN"ın yazarı...

Kitabın 33. basımının arka kapağından:

"Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!"

"1968'ler....Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, 'Gerçekçi ol, imkânsızı iste!, diye haykırdığı günlerdi..."

"İşte Nihat Behram, o günlerin ölüm karanlığını sivil tarihçiliğimize belgesel bir katkı olan bu kitabıyla yırtmıştır. Denizlerin asılmadan önceki son sözlerinin de ilk kez açıklandığı, yayımlanır yayımlanmaz yasaklanan ve ancak yirmi iki yıl sonra aklanan Darağacında Üç Fidan, içten sesi, ince duyarlılığı ve ödünsüz tavrıyla, bütün iktidarların geçici olduğunu, milyonların kalbinde yaşayacak olanların daima özgürlük savaşçıları olduğunu göstermiştir..."

Ve yine sesleniyor NİHAT BEHRAM:

"Bir yol kavşağındasın fakat

Mutlaka değişecek kaderin.

Bunu bekliyor şu ıslak çukurlarda yürüyen şu yoksul çocuk

Bunu bekliyor gözevleri kurutulmuş analar

Bunu bekliyor zincirin oyduğu bilek

Bunu bekliyor açlık, kuraklık, ılık ılık akan kan

Bunun için en gençlerimizi ölümle tanıştırdık.

Kuşan kendini artık,

Biraz da gövdeni yüreğinle kırbaçla

Ey halk, haykır acını; bu karadumanı dağıt." diyor, "baş eğme haykır ey halk, acını haykır" diyor.

Ve CAN YÜCEL de:

"En uzun koşuysa elbet

Turkiye'de de devrim

O, onun en güzel yüz metresini koştu

En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak ...

En hızlısıydı hepimizin,

En önce göğüsledi ipi...

Acıyorsam sana anam avradım olsun

Ama aşk olsun sana cocuk, aşk olsun." diye sesleniyor üç fidana...

KESİLDİ Mİ ELLERİN?

- Anne, anne, hişt, hişt!

- O kim?

- Benim, kalk, kalk, para ver!

- Oh sen misin, ödüm koptu...

- Yeri ner’de? Kalk göster!

- Çıldırdın mı çocuk, bende para ner’den olacak?

Benim gibi dul bir kadın kimden para alacak?

- Miras yedin...

- Onu baban sağlığında bitirdi;

Vur patlasın, çal oynasın, şur’da bur’da yedirdi;

Param olsa el dikişi diker miyim böyle ben?

Bir kör mumun...

- O masalı başkasına anlat sen; kalk para ver!..

Hayırsız oğulla anne arasındaki konuşma böylece uzar gider bu manzum hikâyede... Oğul, acımasız, duyarsız, duygusuz hattâ haindir. Anne hanım, sevgi dolu, oğlunu karşılıksız seven, cefakâr bir kadındır; sözün özü “anne”dir.

Tartışma sonunda oğul anneyi, bıçakla omzundan vurur. Anne acı içinde kıvranırken:

"- Ben senin için doğmuş idim, ben seninçün yaşardım.

Sendin benim her düşüncem, sendin benim her derdim.

Bir parçacık benzin uçsa, bir kerecik “Of!” desen

Ne cehennem azapları çeker idim o gün ben.

Anneyi betimlemek için, duygularını dile getirmek için başka söze gerek var mı?

- O kan ne?

O damlayan kimin kanı, avucunun içinden?

Yoksa beni vurur iken bana bıçak saplarken

Kesildi mi ellerin?

Of, sızlıyor omuz başım, yaralarım pek derin!

Kaç buradan, seni şimdi gelip bur’da tutarlar;

Zincir vurup o karanlık zindanlara atarlar.

Kaç buradan bir kuş gibi!

Ben Hakkı’mı helâl ettim, sen de affet yâ Rabbi"

MEHMET EMİN YURDAKUL

Hüzünlendik, üzüldük, belki de gözlerimiz doldu. Bu şiir her aklıma geldiğinde dizelerini mırıldanırım ve gözümden yaşlar boşanır; kimseye göstermem ama...

Anne, güzel günlerin öznesidir oysa diyorum. Annelerden, büyükannelerden dinlenen masallar, öyküler bizi yaşamın gerçeklerine hazırlar. Taktığı mavi boncuk nazarlığın bizi koruyacağına inanır anneler. Biz de o mavi boncuğu düşündükçe, özgür, dingin olacağımızı düşünürüz; o mavinin, o mavi rengin çağrıştırdıklarıyla...

Kundağına şık, altınla süslü bir mavi boncuk takmıştım, kızıma doğduğunda. Ona, bu mavinin özgürlük, dinginlik getirmesini dilemiştim. Yaşama ferah ferah katılmasını ve hep özgür olmasını dilemiştim.

Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun. Gönlümüzde yaşayan annelerimizin de ruhları şad olsun.

SEVGİYLE KALIN , ŞİİRLE KALIN, HOŞÇAKALIN ...

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51