Günümüzde insanlar iyi bir işte çalışmak, iyi bir evde yaşamak ve iyi birde otomobil sahibi olmak istiyor. Aslında ev, otomobilden önce geliyor. Pek çok insan; “Başımı sokacak bir evim olsun, başka bir şey istemem” diyor fakat, güçlerinin yetebileceği en modern evi satın alamaya çalışıyor. Ancak son 2 yılda artan ev fiyatları insanları bu hayallerini uzunca bir süre daha ertelemelerine neden olabiliyor.
Aslında şöyle bir çevremize baktığımızda, en fazla konut reklamına maruz kaldığımız, konut reklamlarının bizler boğduğunu görüyoruz. Şöyle ki; zaten emlakçılara ait işyerlerinin vitrinlerinden, konutlara ait satılık ve kiralık ilanları dışarıya taşıyor. Taşıyor taşmasına da artan fiyatlar gerek ev kiralayacak gerekse de ev alacak olanları kara kara düşündürüyor.
Sonra inşaat alanlarının dört bir yanı yine reklam, yine bu inşaatların bulunduğu cadde ve sokaklarda “Filanca inşaata gider”, “Filanca inşaata 200 m kaldı” gibi bilgilendirici levhalarla donatılmış durumda. Öte yandan internette de yine en fazla inşaatlara ait reklamları görüyoruz. Bunun yanı sıra yine ulusal televizyonlarda da yine sık sık konut ve inşaat reklamları ile karşılaşıyoruz.
Bu kadar fazla reklam varsa, demek ki; başta Adana olmak üzere Türkiye’nin değişik illerinde çok fazla konut üretiliyor. Ancak bu kadar çok konut üretilmesine rağmen, konut sektöründe yaşanan talep, hem üretimi artıyor, hem de fiyatları yükseltiyor. Adana artık eskisi kadar göç alan bir şehir değil. Geçmiş yıllarda almış olduğu göçün belki de 10’da 1’ini almıyordur.
Diğer taraftan Adana’da 1 yılda binlerce konut üretiliyor, peki üretilen bu konutlar ne oluyor? Çünkü bu kadar fazla konut üretilmesine rağmen, konut fiyatlarında fahiş yükselmeler devam ediyor. İnsanlar bir konut için istenen parayı bulmak için neredeyse ömürlerini harcıyorlar. Diğer taraftan bu kadar reklam ve ilan arasında maalesef fırsatçılarda yer alıyor.
Yine boş bir arsaya yapılacak inşaat için, henüz temel bile açılmadan konut sahibi olmak isteyen insanlar hiç tanımadıkları insanlara avuç dolusu para veriyor. Sonra yine inşaat başlamadan ödeme yapmaya devam ediyor. Peki insan ödediği paranın karşılığında satın aldığı evin tapusunu veya noterden satış belgesini neden almaz.
Maalesef inşaat sektöründe giren ve hiç kimse tarafından tanınmayan pek çok inşaat firması haddinden fazla itibar görüyor ve sonrasında büyük hayal kırıklıklarına neden oluyorlar. Hani yazımın en başında ‘iyi bir ev’ demiştim, zaten tanınmayan firmaların yaptığı konutlarda pek kullanışlı olmuyor. Yani inşaat sektöründe büyümüş, nam sahibi olmuş, insanların beğenisini kazanmış bir firmanın yaptığı eve giriyorsunuz, kutu gibi… Çıkmak istemiyorsunuz. Tanınmayan firmanın yaptığı eve giriyorsunuz, bir anda boğuluyor gibi oluyorsunuz.
Hani her işte olduğu gibi, konut sektöründe insanların hakkını, o insana vermek lazım. Belki, bilenen bir firmanın yapacağı konut 3-5 kuruş daha pahalıdır ama emin olun o farkın bedeli size daha iyi ve daha konforlu bir konut olarak dönecektir. Burada amacım kimseyi yermek, övmek veya birilerinin reklamını yapmak değil.
Son zamanlarda dolandırıcılar yine her sektörde, akla hayale gelmeyen yöntemlerle insanların elinde avucunda ne varsa alıp kaçıyor. Bu nedenle insanlar konut almadan önce, kimden alacaklarına dikkat etmesi gerekiyor. Ve asla ve asla resmi olarak konutun satışını üzerine alması gerekiyor. İnşaat temel halineyken konutun belli bir bölümü, inşaat ilerledikçe belli bir bölümü satılabiliyor. Ve bu kanun insanları tehlikeden korumak için çıkarılmış. Eğer inşaat ilerliyorsa kanun bu firmaya satışlarına
devam etmek hakkı vermiş. Yok inşaat devam etmiyorsa, daha fazla insanın mağdur olmaması için böyle bir kanunu uygulama koymuş.
O yüzden siz siz olun, kanunları iyi bilin, acele etmeyin ve temkinli davranıp önce kanunen kendinizi garanti altına almayı unutmayın… Oyuna gelip de elinizdeki avucunuzdaki her şeyi kaybetmeyin.
