Emel Erkayıran-EMEKÇİ KADILARIN SESİ


“Mutlu çocukluğum”


Çocukluğumda lastik atlamayı çok severdim. En az üç kişiyle oynanırdı. İki kişi lastik ipi ayakları arasına alır bir kişi de sürekli lastiklerin arasında atlayarak oynanırdı. O kadar çok zıplardık ki açlıktan başımız dönerdi, sonra bırakırdık oynamayı.
Zaten annem çalışıyor akşam eve geliyor, babam da öğretmen, bir öğün mutlaka yok. Tüm fırsatları değerlendirmek lazımdı.
Anne çalışınca işlerin bir kısmı haliyle bana ve kız kardeşime kalıyordu. Sorumluluk sahibi olmayı öğrenerek büyüdük.
Bir de küçük kardeşimiz oldu sonradan. Benimle kız kardeşim arasında nerdeyse 3 yaş, yeni doğan erkek kardeşim arasında da 13 yaş vardı. Onu beslediğimi, büyürken onunla ilgilenmenin hoşuma gittiğini hatırlıyorum.
Adana çok sıcak bir şehir. Yazları evimizin damında geçerdi ömrümüz. Annem ebeydi, bazı geceler nöbetçi olurdu ve babamın da erken yattığı zamanlarda, kız kardeşimle beraber oyun oynamak için aşağıya, dışarda oynayan çocukların yanına indiğimizi hatırlıyorum. Sonra babam uyanır bizi tekrar damdaki yatağımıza götürürdü. Oyun oynamak için her türlü numaralar yapardık. Başka bir eğlencemiz yoktu çünkü.
Yakartop diye bir oyun vardı. Sürekli top canımızı yakacak diye korkardık, toptan kaçarak oynardık. Ama çok zevk aldığımızı iyi biliyorum.
Arabamız vardı ama annem işe gidip gelirken kullanıyordu. Biz babamın bisikletiyle gezerdik çok zaman. O mutluluğun tarifi yoktu.
Seyhan barajında suya taş atarak su üzerinde taşı zıplatırdı babam. Yapmak ister bir türlü yapamazdık.
Geceleri saklambaç oynardık. Saatlerce uykusuz kalırdık, ama hiç yorulmazdık.
Babam boyumuzu ölçer kapının yan tarafına işaret koyardı sürekli. Her yıl ne kadar uzandığımızı anlamak için. Hatta boyumuzun uzaması için sallanmamız gerektiğini söylemişti ve bunun için bir düzenek bile hazırlamıştı. Sallandıkça boyumuz uzuyor düşüncesiyle sürekli kollarımızı asar sallanırdık biz de.
Televizyonun bir saati olurdu ve tek bir kanal olurdu seyredeceğimiz. Özellikle Heidi ve Şeker kız Candy çizgi dizilerini haftanın bir günü izleyebilirdik. Eğitici çizgi filmlerdi onlar. Her bölümde alınması gereken önemli mesajlar içerirdi.
Arkadaş deyince akan sular dururdu. Hiç ayrılmak istemezdik birbirimizden. Kalıcı sağlam dostlukların ilk adımları o dönemde atılmıştı bana göre. Dünya bir yana arkadaş bir yanaydı sanki.
Bizim dönemimizin çocukluğunu biraz anlatmaya çalıştım.
80 Li yıllarda yaşadığım çocukluğumun en güzel anılarıydı bunlar. Bana göre 90 lı yıllarda da yine adam gibi bir çocukluk yaşadı bizim çocuklarımız. Fakat 2000 li yıllar ve daha sonrasında çocukluk için üzgünüm. Bu mutlulukların hiçbirini tadamadılar çünkü .
Yanlış kullanarak teknoloji esiri olan (z kuşağı) çocuklar , şimdi mutlu olduklarını zannediyorlar. Nereden bilecekler ki görmedikleri bu güzelliklerin tadını?
Doğru kullanıldığında çok faydalı internet ortamını, yanlış kullanmaya meyillendik toplum olarak. Bilgileri daha önce ansiklopedilerden günlerce haftalarca aylarca araştırarak bulur ödevlerimizi yapardık. Oysa şimdi bir kaç dakika içinde istediğimiz her bilgiye ulaşıyoruz.
Boş yere çocuklara, genç ergenlere kızıyoruz. Biz yetişkinler olarak yaptığımız yanlışları, yapamadığımız eksiklikleri göremiyoruz. Doğru kullanıldığında hepimizin yararına olacak teknolojiyi el birliğiyle çocuklarımıza kendi kararlı duruşlarımızla göstermeliyiz.
Onlar çocuk biz yetişkiniz. Akıl yaşta değil baştadır ama tecrübe zama içinde gelişir. Rol model olarak onlara bırakacağımız en güzel miras, doğru tecrübelerimizdir. Ayakları üzerinde duran , çalışkan vatansever gençliktedir gelecek.
Çok zengin değil çok akıllı olsun ki gücünü kullanmayı bilsin. Ona bırakılan mirasın değerini bilirse, kaybetmemek için mücadele eder.
Ben çocuklarıma üç “ S “ den vazgeçmeyin derim sürekli olarak.
Sevgi
Saygı
Sadakat.
Belki sevmek zorunda değilsiniz, sadık olmak ta göreceli bir kavram. Ama saygı vazgeçilmezdir. Kendinize saygı duyulmasını bekliyorsanız, saygı göstermeyi bileceksiniz . Başka yolu yok bunun.
Etrafımda arkadaşlarıyla oyun oynayan mutlu çocuklar görmek en büyük dileklerimden biri. Özellikle bu konuda neler yapılabilir diye Projeler düşünüyorum. Bir canlı beslemek için yönlendirme yapılabilir belki de. Kedi, köpek veya bitki yetiştirmek ilgisini çekecektir mutlaka. Denemekte yarar görüyorum. Yaşayan her bireyin kendisi ve çocukları için dileği, önce akıl, sonra beden sağlığı olmalıdır.
SMA hastası bir bebeğimiz var. Alper Ömer’in annesinin acısının tarifi yok. Bir an önce tedavisi yapılması gerekiyor ve paraya ihtiyacı var. Bu durumda olan tüm hastalara şifalar , ailelerine büyük sabırlar diliyorum. Yardımda bulunmak isteyenler için Hesap numarası: İBAN NO TR30 0004 6005 2988 8000 2216 64.
Haftaya tekrar görüşebilmek dileğiyle sağlıkla kalın mutlu kalın. Yaşadığınız her anın keyfine varın. Çünkü bu hayatın tekrarı yok.

YAZARLAR

  • Salı 31.1 ° / 13.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00