Mutluluk yaptığımız bir iş sonunda hissettiğimiz duygudur. En yalın deyimiyle, yaşamdan tam hoşnut olmadır. Ya da sürekli bir kıvanç hali de diyebiliriz. Mutluluk, ne varılacak bir nokta ne de tek başına yaşanabilecek bir duygudur. Mutluluk biyolojik etkenler, çevresel faktörler ve amaçlı etkinlikler tarafından oluşturulmaktadır. Hayat artılar ve eksilerle doludur. Pozitiflere odaklanmak ve onların tadını çıkarmak, mutluluğun anlamıdır. Yani mutluluğun temel ögesi neye değer verdiğinizi bilmek ve sonra bunları hayatınıza eklemektir. Diğer bir ifadeyle, mutluluk, keşfetmek ve en iyi benliklerimizle temas halinde olmak demektir. Kişi duygusal, bilişsel, zihinsel olarak yeterince haz duygusuna ulaşırsa bu mutlu olma durumudur. Mutluluk, insanın hem erdemli bir tercihi ve hem de erdemli bir eylemidir. En önemli erdemler, kendine karşı saygılı, başkalarına karşı dürüst, hoşgörü sahibi, topluma hizmet götüren, iyilik yapan, kendini yenileyen, adaletli, güvenilir ve paylaşımcı insan olmaktır. Mutluluğa ulaşma yolunda aklın çok büyük bir önemi vardır. Mutluluk, özgürce sevgi ve ilgi duymaktır.
Ünlü filozof Arstoteles(MÖ 384-322)’ in özdeyişiyle “Mutluluk yaşamın anlamı ve amacı, insan varlığının tüm amacı ve sonudur”. Yazar Albert Camus (1913-1960)’un özdeyişiyle “Mutluluk, bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür”. Yazar Lev Tolstoy (1828-1910)’a göre “Mutluluğu ihtiraslarda değil, kendi kalbinizde arayın, mutluluğun kaynağı dışımızda değil, içimizdedir”.
Mutsuzluğu nasıl tanımlayabiliriz?
Yaşadığımız toplumda sürekli eleştiren, empati kuramayan, sahip olduğu şeylerin değerini bilmeyen, özgüveni düşük olan insanların özelliği olan, sürekli yakınan, her sorunu dış nedene bağlayan, korku ve baskı kültürünün hakim olması durumudur. Ülkemizin kişisel ve toplumsal mutsuzlukta en üst noktalarda olduğu ifade edilmektedir.
Mutsuzluğun nedenleri:
*Çocukluktan taşınan güvensiz ilişki kurma biçimleri.* Düşük özgüven. *Mutsuz ve çatışmalı aile yapısı *Aşırı kuralcı ve beklentilerin yüksek olduğu, katı bir aile ortamında büyüyen çocuklar. *Mutluluk duygusunu tanımlamakta ve mutlulukla kaygıyı özdeşleştirmiş kişilik yapıları *Geçmişten kapanmayan defterler, suçluluk duyguları ve pişmanlıklar *Arka arkaya yaşanan kayıplar ve olumsuz yaşantılar. *Kişinin yardıma kapalı olması ve depresyonu bir yaşam biçimi durumuna getirmesi.*Tedavisi tamamlanmamış depresyon.
Bu yazımızın içinde sizi az bildiğiniz ya da hiç bilmediğiniz entropi kavramı ile tanıştıracağım.
Entropi Hayatınız İçin Neden Önemli?
Entropi, bilimsel bir kavram olduğu kadar, en yaygın olarak bir düzensizlik, rastgelelik veya belirsizlik durumuyla ilişkilendirilen ölçülebilir bir fiziksel özelliktir. Kimya ve fizikte, tıp ve biyolojik sistemlerde ve bunların yaşamla ilişkilerinde, kozmolojide, ekonomide, sosyolojide, hava bilimlerinde, iklim değişikliğinde ve telekomünikasyonda, bilgi sistemlerinde çok çeşitli uygulamalar bulmuştur. Yüksek derecede düzensizliğe sahip bir sistem daha fazla entropiye sahiptir. İnsan mutluluğu ve ızdırabı için yeni bir tanım olarak entropi teorisi geliştirildi. Entropi ile ilgili can alıcı nokta şudur: zaman içinde daima artar. Düzeni kaybetmek işlerin doğal eğilimidir. Kendi haline bırakıldığında, hayat her zaman daha az yapılandırılmış hale gelecektir. Termodinamiğin İkinci Yasası, bir sistemin entropisinin asla azalmayacağını belirtir. Fiziğin en önemli yasalarından olan entropi, zamanla her şeyin yıprandığını anlatır. Büyük İngiliz bilim adamı Arthur Stanley Eddington (1882-1944)’a göre "Entropinin her zaman artması yasası, doğa yasaları arasında en üstün konumdadır”. Düzensizlik her zaman artar. Artan entropi, artan kaos anlamına gelir. Evren, değişimlere karşın bir düzen; ayrıntılara karşın bir uyum içindedir. Evrende düzenden düzensizliğe doğru bir denge vardır. Ancak evren doğal olarak düzensizliğe doğru kaydığından, düzenlilik, yapı ve basitlik yaratmak için enerji harcamanız gerekir. Entropiyi (Düzensizliği) anlamak, evreni anlamak olacaktır!
Günlük Hayatta Entropi
Entropi, günlük hayatın birçok gizemini ve deneyimini açıklamaya yardımcı olur. İnsanın mutluluğu, olumlu duyumlar, algılar, duygular veya düşüncelerin karmaşıklığı olarak tanımlanabilir. Bunlar, bireyin organizmasının depresif entropi düzeyinden, başkaları için empatiden, geçmişteki, şimdiki veya gelecekteki çevre koşulları nedeniyle ortaya çıkar. Mutluluk ve zevk kaynağı, insanlarda entropi depresyonu anlamına gelir. Bu nedenle, ızdırabı tedavi etmek için, eksik olanla tamamlayarak entropi düzeyinin düşürülmesini sağlamak ve düzensizliği tersine çevirmek için enerji harcamak gerekir. Hayatta entropiyi azaltmak daha fazla mutluluğa yol açar mı? Birlikte düşünelim.
Bugünkü yazımızı Albert Einstein’ın sözleriyle tamamlayacağım: “Mutlu olmak istiyorsan bir amaca bağlan, insanlara ya da eşyalara değil”. DEVAM EDECEK
KAYNAK
Wikipedia, the free encyclopedia
