O kadar çok soran olunca ?karnaval iptalmiş, öyle mi?? diye, anladım ki bir yanlış anlama var. Önce peşinen ve kocaman harflerle söyleyeyim ki; KARNAVAL İPTAL EDİLMEDİ. Gelen basın bültenine göre sadece KARNAVAL KORTEJİ, AÇILIŞ TÖRENİ ve HALK KONSERLERİ İPTAL EDİLDİ. Hazırlıkları aylardır devam eden karnaval planlandığı gibi 6-10 Nisan tarihleri arasında yapılacak. Kültür ve sanat etkinlikleri, sergiler, söyleşiler ve imza günleri, açık hava atölyeleri, sportif gösteriler, lezzet durakları gibi tanıtımlar gerçekleştirilecek, el işi ve Adana hediyelikleri stantları kurulacak.
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki bu kararı isabetli bulduğumun ve ortak aklın sağduyusu olarak gördüğümün de altını çizerek, ayrıntıları paylaşayım izninizle.
Açıkça söylemem gerekirse bir fısıltı dolaşıyordu son 1 aydır Adana´da. Dostlarım telefon açıyordu, karşılıklı sohbet ettiklerimiz açık seçik soruyordu: ?Karnaval iptal edilecek mi?? Aslında bu sorunun altında yatan duygunun bir taraftan ülkenin gidişatına hissedilen üzüntüden diğer taraftan da endişeden kaynaklandığını düşünmekteydim. Çünkü bu yıl 4.sünün yapılacağı karnavalın amacı artık hepimizce malumken, verilen birlik, beraberlik mesajları bu kadar netken, şehrimize katkısı ve Adanalıların gönüllülüğü esas alınmışken, son aylarda ülkece yaşadığımız olayların bizleri getirdiği kaçınılmaz noktanın adeta izdüşümü gibiydi.
Öncelikle, bu kadar şehidin olduğu, masum ölümlerin yaşandığı bir sırada kimsenin ne eğlenmeye gücü kalmıştı ne de canı istiyordu. Arada sırada mutlu ve güzel günlerden kalan bir gülüş yerleşse yüzlere, gölgeleniveriyordu. Evet, böyle zamanlarda daha çok morale, birlik içinde olduğumuzu hissetmeye ihtiyacımız var ama komşuda cenaze olduğunda birlikte yas tutan insanlar olarak, karnavalın eğlenceli kısmı olan kortej yürüyüşünde yer almak, açılış töreninde coşmak, konserlerde tempo tutmak, içlere sinmiyordu. Bir de bunca zamandır yüz bine yakın insanı bir araya getirip de en ufacık bir güvenlik sorunu dahi yaşanmayan karnavalda, son olaylar üzerine, ister istemez, -itiraf edilmese de, insanlarda kalabalıklar içinde yer almak istememe gibi bir duygu oluşmuştu. Bütün bu gerekçeler önemliydi ve dikkate alınmalıydı.
En son telefon görüşmemizde, artık yılların dostluğuna da güvenerek, bütün bu olanları paylaştığımda sevgili Ali Haydar´la, karnavalda bu yönde değişikliklerin yer alacağı bir kararın arifesinde olduğunu, itiraf ediyorum, sezmemiştim. Fakat beklentim o yöndeydi ki, en azından bu sene için bir düzenleme olsun.
İşte herkeste farklı yönde düşünceler oluşturan bu gelişmeyi ilk duyduğumda, portakal çiçeğinin kokusunda bir hayali gönlümüze işleyen bir insanın ve ekibinin vermiş olduğu bu kararda hem sorumluluk sahibi insanların akılcılığını, programcılığını gördüğümü düşündüm hem de bu kokuyu soldurmak istememelerinin duygusallığını. Bana göre her ikisi de büyük bir aklı ve yüreği gerektirir ki onları bir kez de buradan içtenlikle alkışladığımı belirtmek istiyorum.
Elbette bu, ne pencerelerimize vuran dallarından yayılan o kokuyla uyandığımız çocukluk düşlerimizden vazgeçişti ne de sokaklarda dolaşırken ciğerlerimize doldurduğumuz, başımıza düşen o çiçeklerle kurduğumuz hayallerden. Sahip olduğumuz güzelliklerin arkasında duran biz Adanalılar için zaten önemli olan karnavalın ruhunu yaşamak ve yaşatmaktı.
Varsın bu sene de böyle olsun. Madem esas olan kentimizde örneğini sunduğumuz bu gönül birliği, öyleyse gerek karnavalda gerekse başka zamanlarda , var olan bu ruhla hem şehrimizi ifade edebiliriz hem de kendimizi. Biz mesela, kendisinin de aynı sıraları paylaşmaktan gurur duyduğu Ayas Koleji Mezunları olarak, her zaman hem Ali Haydar Bozkurt ve karnaval komitesinin yanında olduğumuzu hem de gönül verdiğimiz, her anlamda sahip çıktığımız Adana´ya desteğimizi göstermek adına, bu seneki buluşma organizasyonumuzun içeriğini her sene olduğu gibi karnavalla özdeşleştirdik. İstedik ki o gece yine burcu burcu kokusu olsun gönlümüzde, üzerimizde.
Portakal ağaçları neden önemlidir Adana´da bilir misiniz? Her mevsime yani yaşamın tamamına şahitlik ederler. Buna rağmen çiçek açmaktan hiç vazgeçmezler, ki biz, bize yaşattığı hayallerden vazgeçelim. Her mevsim gelin Adana´ya ama illaki Nisan´da gelin, ki bu hayali sizler de yaşayın.