Ahmet Yaşar Aktaş


NASIL BİR DEĞİŞİM?


Adil ve demokratik olmayan ortamda montajla ve devletin tüm gücü alınarak yürütülen seçimleri cumhur ittifakı yasal olarak kazansa da ahlaksal ve siyasal meşru olmadığı biliniyor! Rejimin 28 Mayıs sonrası uygulamalarını dört nokta da toparlayabiliriz. 
-Tepetaklak ettiği ekonomiyi kurtarmak için vergileri, zamları bir hışımla toplumun üzerine bardaktan boşalırcasına yağdırıyor. 
-Bu da yetmediği için Birleşik Arap Emirliği vb. Arap devletçiklerine arta kalan Cumhuriyet kalelerini önerdiği basına yansıyor. 
-Eşzamanda cesaretlendirdiği yandaşları, “kutsal davanın” gerçekleşmesi için anayasayı, yasaları hiçe sayarak sanat, tiyatro mekanlarını basıp yasaklanmasını istiyor..  
-Hapis cezalarıyla, kadınlara şiddet uygulanarak tüm topluma gözdağı verip korkutma kesinleşiyor. Örneğin 14 yaşındaki bir çocuk cumhurbaşkanın resmine bıyık çizdiği iddiasıyla hapis cezası alıyor. Tele1 genel yayın yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ’a karşı bağlamından koparılan sözleri nedeniyle 10 yıl ve cumhurbaşkanına hakaretten sekiz yıl küsur ceza talebiyle iddianame hazırlanıyor. 
Özcesi bu, gençleri, kadınları, özgür basını susturmaya yönelik bir zulüm değil midir?

CHP yönetimin bunlara cılız tepkisi toplumdaki suskunluğu, tepkisizliği, aldırmazlığı, bananeciliği azaltmıyor. Peki, niçin bir edilgin politika uyguluyor?
CHP’de son 13 yılda iki köklü siyasal değişim oldu: Altı oktan sapma ve parti içi demokrasinin çürümesi. 
- “1930’ların CHP’si değiliz, değiştik” diyen bir ana muhalefet genel başkanı edilginliğin yolunu döşedi ve “Laiklik tehlike altında değil” diyerek CHP akıl, bilgi dolu kurucu felsefesinden koptu. Bunun sonucu, “Aman bize dinsiz derler” stratejisi kılavuz yapıldı.  Rejimin laikliği imha eden pratiği doğrudan desteklendi. Sağa açılma kendiliğinden ilkeleşti. Bu stratejinin somut görünüşüne birkaç örnek:    
İbadet gereksinmesinden değil, Atatürk’ün aldığı kararı bozmak nedeniyle Ayasofya camiye dönüştürüldü. Minbere kılıçla çıkan Diyaneti İşleri Başkanı, Atatürk’ü resmen suçladı. CHP’den güçlü bir çıkışı boşuna bekleme bir yana, Eylül 2021 yeni yargı yılı, Cumhurbaşkanı, Yargıtay Başkanı ve CHP Sayın Genel Başkanı’nın katılımıyla DİB tarafından duayla açıldı. Keza Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi subay ve astsubay mezuniyet törenleri de.  Medrese sistemini hortlatan ‘Diyanet Akademisi Yasası’ meclisten geçmesine CHP olumlu oy kullandı. 
Özcesi, Cumhuriyet’in en önemli tarihsel kazanımlarından olan laikliği, kadın haklarını, öğretim birliğini CHP yürekli, kararlı savunamadı, savunamıyor. Gereken kuramsal, hukuksal tepki ve direnişi de gösteremedi. Millet İttifakı’nın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” metninde laiklik sokakta bir yoksul çocuk gibi unutuldu! 
“Helalleşme”, “Halil İbrahim Sofrası” gibi imgelerle sağa iyice yelken açıldı. 
-2018’deki tüzük değişikliğiyle “önseçim” kaldırıldı, genel başkan tek başına ilçe, il, milletvekili aday ve parti organ üyelerini belirleme yetkisini ele geçirdi. Tıpkı Sayın Erdoğan benzeri ‘tek adam’ sistemi yerleşti.

Seçim sonrası CHP’de çanlar neyin değişimi için çalıyor? En yalın tanımıyla değişim sözcüğü varolan durumdan memnuniyetsizliğin en öz söylemidir. Buna göre CHP’de bir memnuniyetsizliğin varlığı kesin. Ana soru şudur: Değişim, sağa kayışı, parti içi demokrasiyi daha katılaştıracak ya da ileriye yönelik mi olacak?
Görünen o ki, yeni siyasal, ideolojik, örgütsel bir değişimden çok, salt lider değişimi için çanlar kulakları çınlatıyor. Kurucu felsefeye sahip çıkacak bir genel başkan adayı da ortada yok. Çünkü Cumhuriyet değerlerini savunan, edilginliği, sağa kaymayı engelleyecek aydınlanmacı üyelerin tümü partiden tek tek uzaklaştırıldı.    
Toplumun vergi, zam ve zulüm arasında sıkıştırılmasını zayıflatmak, laikliği, Öğretim Birliği’ni, sanatı, bilimi savunmak için ana muhalefet partisi cılız tepkisinden, sağa kaymaktan sıyrılıp, kuruluş felsefesine dönebilecek mi? 
Toplumun beklentisi, tarihsel köke, örgütsel kapasiteye sahip en önemli muhalefet gücü olan CHP toplumsal sorumluluğu gereği, demokrasi, eşitlik, adalet, özgürlük ve ilerleme yönünde bir değişim gerçekleştirmezse, parti depreme uğrar, toplum bundan büyük zarar görür. Bunun güvencesi de demokratik, sürekli ve kesintisiz yenilenmeyi temel alan bir örgütlenme yapısının geliştirilmesinde yatmaktadır. O zaman değişim, halkçı, kamucu, tam bağımsızlıkçı güvenilir bir liman olur.  
Sağlıcakla, sevgiyle ve Cumhuriyet Değerleriyle kalınız!

1
1.08.2023 01:44:50
555

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00