İnsan ama, nasıl bir insan?
Nice nice yazarlar, ozanlar, bilgeler, düşünürler; insanın yazgısını, başından geçenleri toplum ve doğa içindeki yerini açıklamaya, aydınlatmaya çalışmışlardır.
Kimileri övgüler düzmüş, yüceltmişlerdir onu...
Şiirlerde insanın bu dünyadaki varoluş serüvenini ve toplumun bir bireyi olmanın getirdiği yaşama hâllerinin izlerini/ anlatımlarını görebiliriz.
“Bakma sen, kuşlar bir uçumluktur ne de olsa
Denizler bir fırtınalık görkemli
Bizse kendimizi insan olarak
Bir tohum gibi dikmişiz sonsuzluğa.”
EDİP CANSEVER
"Bir kudret-i külliye var ulvî ve münezzeh,
Kudsî ve muallâ, ona vicdanla inandım.
Toprak vatanım, nev'-i beşer milletim...İnsan
İnsan olur ancak bunu iz'anla, inandım.
Şeytan da biziz, cin de, ne şeytan ne melek var;
Dünya dönecek cennete insanla, inandım."
TEVFİK FİKRET- HALUK'UN AMENTÜSÜ
Bir Tanrısal güç var ki, arınık, yüce, kutsal ve yüksek doruklarda, ona vicdanla inandım. Toprak vatanımdır, insan soyu ulusum... İnsan insan olur ancak, bunu anlarsa inandım. Şeytan da biziz, cin de, ne şeytan, ne melek var. Dünya dönecek cennete insanla, inandım.
"Aşk defterine yazıldık
Pir divanına dizildik
Bal olduk, şerbet ezildik
Doluya saydılar bizi
Pir Sultan Abdal'ım şunda
Çok keramet var insanda
O cihanda, bu cihanda
Ali'ye saydılar bizi"
PİR SULTAN ABDAL
İnsandaki keramet, insanı sözcüklerin, kavramların tutsağı olmaktan kurtarıp aklını kullanabilecek bir düzeye getirebilirsek ortaya çıkar.
Bu konuda ERİCH FROMM da aynı şeyi öneriyor: "İnsan, ancak ileriye doğru giderek akıl ve sevgi gücünü geliştirerek bütünüyle bir insan olmakla insanlık sorununu çözebilir. Böylece diğer insanlar, doğa ile yepyeni bir ahenk kurabilir ve dünyadaki yerini alabilir."
Çağdaş insan bilgili insan değil; yorumlama gücü olan insandır. Her yorum, kişiyi yeni bilgilere de ulaştırır. Bunu ERİCH FROMM şöyle belirtir:
"Kişi dünyayı yorumlamakla yetinmemeli, gerekiyorsa onu değiştirmeli de. Gerçekten yorumdan yoksun bir değiştirme kör olduğu kadar; değişimsiz bir yorum da boştur yararsızdır. Bunlar birbiriyle öylesine bağlantılıdır ki, uygulama bilgiyi besler; bilgi ise uygulamaya öncülük eder."
Bu uygulama da gerçeği aramaya yöneltir kişiyi.Çağdaş insanın belirleyici bir özelliği de gerçeği arama tutkusudur.
"Kuşlar haber verdi bana kuşlar
Gelecekte bir şeyler olacak
Gün dilediğimiz gibi doğacak
İnsan yüzümüz güler olacak
Neden sonra nehir yatağında
Kurt ininde kuzu otlağında
Dünya dirlik düzenlik çağında
Düşle gerçek beraber olacak"
CAHİT SITKI TARANCI
ERİCH FROMM tutkuyu açımlarken şunları da ekliyor:
"Gerçeğin araştırılması ve hayallerin üzerindeki örtünün kaldırılması insana yalnız bilgi ve sezgi kazandırmakla kalmıyor, bu yolun yolcusu olan insanı değiştiriyor da. Zamanla onun gözleri açılıyor; uyanıyor dünyayı olduğu gibi görmeye başlıyor. Sonunda gerçekle başedebilmek için kendi aklını ve duygusal güçlerini kullanmayı ve değiştirmeyi öğreniyor. Gerçekçi olan, gözleri açılmış olandır."
"Masaldan daha güzel, gerçek;
Bugün yeryüzünde olduğum gün!
Ayaktayım işte;
Asfalta amut,
Akasyaya muvazi,
İnsanlarla omuz omuza,
Kurtla kuşla aynı kaderde,
Gülden lâleden farksız,
Fâniliğinde ömrün;
Herkes gibi dertli,
Ümitli herkes kadar;
Ne de olsa memnun yaşamaktan.
Bak nasıl adım atıyorum,
Rakı içercesine,
Yâri öpercesine,
Sarhoş öylesine.
Kim bana söyleyebilir,
Bulutlar mı geçiyor başımın üstünden,
Ben mi gidiyorum bulutlar altında?"
CAHİT SITKI TARANCI
HOŞÇA KALIN.
NOT: DEVAMI VAR.