"MESELE YAŞAMAKTA DEĞİL YEĞEN, MESELE İZ BIRAKABİLMEKTE"
OYSA HERKES ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ
"Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez."
OSCAR WİLDE
READING ZİNDANI BALADI'ndan bir bölüm sundum size...
"Oysa herkes öldürür sevdiğini" adlı şiir Türkiye'de en çok bilinen şiirlerin başında gelir; çünkü bu şiir, Türk televizyonlarında bir dönem izlenme rekorları kırmış olan bir dizide kullanılmış ve o usta oyuncunun sesiyle bütünleşmiştir.
O, tiyatro, sinema, televizyon dizilerinde karakterlere hayat veren ses, edebiyata da
yakından dokunmuştur.
Unutulmazlar arasında yer alan birçok şiir onun sesinin tınısıyla yeniden sevilmiş ve o şiirler belleklere yerleşmiştir.
Tarsus Amerikan Koleji'nde başlayan lise eğitimini Edremit'te bitirir.
Babası kaymakamdır, çok kitap okur, yabancı dil bilir; ama hiçbir zaman kimseye tepeden bakmaz. Alçakgönüllüdür; kendini övmez, öne çıkmaz, hep başkalarını yüceltir.
Yaşamı boyunca tutkuyla bağlandığı tiyatro sevdasına ortaokul ikinci sınıfta tutulur.
Bizim kuşağın belleğinde onun oynadığı oyunlar tazeliğini hâlâ korur.
BÖLÜK PÖRÇÜK, onun çocukluk yıllarını, ailesini, dostlarını, aşklarını, tiyatro sevdasını kendine özgü üslubuyla anlattığı bir otobiyografi - anı kitabı...
"Tiyatrocu oldum, sevdiğim beni bıraktı.
...O gece yuhalandık Dram Tiyatrosu’nda. Ama gene de Beyoğlu’nda, yanılmıyorsam Bekar sokağın oralarda Şitat Hamburg diye bir lokanta, şarap, menekşe, aşk içinde mağlubiyetimizi galibiyete çevirdik. Arkasından Metin Serezli, Güneş Uğurlu, Filiz Uygur ki onun adını Elif Oykur diye yazıyorduk. Çünkü o felsefe okuyordu, ben hukuk okuyordum ama birbirimizi seviyorduk. Sonra ben tiyatrocu oldum. O da beni bıraktı. Ama aşk vardı. Fotoğraflar onlarda kaldı." diyordu kitabının bir bölümünde..
Yıllar sonra uluslararası birçok ödül kazanır. Anadili düzeyinde bildiği dillerin sayısını da altıya çıkarır. Çalışkan, üretken bir yönetmen, oyuncu, yapımcı, senarist, şiir çevirmeni, emekçi ama, önce insan...
Emekçiye saygısı büyük..."Kuzunun Gülümseyişi" filmindeki köyün delisi rolüyle Berlin Uluslararası Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisinde sinema tarihinin en önemli ödüllerinden biri olan "Gümüş Ayı"yı kazandığında, bu ödülü tüm dünyanın köylü emekçilerine armağan etmiştir.
2012 yılında Muhteşem Yüzyıl dizisinde Ebussut Efendi'yi canlandırır ve inzivaya çekilme kararı alır. O günlerde yapılan bir röportajında, çok çalışmaktan dolayı okuyamadığı birçok kitabın biriktiğinden yakınır. Yetmiş altı yaşındadır, yorgundur.
On yıl daha yaşamak istemektedir; okuyamadığı tüm o kitapları okumak için...
Gül Altan ile yaptığı bir söyleşide, en büyük isteğinin Edremit'e yerleşmek, orada antik adıyla İda'yı yani Kazdağı'nı anlatacağı, Homeros'un İlyada'sıyla birlikte kendi yaşam öyküsünü birleştireceği bir film yapmak olduğunu söyler.
Sonunda Balıkesir'in Edremit ilçesine yerleşir.Burada yaşadığı ve işlettiği butik otelde dostlarını ağırlamaya başlar.
2013 yılı Gezi Parkı Direnişi'nin de başladığı yıldır. O, yaşamı boyunca halktan ezilenden yana olmuştur; tam bir adalet savunucusudur. Olayları duyunca İstanbul'a gider Taksim'deki yürüyüşe katılır. Ne yazık ki dilediği on yıl daha bağışlanmaz ve 27/ 9/ 2013'te evinde bir kalp krizi geçirerek dünyaya gözlerini kapatır.
DOĞAN HIZLAN onun ölümünün ardından 29/ 09/ 2013'te yazdığı yazısında ona "KAZ DAĞLARI'NIN SON TANRISI" diyordu.
Balıkesir'in Edremit ilçesi Güre beldesindeki Alevi köyü Tahtakuşlar'a gömülme vasiyeti, köyün ihtiyar heyetinin kabul etmemesi üzerine yerine getirilemez. Kararın kamuoyunda tartışılmasından rahatsızlık duyan ailesi, onun Çamlıbel köyünde toprağa verilmesine karar verir. (28/ 9/ 2013)
Adını özellikle yazmadım. Anımsatmaya çalıştığım bu ustayı, hâlâ tanıyamadınızsa size benimle selam gönderdi.
Onun yaşamı, genç kuşaktan birçok tiyatrocuya örnek olsun.
Büyük usta, çok sevdiğin topraklarda huzur içinde uyu. Ruhun şad olsun.
HOŞÇA KALIN.
