20 Aralık 1873’te doğan ve 27 Aralık 1936’da ölen milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u saygıyla anıyorum.
Mehmet Akif Batı medeniyeti için ne demişti?
“ MEDENİYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR.”
Gel gör ki; o tek dişte kalmamış, dişi bırakın damağı da kalmamış o medeniyetin.
Maalesef biz de kendi medeniyetimizin kıymetini bilemedik.
Batının bu boktan medeniyetini pek istekli kabullendik.
Özgürlüğü “Beden benim, istediğim gibi kullanırım” diyerek önüne gelenle yatıp kalkmak olarak algılayan insanlık çöküşünü kendi eliyle hazırladı.
Sosyal medyada izliyorum ve gerçek hayatta gözlemliyorum; iki sevgili birbirine “Seni seviyorum” diyor.
Biri tatile gidiyor ve gelince sevgilisine çapkınlıklarını, kaçamaklarını anlatıyor ve sevgilisine soruyor, “Ben yokken sen kaç kişiyle yattın?”.
Bunun adı sevgiymiş, özgürlükmüş, medeniyetmiş, sosyete olmakmış.
Bunu şöyle anladım; demek ki dara düşseler, yoklukta birbirini pazarlayacak bu sevgililer.
Yahu, seven insan sevdiğini kıskanır, “bugün kaç kişinin altına yattın” diye sorar mı?
Veya bir insan özelini anlatır mi, diğer bir kişinin özelini sorar mı?
Görgüsüzlük mü, soytarılık mıdır, anlamadım!
Bir başka olay:
Yirmi yaşındaki bir hanım kızımız da sosyal medyada libidosunun (şehvetinin) çok yüksek olduğunu tüm dünyaya ilan ediyor.
Elli yıl önce ölmüş birini mezardan çıkarıp bu günleri göstersen ne der acaba?
“Merd-i Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler.” (çingene kendini methedeyim derken ayıbını söylermiş.)
Günümüzde ayıp etmek şöhretin yolunu açıyor.
Eskiden şöyle bir söz vardı: Zengin düzüşür şöhret olur, fakir düzüşür rezil olur.
Artık cümbür cemaat meşhur olduk; medeniyeti yakaladık, sosyete olduk.
Gelin görün; sokaklarda sahipsiz kız ve erkek çocuklarının acınacak hallerini,
İlköğretim öğrencilerinin kokain ve esrar bağımlısı yapılıp şeytani kadın satıcılarının sermeyesi olduklarını,
Ağzı süte kokan kızların, dedesi yaşında olan teri bile leş kokan papazların altına yatışlarını.
Gelin görün bu “Medeniyet dediğiniz tek dişi kalmış canavarın” tek mesleğinin sömürgecilik ve pezevenklik olduğunu.
Çocuk istismarlarının sadece Kur’an kurslarında değil, dünyanın her köşe bucağında sistematik olarak uygulandığını bilin ve susmayın artık.
Uyuşturucu satıcılarını görmezden gelen ve çocuklarını koruyamayan ailelerin ve devletlerin kurduğu düzene “medeniyet” denilebilir mi?
Tek dişi kalmış canavara “MEDENİYET” ismi verenlere yazıklar olsun.
İnsanoğlu çökmüş, sevgisi, hisleri ve duygusu olmayan mekanik, dijital robotik bir alete dönüşmüş.
Tabii ki bunu dünyayı yöneten güçler planlı programlı çalışarak yaptılar ve devletleri yönetenler de bu süreçte suç ortağı oldular.
Medeni olacağız derken uçurumdan aşağıya cehenneme yuvarlandık ve ne yazık ki uçtuğumuzu, geliştiğimizi, çağ atladığımızı, medenileştiğimizi zannettik.
Dindar nesil yetiştireceğiz derken gençleri dinsizleştirdik ve onlara ahlaksızlığın prim yaptığı alanlar açtık.
“İstanbul sözleşmesi” adı altında ne yapıldı?
Homoseksüellere ve lezbiyenlere özgürlük verildi. Adam gibi adamların haklarıyla birlikte kendileri de unutuldu.
Televizyonlarda reklamlara bakıyorum; kız kıza ve erkek erkeğe öpüşerek yapılan reklamlar almış başını gidiyor. Bizi nereye sürüklemek istiyor ve kimim emrinde bu reklamcılar?
Bunun adı medeniyetmiş...
Bir grup “dinim müsaade ediyor” diyerek imam nikahlı dört eş ve sayısız cariye edinirken diğer taraftakiler de bunları eleştirdi ama kendileri de “beden benim, istediğim gibi kullanırım” diyerek birbirleriyle yarışa giriştiler.
Her iki tarafta ayıplarını gizlemedi. Biri dine yaslanarak, diğeri de özgürlük adına yaptıkları ahlaksızlığı “medeniyet” diyerek etrafa sundular.
Ve sonuç; gelen yeni dünya düzenine her şeyimizle ayak uydurduk.
M. A. Ersoy’u bir kez daha kutluyor ve anıyorum. Yüz yıl öncesinden bugünleri de görmüş.
“MEDENIYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR.”
Aziz Nesin’in deyimiyle:
Du bakalii daha neler olecek.
Özünü, töresini, görgüsünü, kültürünü terk eden toplumlar, medeniyet denilen canavarın çarklarında yok olacaktır.
Ya da kurtuluşu kuruluş felsefesinde bulacaktır.
MEDENİYET TÜRK TÖRESİNDEDİR, ATATÜRK’TEDİR...
