Kara kızlardan yana hiç şansım olmadı benim
Sabaha karşı trafik kazasında
Kaybetmek zorunda kaldım.
Meraklıydı, her yeri karıştırırdı
Kitap okumamı istemez, okutmazdı
İsterse sırnaşıklık yapar, zorla sevdirir
İstemezse elletmezdi kendini.
Her gün fare ve kuş avlardı
En sonunda bir şoföre avlandı.
Öldün demiyorum, elbiseni bıraktın
Belki bu tekâmül okulunu bitirdin.
Yeni bir okula, yeni bir elbiseyle tekrar geleceksin.
İnanıyorum, ama nereye ve kime?
Ormana mı yoksa başka bir eve mi?
Bilmiyorum!
Tekrar kitaplara gömülmem gerekiyor
Belki de beni rahat bırakmak için gittin sen.
Sabaha karşı beşte dışarı çıkmıştın.
Beş ile yedi buçuk arası
Balkonun camlı kapısında
Sürekli gördüm bir karartı
On dakikada bir kalkıp baktım
Ama sen yoktun!
Ruhlar bedenlerini terk ettiklerinde
Bir gün,
Belki daha fazla
Gezerler yasadıkları evde.
Bedenleriyle de gösterirler kendilerini sevdiklerine.
Sen de geldin,
Hissettim
Ama göstermedin kendini bana.
Sabahın yedisinde
Buldum seni kaldırımda
Bir metre sürünerek çıkabilmişsin
Bağırsakların dışarıda
Dua için Haham, Papaz ve İmam çağırmayacağım
Sana cenaze töreni yapmayacağım.
Çok kez olduğu gibi
Yine göz yaşlarına boğuluyorum.
Erkek duygusu işte!
Kimseye görünmeden
Göz yaşlarımı göstermeden
Sessiz ve derinden.
Başımda ve kitaplarımın üzerinde gezdiğin
Birinin haricinde resimlerini de bulamadım
Olsun, seni ben hafızama çaktım
Gönlüme oturttum.
Kara kız seni çok özleyeceğim...
Cengiz Arcan
27 Ekim 21