Zekai BULUÇ
07.10.2015 Günü televizyonlarda son dakika olarak Prof.Dr. Aziz SANCAR ?ın Nobel Kimya Ödülünü aldığı haberi geçildi .
Yazılı ve görsel basın SANCAR´dan bahsetmese çoğu kimsenin haberi bile olmayacaktı . Ülkemizin içinde bulunduğu durum dolayısıyla sevindirici bir habere gerçekten ihtiyacımız vardı .
Sayın SANCAR ,
Sizden hiç haberimiz yoktu. Çünkü bilimsel dergi?gazete okumuyorduk ! Televizyon başına geçince mafya, aşiret dizileri izliyorduk . Bununla yetinmeyip TV´deki yemek programlarında 1 kilo kuş gönü pastırmadan nasıl Paçanga böreği yapılır, onu öğrenmeye çalışıyorduk ! Bizim evde yaptığımız Paçanga böreği sanal börek oluyordu .
Öğleden sonra TV kanallarında evlendirme programlarını ailece kaçırmıyorduk ! Bu gün gösterilen diziyi önümüzdeki hafta özet olarak 1 saat daha izleyeceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorduk ! ( Acaba ulusumuzun genetiğiyle oynandı da bizim haberimiz mi yok )
******
Meğerse Prof . Dr Aziz SANCAR gecesini gündüzüne katıp insanlığa yararlı bir şeyler bulma peşindeymiş . Sayın SANCAR , Mardin ?in Savur ilçesindeki yoksul aile çocuklarının okuyabilmesi için maddi manevi yardımlarını esirgemiyormuş !
ABD ?de kazandığı paralarla ,ABD´ye yüksek lisans yapmaya gelen Türk çocuklarının işini kolaylaştırmak için ? Türk evi ? yaptırmış da bizim gibi televizyon başından ayrılmayanların haberi yokmuş .
Nobel Kimya ödülünü bileğinin hakkıyla kopara kopara alan Prof. Dr. Aziz SANCAR , Nobel Ödülünü almak için batının hoşuna gidecek mesajları vermekten kaçınmış .
Örneğin batı da çok satan bir gazeteye ? Türkler 30 bin Kürdü ,1 Milyon Ermeniyi öldürdüler . ? de diyebilirdi değil mi ? Fakat öyle yapmadığı gibi ; Nobel ödülünü diğer bilim adamlarının elinden çeke çeke , kopara kopara bileğinin hakkıyla almış !
Arkadaşlar burada asıl sorun Aziz SANCAR ve benzerlerinin niçin yurt dışına çıktığıdır , çıkmaya mecbur bırakıldığıdır ! Hem Türkiye niçin sanayileşemiyor diyoruz hem de Türkiye´yi geleceğe taşıyacak AR-GE ?lere kısıtlı bütçeler ayırıyoruz !
İşte AR-GE ?lere ayrılan kısıtlı bütçeler yüzünden nice bilim adamları Türkiye´den uzaklaşmakta ve bilimsel araştırmalarını başka ülkelerde yapmaktadır .
*****
Türkiye ?de AR-GE?lere ayrılan bütçeler kısıtlı olduğu kadar insanlarımız sabırsızdır . Bütçeyi hazırlayanlar verdikleri paranın karşılığını ertesi gün isterler ! Bu durum bilim adamlarımıza , makine profesörlerine , mühendislere , teknik elemanlara vb . yapılan haksızlıktır .
*****
Örneğin Adana´ya özgü hammaddesi pamuk olan fabrika kurmak istiyorsunuz . Aklınızdaki tesis entegre bir tesistir . Tarladan kütlü halinde gelen pamuk, fabrikanın Sawgın veya Rollergin bölümünden girecek fabrikanın en uçtaki bölümlerinden çiğit yağı , küspe , bez ve kumaş olarak çıkacaktır . Böyle bir entegre tesisin ilkinin yapılması çok zaman alır çünkü çalışan ekibi çok zorlar ! Entegre tesisin makine parkını kurduktan sonra diğer kuracağınız tesisleri çok ucuza mal edebilirisiniz ! İhtiyacınız olan en önemli makine parçası rulmandır . Onu da bir Türk firmasıyla , Avusturya firmasının ortaklığıyla yapılan rulmanlarla çözebilirsiniz . Avrupalının yaptığı makine parçalarında kullanılan çelik sertliği ki; mutlaka ölçülmesi gerekir . Makinada kullanılacak çeliğin sertliğini ; bırakın büyük fabrikaları , sanayi çarşılarındaki sertlik ölçme cihazlarıyla bile ölçebilirsiniz !
Benim Sümerbank Adana fabrikasında çalıştığım yıllarda orijinal dişliyi , mili vb. aksamları Adana meslek liselerindeki çelik sertliğini ölçme cihazlarında ölçtürürdük !
Şu an için üretim çeşitlerine göre kurulacak entegre tesisler o kadar zor değildir . En zor olanı yapılacak makinaya gerekli rulmanı imal edebilmektir !
Sağlıcakla kalın .
NOT: ATATÜRK ?ün kurduğu Türk Dil Kurumunun seçilmiş son başkanı , Kültür bakanı Ahmet Taner KIŞLALI´nın müsteşarı , Dil derneğinin onursal başkanı , çağımızın Karamanoğlu Mehmet Bey´i Prof. Dr. Şerafettin TURAN´ı kaybettik ışıklar içinde yatsın !